Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkçenin Kurtuluş Savaşı

Tahsin Yücel

Türkçenin Kurtuluş Savaşı Sözleri ve Alıntıları

Türkçenin Kurtuluş Savaşı sözleri ve alıntılarını, Türkçenin Kurtuluş Savaşı kitap alıntılarını, Türkçenin Kurtuluş Savaşı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1928'de gerçekleştirilen abece devrimi "özellikle sesliler açısından çok yetersiz olan arap yazısı"nın atılması ve "Latin abecesinden yola çıkılarak Türkçenin ses düzenine uyacak biçimde hazırlanan yeni Türk abecesi"nin benimsenmesidir.
Yaklaşık altmış yıl önce, romancı ve denemecilerimizin yapıtlarında Türkçe sözcük oranı %35, %40 oranındaydı; bugün bu oran %90, %95 düzeyinde; üstelik, kuramsal açıdan dil devrimine karşı çıkanlar bile devrimin getirilerinden bol bol yararlanıyorlar. Öte yandan, başlangıçta dil devrimi yazı ya da ekin dilini fazla uzaklaşmış olduğu konuşma diline yaklaştırmak düşüncesiyle tasarlanmışken, bugün konuşma dili yazı dilini yakından izliyor, bu nedenle de yabancı kökenli sözcükler yerine önerilen yeni Türkçe sözcükleri neredeyse günü gününe benimseniveriyor. Belge (vesika), bitki (nebat), görev (vazife), ilgi (alâka), seçenek (alternatif), sorun (mesele), sözcük (kelime), sözlük (lügat), yasa (kanun), yayın (neşriyat) bunlardan yalnızca birkaçı.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Reklam
(...)Türk toplumunun tümü ya da büyük bir çoğunluğu Osmanlıcayı benimsenmiş, anlamış ve konuşmuş olsaydı, bir ölçüde böyle bir şeyden söz edilebilirdi. Ne var ki, konuşulan bir dil değildir; üstelik, bir tür güç, bilgi ve incelik simgesi olan bu yazı dilini elinde tutan iktidarın onu uyruklarına öğretmek gibi bir kaygısı da yoktur. Bir kez, başka nice iktidarlar gibi o da eskil ya da halkın dilinden ayrı bir dil kullanımını bir üstünlük belirtisi, bir ayrıcalık olarak görür. Sonra, bilindiği gibi, Osmanlılar güçleri arttığı ölçüde kendi halklarından kopar, yüksek görevlilerini fethettikleri ülkelerin uyrukları arasından seçer, “Osmanlı” değil de “Türk” olarak nitelenmeyi bile bir aşağılama sayarlar.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Dil devriminin her zaman karşıtları olmuştur, bugün de var: birtakım aydınlarımız bu devrimi her şeyden önce osmanlı ekininin yadsınması olarak görüyor, tarihsel ve ekinsel zenginliğimizin ayrılmaz parçalarını oluşturan birçok yapıtı unutuluşa gömerek geçmişle bağlarımızı kopardığını söylüyorlar. Hiç kuşkusuz, osmanlı öğretimiyle karşılaştırılması bile haksızlık olacak Cumhuriyet dönemi öğretiminin nicelik ve niteliği göz önüne alınınca, bugün bu eski yapıtları okuyup değerlendirebilecek bireylerin sayısının aynı düzeyde osmanlı uyruklarının sayısından çok daha fazla olduğu ileri sürülebilir. İçinde bulunduğumuz şu doksanlı yıllarda, altı ayda yayımlandığımız kitap sayısının osmanlı dönemlerinde yayımlanan kitap sayısından daha fazla olduğu da ileri sürülebilir.
Türkiye'de, özellikle şu son yıllarda, düşünür, yazar ya da ozan olmak için olabildiğince gelişmiş özel bir dil yetisiyle donanmış olmak şöyle dursun, ana dilini doğru dürüst bilmek bile gerekmiyor.
Bugünün başarısızlığını geleceğin başarısının göstergesi olarak değerlendirmekten daha saçma bir şey olamaz.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Reklam
Uygun biçimde eğitilmiş her insan iyi ya da kötü şiirler yazabilir; oysa müziksel bulgulama özel yetenekler gerektirir, verilmemiş olmaları durumunda geliştirilemeyecek yetenekler...
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Karantinadan sonra biz:
Sonra başka otobüslere bindim, başka yollarda yürüdüm, insanlarla konuştum, gazete okudum, televizyon izledim, yavaş yavaş bir duman gibi dağıldı büyü, kendi kendime güldüm.(...)
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Dilsel yetiyi doğanın kişiye eksik vermiş olması (ya da dilsel bir sakatlık) ya da kişinin ekin içinde (alıcı ve/ya da verici olarak) bu yetiyi yeterince geliştirmemesi durumunda, özellikle dile bağlı olan kimi etkinlikler, diyelim ki felsefe, diyelim ki yazın, dilden bağımsız olarak, dile boşverilerek ya da çok yetersiz bir sözdizimsel ve sözlükbilimsel birikimle sürdürülebilir mi?
... Aynı biçimde, Melih Cevdet Anday'ın yazılarında kendi yaratımı sözcük'ü kullanması dilimizin en yaygın sözcüklerinden biri olan kelime'nin yerini bu yeni öğeye bırakması için yeterli olur.
41 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.