Dil ile toplum ve dil ile kültür arasında çok sıkı, ayrılmaz bir bağlantı görülür. Çünkü dil niteliği bakımından sosyal bir manevî varlıktır. Bu özelliği dolayısıyla yalnızca toplumun bireyleri arasında karşılıklı bir anlaşma sağlamakla kalmaz, aynı zamanda o toplumun bireylerini birbirine kenetleyen, aralarında sosyal akrabalık bağı kuran ve bu yolla ulusal birliği sağlayan bir perçinlenme görevi de yüklenmiş olur. Bu duruma bağlı olarak bir toplumun bir ulus (millet) niteliği kazanabilmesi, öncelikle o topluma özgü gelişmiş bir dilin varlığını gerekli kılar. Bu bakımdan dil bir ulusun kimlik belgesi niteliğindedir.