1984 yılının son günlerinde Türkiye Radyo Televizyon Kurumu yeni bir genelgeyle 203 sözcüğün radyo ve televizyon yayınlarında kullanılmamasını istiyordu.51 Hazırlanan dizelgede gerçekten tutunmamış az sayıda sözcük bulunmakla birlikte asıl ağırlığı şu öğeler ve benzerleri oluşturuyordu:
Anı, anımsamak, başyapıt, belirteç, bellek, biçem, deneyim, devrim, dışsatım, dinsel, doğa, doğal, düzelti, eğitimsel, eleştirel, eşgüdüm, gereksinme, gizem, görsel, imge, izlence, karşın, koşul, kuram, olanak, olasılık, onursal, örneğin, öykü, özgün, özgür, özgürlük, özveri, saptamak, söylem, söyleşi, söylev, sözel, tümce, ulus, uluslararası, yandaş, yanıt, yapay, yapay, yaşam, yinelemek.
51) Bu konuda bkz. Brendemoen, 1990: 473; Karahan-König, 1997: 147-161; Demircan, 2000: 196-197. Brendemoen, bu dizelgenin ‘TDK’ya göre daha az radikal bir duruş sergileyen Zeynep Korkmaz tarafından belirlendiğinin söylendiğini’ yazmaktadır.