Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'de Devlet Geleneği

Metin Heper

Türkiye'de Devlet Geleneği Sözleri ve Alıntıları

Türkiye'de Devlet Geleneği sözleri ve alıntılarını, Türkiye'de Devlet Geleneği kitap alıntılarını, Türkiye'de Devlet Geleneği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar kime oy vereceğini bilmiyordu ama kime vermeyeceğini biliyordu.
Atatürk’ ün hayâli, temel meselelere dair çatışmaları kendi başına çözebilen bir toplumdu.
pdf
Reklam
1920’lerin son yıllarında yapılan laik reformların arifesinde Atatürk, “kendi bencil çıkarları için masum insanların dinî duygularını sömüren her türden hayâlpereste inanan bir halkın medenî bir ulus olarak tanımlanmasının mümkün olup olmadığı” sorusunu gündeme getirmişti.
pdf
Türklerin nihai amacı çağdaş uygarlığı yakalamak, hatta geç mekti; uygar kişi, mantıklı davranan kişiydi. Bu nedenle, Türk inkılabının temel hedefi, dinin toplum ve siyasal hayat üzerindeki zincirlerini kırmaktı. Şerif Mardin'in çarpıcı bir şekilde işaret ettiği gibi, "Türk inkılabı, durumundan memnun olmayan burjuvazinin ürünü değildi, toplumsal düzenden hayal kırıklığına uğrayan köylülerin desteği ile meydana gelmedi ve feodal ayrıcalıkları ortadan kaldırmak gibi bir hedefi de yoktu: Bu inkılap, Osmanlı ancien regime'ine karşı yapılmıştı."
Sayfa 116Kitabı okudu
Osmanlı-Türk yönetim biçimi uzun evrilme süreci boyunca, bu konuda İngiltere'nin tam karşı kutbunda yer almıştır. İngiltere'de öncül yapı merkezi feodalizm, Fransa örneğinde ademimerkeziyetçi feodalizm iken, Osmanlı'da bu yapı patri monyalizm idi. Hem merkezi hem de ademimerkeziyetçi feodalizmde merkezi otorite, dengeleyici güçler tarafından etkin biçimde kontrol edilirken, patrimonyalizm de çevre, merkez tarafından hemen tamamen etkisiz hale getirilmiştir.
Sayfa 30 - Osmaniye yay.Kitabı okudu
“Osmanlı İmparatorluğu’nda merkezî denetimin zayıflaması daima yerel düzeyde sorumsuz davranışların artması ile sonuçlanmıştır”
pdf
Reklam
Türkiye’de siyasal partilerin zaman zaman büyük partilerden ayrılan küçük partiler olarak ortaya çıkmış oldukları iyi bilinmektedir. Ancak, seçmenler arasındaki herhangi bir temel bölünmeyi yansıtmayan ve neredeyse tamamen seçkinler arası çatışmanın sonucu olarak kurulmuş bu partiler, ya kısa ömürlü olmuşlardır ya da uzun vadede fazla etkili olamamışlardır.
pdf
Resmi belgelerde tüccarlar için kullanılan ve erken dönemde küçültücü anlama gelmeyen bezirgan ve madrabaz gibi deyimler, sonradan "vurguncu" ve "düzenbaz" anlamlarını kazandılar.
Sayfa 200 - Osmaniye yay.Kitabı okudu
“Türk inkılâbı, durumundan memnun olmayan burjuvazinin ürünü değildi, toplumsal düzenden hayâl kırıklığına uğrayan köylülerin desteği ile meydana gelmedi ve feodal ayrıcalıkları ortadan kaldırmak gibi bir hedefi de yoktu: Bu inkılâp, Osmanlı ancien regime’ine karşı yapılmıştı.”
pdf
Osmanlı’da, liyakatın bir anlamı Padişaha gözü kapalı sadakat idi. Yönetici sınıf, Padişahın isteklerini eksiksiz yerine getiren bir mekanizma olarak algılanırdı.
pdf
