Türk Toplumunda Aydın Sınıfın Anatomisi
Orhan TürkdoğanTürk Toplumunda Aydın Sınıfın Anatomisi Gönderileri
Türk Toplumunda Aydın Sınıfın Anatomisi kitaplarını, Türk Toplumunda Aydın Sınıfın Anatomisi sözleri ve alıntılarını, Türk Toplumunda Aydın Sınıfın Anatomisi yazarlarını, Türk Toplumunda Aydın Sınıfın Anatomisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nazım Hikmet ve arkadaşlarının başlattıkları komünizm hareketi,tarihsel perspektifte 15 ve 16. Yüzyıllarda Osmanlı'da başlayan Türkmenlerin Oğuzlara veya çevrenin merkeze olan tepkilerinin bir devamıdır. Ancak bu toplumsal yönelim Kuvayi Milliye'de gözlemlediğimiz türde koruyucu, bütünleştirici, ulusal değerleri ön plana alan girişimci bir tutumdan ziyade, intikam ve ihtilal yüklü sosyalist devrimci bir enternasyonel harekettir.
Sayfa 206
İkinci Kudüs olarak bilinen Selanik'te, dönmelere küçük sazan balıkları anlamında sazanikas denildiği, İstanbul kent yaşantısında ise paşazadeler türü kavramlar kullanıldığı bilinmektedir.
Sayfa 195
Marronosluk veya Avdeti türü dönmelik çoğu kez Yahudi cemaatinin yaşadıkları yörelerin baskısı, zorlaması ve din değiştirmesi hususundaki tepkileri karşısında bir vaziyet alış veya kimliğini koruma stratejisidir.
Sayfa 194
Şaşkınım
Osmanlı'nın Yahudi'ye olan tutkusu hiçbir azınlık grubuna olmamıştır. Bu tuhaf yaklaşımı Avram Galanti'nin Yahudi ile Türk tırnak ile parmak gibidir özdeyişinde gözlemleyebilmekteyiz. Osmanlı felaketler pahasına da olsa sürekli Yahudilerin haksızlıklara uğraması karşısında Avrupa'da önlem almıştır.
Sayfa 189
Atatürk'ün 'Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur' veya 'Türk milletinin başına geçenlerin kanına bakınız' tarzındaki önerileri ne bir ırkçılık ne de bir Türkleştirme serüvenidir. Tamamen Osmanlı'nın Türklüğü devreden çıkaran ve yönetimi patrimonial devşirme grubuna teslim eden zihniyetine karşı bilimsel bir tepkidir. Aksini düşünmek bir art niyet unsuru ve konuyu saptırma çabasıdır.
Sayfa 134
Atatürk anti-Marksist olmasına rağmen kısa zamanda partisi'nin sosyalist akımların bataklığından sürüklenmesinde ülke gençlerinin sağ ve solda yıllarca süren ideoloji kavgalar içinde harcamasında patrimonial devşirme geleneğinin derin etkileri unutulmamalıdır.
Sayfa 135
Günümüzde büyük kentlerin varoşlarına yığılan insanlar aslında Osmanlı'dan intikal eden reaya topluluğudur. Bu insanların yaşantılarını ortak olduğumuz takdirde 1000 yıllık bilinen yaşantılarını aynen sürdürdüklerini görürüz Bilgi çağı milenyum bu insanlara ne bilgisayar olanağını sağlamış, ne de yüksek öğrenimin yolunu açmıştır. Yoksulluk içinde parya gibi yaşantılarını sürdürmektedirler. Boğazda yalılarda ve adalarda yaşayan saraylılar da yine Osmanlı'daki konumlarını aynen sürdürmektedirler.
Sayfa 120
Bilindiği üzere millet Aramice de Milla'dan gelen bir sözcük olup, dini cemaat anlamını taşımaktadır. Osmanlı'da yasal olarak statüleri belirlenmiş dini cemaatlere millet adı veriliyordu. Şöyle ki, imparatorlukta bir müslüman milleti vardı; ancak Türkler ve Araplar yoktu.
Sayfa 105
Ey Türk milleti (budunu)! Birçoğunuz Çinlilerin tatlı sözleri ve hediyeleri ile bozularak öldünüz. Çin milletine beylik erkek evladınızı kul kıldınız, hanımlık kız evladınızı cariye kıldınız. Türk beyleri, Türk adını bıraktınız. Bilge Kağan
Sayfa 98
Devletin olması için askere ihtiyacın var; askerin olması için servet dağıtman gerekir; servet edinmek için halkın zengin olmalıdır; halkın zenginliğini ise ancak örfler sağlar. Kutadgu Bilig
İstimalet, bir anlamda ülkesi feth edilmiş bir topluma hiç değilse yönetime katılma ve diline resmi kimlik verilmek sureti ile onur kazandırma anlamı taşımaktadır.
Sayfa 95
Demokrasi, farklı olana saygı gösterir ama farklılığı artırmaya çalışmaz; bu, onun görevi de değildir. Devlet, sınıfsal farklılıkları artırmaya değil azaltmaya çalışır. Devlet farklılıkları artırmak değil azaltmak zorundadır..
Osmanlı'nın ümmet şemsiyesi altında, balkanlardaki halklar bir yana Ortadoğu Müslüman ülkelerini de bir araya getirmesi artık mümkün değildi. Çağın gerçek dinamiği, milli birlik duygusunu sağlamak yasada ve kıvançta aynı coğrafya üzerinde yaşayanları ortak bir paydada toplamaktı. Onun için de ilk kez 1931 yılında Tarih Tetkik Cemiyeti, 1932'de Dil Tetkik Cemiyeti kuruldu.
Sayfa 69
"Bir çıra gibiydiler, isleri ışıklarından çoktu." denilmesin.
S. Freud'un dediği gibi "Kadavra kaderdir." Hiç kimse şu veya bu ırka mensup olmasından ötürü suçlanamaz. Ancak bireyin toplum içindeki eylem biçimi, tutum ve zihniyeti eleştiriye açık olabilir.
Sayfa 57