Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'de Devlet Geleneği

Metin Heper

Türkiye'de Devlet Geleneği Sözleri ve Alıntıları

Türkiye'de Devlet Geleneği sözleri ve alıntılarını, Türkiye'de Devlet Geleneği kitap alıntılarını, Türkiye'de Devlet Geleneği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sened'te ayrıca, Sened hükümlerine aykırı hareket etmedikleri müddetçe merkezin yerel eşrafa karşı bir gieişimde bulunmayacağı belirtilmektedir. Sened-i İttifak'ın Magna Carta'dan farkı bu noktada da ortaya çıkmaktadır:Merkez, kendi elini güçlendirdiği müddetçe yerel eşrafta karşı neden karşı tavır alsın?"
Diğer taraftan, Atatürk sık sık orduya karşı devam eden saygısını ve güvenini ifade etmiştir.Örneğin, 1931'de şunları söylemiştir: "Türk ulusu ... orduya ... yüce milli mefkuresine [idealine] ulaşma çabalarının öncüsü olarak bakmıştır ... Ordudan bahsederken bu ülkenin gerçek sahipleri olan Türk ulusunun entelijansiyasından bahsediyorum ... Türk ulusu ordusunu, gerçekleştirmeye çalıştığı amaçlarının destekleyicisi ve koruyucusu olarak görmüştür"
Reklam
“.muhtemelen yalnızca İngiltere hariç, başka ülkelerdeki ihtilafların, sadece sitemlerine alâka gösterilmesi isteği ile ortaya çıkan toplumsal sınıflardan kaynaklandığı görüşünde ısrar etmenin bir anlamı yoktur. Siyasal çatışmaların genel bir neden, siyasal gücü elinde tutanlar ile bu güçten mahrum olanlar arasındaki rekabettir ki, bu da genellikle merkez ile çevre arasındaki düşmanca tavırlar şeklinde tezahür eder.”
pdf
Aslında kısmen ayan sınıfı buna dahil edilebilir:
Osmanlı'da yerel eşraf, doğuştan ait olunan bir soylu sınıf (nobility) değildi. Söz konusu yerel eşrafın, devlet işlerinde et­kin olabilecek güçlü bir aristokrasi olduğu söylenebilir mi? Bu­ raya kadar değinilen noktalar ışığında bu bile şüphelidir. İnal­cık' ın belirtmiş olduğu gibi, yerel eşrafın arazi sahibi olması, Orta ve Doğu Avrupa'da rastlanan toprak sahipliği biçimleriy­le özdeşleştirilmelerine olanak vermez çünkü söz konusu coğ­rafyalarda aristokrasi toprak üzerinde sadece ekonomik değil fakat aynı zamanda idari ve siyasi haklara sahipti
Osmanlı Yönetim Biçimindeki Devlet Geleneği
“İslâm halklar topluluğu içerisinde Türklerin İslami dünyaya dâhil olup kontrolü ele geçirdikleri on birinci yüzyıldan beri özel bir Devlet geleneği ortaya çıkmıştır. Bozkır imparatorluklarında yeşeren bu gelenek, kamusal meseleler ile ilgili yasama konusunda devletin mutlak hakkının teslim edilmesi olarak tanımlanabilir.”
pdf
Atatürk, sivil bürokrasinin üst noktalarına bazı siyasi atamalar yapmıştı. Bu hususa değinen Harris, Atatürk'ün bazı büyü­kelçilik atamalarını milli mücadelede kendisi ile birlikte çalışanlara ödül olarak kullandığını kaydetmiştir.
Reklam
“Reform, ancak padişahın hem merkezde hem de yerel düzeyde tüm rakip güçleri ortadan kaldırıp iktidarı tam anlamı ile ele geçirmesi durumunda mümkün olur.”
pdf
Bir de 98 yılında ASKON kurulduğunu hatırlatmak gerekir:
Özel sektörün önde gelen üyelerinden birisi 1970'lerin ortasındaki durumu şöyle özetlemiştir: "Herkes, Türkiye'deki özel sektörün düşünüldüğü kadar nüfuzlu ve etkili bir baskı grubu olmadığını anlamalıdır. Özel sektör heterojendir; sektör içi kıskançlıklar yaygındır. İyi örgütlenmemiştir. İstanbul ile Anadolu arasındaki rekabet devam etmektedir. Büyük sana­yiciler ile küçük sanayicilerin çıkarları çelişki halindedir. Bazı Sanayi Odaları, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜ­SİAD) sadece büyük sanayicilerin kulübü olduğunu düşüne­rek bu derneğe iyi gözle bakmaz. Sanayi ve Ticaret Odaları arasında yakın bir işbirliği yoktur. İşverenlerin sadece üçte biri [Türkiye İşveren Dernekleri] Konfederasyonu içinde örgütlen­miştir." Görülüyor ki, 1970'lere kadar olan geç bir dönemde bile Osmanlı geleneğinin kalıntıları -her şeye kadir devlet kar­şısında iyi örgütlenememiş bir çevre olgusu- sürüp gitmiştir.
“Millî egemenlik farklı bir şeydir. Cumhuriyet, anayasal monarşi ve mutlak monarşi farklı şeylerdir. Bazıları sadece biçimdir. Diğerleri millî iradeyi kuvveden fiile çıkaracak [düşünceden uygulamaya geçirecek] araçlardır... Millî egemenlik mutlak monarşide bile bulunur. Anayasal monarşide daha fazlası ve cumhuriyette daha da fazlası vardır. Yani, iki şey birbirine karıştırılmamalıdır: Millî egemenlik bir biçim değildir; bir öz meselesidir.”
pdf
Devlet Realitesi
“Osmanlı bürokratlarından çok farklı olmalarına rağmen, laik okullarda eğitilip Batılı düşüncelere ve Avrupa tipi vatanseverliğe aşina olan Jön Türkler ve Kemalistler, eski patrimonyal geleneğin mirasçıları idiler. Böylece, devletin topluma üstünlüğünü bir veri olarak alıyorlar ve toplumsal ve iktisadi seçkinleri atlayarak meşruiyet ve otorite tekelini devlet seçkinlerine tanıyorlardı.”
pdf
113 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.