Reklam
Bir ülkede uzlaşma yukarıdan dayatma yolu ile sağlanmıyor, şu veya bu şekilde gerçekleşen uzlaşmanın kalıcı olması gerektiğinde ısrar edilmiyorsa, toplum kesimler ve/veya onların siyasal platformlardaki temsilcileri gerek kendi aralarındaki çıkar çatışmalarını, gerekse özel çıkarlar ile toplumun uzun süreli menfaatlerini bir dizi uzlaşmalar yolu çözümleyebiliyor ve ülkenin önemli sorunlar ile karşılaşması durumlarında o sorunlara gerektiğinde birlikte çare üretmeye çalışıyorlarsa aşkın bir devlet olgusunun ortaya çıkma ihtimali azalır. Aksi takdirde, zaman zaman toplum kesimlerine ve onların siyasal platformlardaki temsilcilerine pek hayat hakkı tanımama eğiliminde olan bir aşkın devlet olgusu ile karşılaşılması muhtemeldir.
pdf
Türkiye’nin siyasal kültürünün, ülkedeki siyasal sorunları ağırlaştıran bir öğe olduğu düşüncesi, reddedilmesi mümkün olmayan bir tezdir. Fakat sadece siyasal kültür üzerine bina edilmiş bir tez de, Türkiye’nin siyasal sorunlarını açıklama noktasında yetersiz kalır. Çünkü, yukarıda belirtildiği gibi, Türkiye’nin siyasal hayatında zaman zaman tuhaf siyaset yapma biçimine pek rastlanmayan dönemler de olmuştur. Bundan da önemlisi, siyasal kültür bir boşluk içerisinde oluşmaz. Siyasal kültür çerçevesindeki herhangi bir açıklama, öncelikle söz konusu kültürel örüntülere hangi etkenlerin yol açtığı sorusuna da yanıt bulmak zorundadır. Dinamik bir perspektiften bakıldığında, siyasal kültürün temel bir neden olmaktan çok, mevcut durumun daha da olumsuzlaşmasına yardım eden bir etken olduğu söylenebilir.
pdf
Seküler ve devlet yönelimli Osmanh ''Aydınlanma'' gelene ğinin dayandığı normlardan kısaca "adalet dairesi" diye bahse dilmiştir: "Hükümdar askerleri olmadan iktidar sahibi olamaz, askerler parasız olmaz, tebaanın refahı olmadan para olmaz ve aıdalet olmadan halkın refahı sağlanamaz!"Dolayısıyla, padişahın üzerinde titreyeceği ilke, adaleti gözeterek toplumsal düzen ve güvenliği sağlamak idi. Bürokratik merkez kıt kaynakların israf edilmemesine ve bu kaynakların adaletle dağıtılmasına çalışacaktı.29 Osmanlı klasik çağının en parlak döneminde (1299-1600), bu fikirler devletin felsefesini oluşturmuştur.
Sayfa 55 - Osmaniye yay.Kitabı okudu
Resmi tarihçi Şanizade, Alemdar dönemini anlatırken, o sıralarda devletin "bi-nam ve nishan" (adı sanı belli olmayan) kişilerin elinde olduğundan söz etmiştir. İstanbul halkı da, Alemdar' ın meşru yönetime zorla el koyduğunu düşünmüştür. Halkın gözünde, Alemdar bir "haydutbaşı" olarak kalmıştır.
“Millî egemenlik farklı bir şeydir. Cumhuriyet, anayasal monarşi ve mutlak monarşi farklı şeylerdir. Bazıları sadece biçimdir. Diğerleri millî iradeyi kuvveden fiile çıkaracak [düşünceden uygulamaya geçirecek] araçlardır... Millî egemenlik mutlak monarşide bile bulunur. Anayasal monarşide daha fazlası ve cumhuriyette daha da fazlası vardır. Yani, iki şey birbirine karıştırılmamalıdır: Millî egemenlik bir biçim değildir; bir öz meselesidir.”
pdf
111 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.