Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkçenin Kurtuluş Savaşı

Tahsin Yücel

Türkçenin Kurtuluş Savaşı Gönderileri

Türkçenin Kurtuluş Savaşı kitaplarını, Türkçenin Kurtuluş Savaşı sözleri ve alıntılarını, Türkçenin Kurtuluş Savaşı yazarlarını, Türkçenin Kurtuluş Savaşı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sürdürülemez sonra orangutan dili konuşuyor bazıları :/
Dilsel yetiyi doğanın kişiye eksik vermiş olması (ya da dilsel bir sakatlık) ya da kişinin ekin içinde (alıcı ve/ya da verici olarak) bu yetiyi gereğince geliştirmemesi durumunda, özellikle dile bağlı olan kimi etkinlikler, diyelim ki felsefe, diyelim ki yazın, dilden bağımsız olarak, dile boşverilerek ya da çok yetersiz bir söz dizimsel ve sözlük bilimsel birikimle sürdürülebilir mi?
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Okumanın payı kocaman.*
Gerek söz dizim, gerek sözlük bilim düzeyinde, dil öğrenimi hiç bitmez, dilimizin sözcüklerini sürekli öğreniriz, hiçbir zaman da hepsini bildiğimizi söyleyemeyiz. Dil bizim için hem bir nitelik, hem de bir iyeliktir. Ama konuştuğumuz dili bizden daha iyi ve daha kötü konuşanlar, bizden daha az ve daha çok bilenler varsa, bunda yetinin de payı vardır, eğitimin de.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Reklam
Hiç kuşkusuz şöyle bir çevremize baktığımız zaman, doğanın müzik yeteneğini insanlara daha bir cimrice, dil yeteneğini daha bir cömertçe dağıtmış olduğunu düşünmeye yöneliriz.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Uygun biçimde eğitilmiş her insan iyi ya da kötü şiirler yazabilir; oysa müziksel bulgulama özel yetenekler gerektirir, verilmemiş olmaları durumunda geliştirilemeyecek yetenekler...
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Karantinadan sonra biz:
Sonra başka otobüslere bindim, başka yollarda yürüdüm, insanlarla konuştum, gazete okudum, televizyon izledim, yavaş yavaş bir duman gibi dağıldı büyü, kendi kendime güldüm.(...)
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Sesim güzel o yüzden canım şarkılar kalp ben :)
(...)Yetenekler her zaman birbiriyle bağıntılı ve oranlı biçimde verilmiyordu insanlara, kiminin gözleri çok keskin, kiminin kulağı çok duyarlı, kiminin sesi çok güzel oluyor, kimi öncelikle çok kıvrak bedeni, kimi çok becerili elleri, kimi yaratıcı kafası, kimi benzersiz düş gücüyle seçiliyor, kimi bedensel güzelliğiyle, kimi de kendisine yanıt yetiştirmekte güçlük çeken küçük ana baba aracındaki şu kavruk çocuk gibi olağanüstü bir konuşma yeteneğiyle göz kamaştırıyordu. Hepimizin durumu bu değildi kuşkusuz, çoklarımızın yetileri birbiriyle oranlıydı, ama, öyle görünüyordu ki, yetilerimiz dengelendiği oranda sıradanlaşıyor, biz de sıradan yetilerimizle “idare ediyor”, ağırlığı birine ya da birkaçına vererek yaşamda kendimize iyi kötü bir yol açıyorduk.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Reklam
Çeviri yalnızca bir dilden bir dile değil, bir ekinden bir ekine, bir uzamdan bir uzama, bir dönemden bir döneme yapılır.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Bugünün başarısızlığını geleceğin başarısının göstergesi olarak değerlendirmekten daha saçma bir şey olamaz.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Sahip çıkarsan beslersin. Dil bayraktır.*
1950 yılından başlamak üzere, dil devrimi karşıtlığının gittikçe daha düzenli, gittikçe daha ezici bir baskıya dönüştüğünü de biliyoruz. Böylece, Demokrat Parti iktidarının oyladığı ilk yasalardan biri Anayasa’nın eski diline dönme yasası olur, dil devriminden yana olanlar komünist olarak nitelenir, daha sonra, 1960, 1973 ve 1979 yıllarındaki birkaç aylık soluklanma dönemleri bir yana bırakılacak olursa, tüm iktidarlar dil devrimine karşı bir tutum benimser: herkesçe benimsenmiş yeni terimlerin okullarda kullanımını yasaklayan genelgeler yayımlayan ya da okul kitaplarını yeni kuşaklarca anlaşılması olanaksız Osmanlıca terimlerle doldurtan milli eğitim bakanlan, kendilerinin de sık sık kullandıkları yeni sözcüklerin bile radyo ve televizyonda kullanılmasını yasaklayan TRT genel müdürleri görülür. En sonunda da 1980 askeri yönetimi Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nu kapatır ama tüm bu karşı çabalar hiçbir sonuç vermez: dil devrimi, iktidarlardan bağımsız olarak ve iktidarlara karşın, gelişimini hep sürdürür hem de öyle güçlenerek sürdürür ki neredeyse kendisine yönelen baskı çabalarıyla beslendiği söylenebilir.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Yaklaşık altmış yıl önce, romancı ve denemecilerimizin yapıtlarında Türkçe sözcük oranı %35, %40 oranındaydı; bugün bu oran %90, %95 düzeyinde; üstelik, kuramsal açıdan dil devrimine karşı çıkanlar bile devrimin getirilerinden bol bol yararlanıyorlar. Öte yandan, başlangıçta dil devrimi yazı ya da ekin dilini fazla uzaklaşmış olduğu konuşma diline yaklaştırmak düşüncesiyle tasarlanmışken, bugün konuşma dili yazı dilini yakından izliyor, bu nedenle de yabancı kökenli sözcükler yerine önerilen yeni Türkçe sözcükleri neredeyse günü gününe benimseniveriyor. Belge (vesika), bitki (nebat), görev (vazife), ilgi (alâka), seçenek (alternatif), sorun (mesele), sözcük (kelime), sözlük (lügat), yasa (kanun), yayın (neşriyat) bunlardan yalnızca birkaçı.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
43 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.