Akp ve Biyopolitika

Türkiye'de Kürtaj

Sedef Erkmen

Türkiye'de Kürtaj Gönderileri

Türkiye'de Kürtaj kitaplarını, Türkiye'de Kürtaj sözleri ve alıntılarını, Türkiye'de Kürtaj yazarlarını, Türkiye'de Kürtaj yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Biyo-politikanın amacı yaşamı kuşatmaktır; iktidarın, in­sanların burunlarının ucuna kadar gelmesini sağlayan şey, onların ölümleriyle değil, yaşamlarıyla sorumlu olduğunu iddia etmesidir. Yaşamı düzenlemek ve nüfusu kontrol al­tına almak, iktidarın gereklerine cevap verebilecek bir top­lum kurma idealinin uzantısıdır. Kürtaj da üreme, cinsellik, beden, nüfus, yaşam ve ölüm konularını kapsaması ve on­larla birçok bağlamda kesişmesi ölçüsünde biyopolitikanın öne çıkan tekniklerinden biri olmuştur.
Kadın, AKP için öncelikle devletin bakım işlerini yüklenme­si gereken, en az üç çocuk doğuran, ev içi işlerin sorumluluğunu yüklenen, sokakta kahkaha atmamasını bilen, evlen­meden cinsel ilişkiye girmeyen, evlenince de kocasının cin­sel isteklerini yerine getiren, esnek çalışma koşullanna göre ekonomiye katkı yapan ama kendi ayaklan üzerinde durabilecek kadar kazanmayan, erkekleri tahrik etmeyen, erken­den evlenen ve ne olursa olsun yuvasını bozmayan, hetero­seksüellik dışındaki "hastalıklara" meyletmeyen, Müslüman bir Türk kadınıdır. Annelik, bu kadının hayatında çıkabile­ceği en yüksek mertebedir. AKP'nin bu şekilde çerçevelen­dirdiği toplumsal cinsiyet rejiminde hayatı çoğalttığını iddia ederken hayatı yönettiği ve ölümün eşiğinde bıraktığı, eril şiddeti, yoksulluğu ve toplumdaki farklılıklara yönelik fa­şizan duygulan arttırdığı görülmektedir. Aile, AKP'nin ide­al toplumunun temel işlev birimidir. Kutsal ailelerin kurul­masını desteklemek ve parçalanmasını önlemek için bir dizi politika yürüten AKP, bu politikalarda kadının hayatım iki yönlü kuşatmaktadır: Bu aileyi kurmak ve yürütmek uğruna kadım aile içinde eriterek ve varlığını bu alanla sınırlayarak ve bu aileyi imkansız kılan tüm dinamiklerin bedelini yine kadınlara ödeterek...
Reklam
Ka­dına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin yükselişe geçmesi, Soma'daki madencilerin ölmesi, Gezi eylemleri sırasında po­lisin orantısız güç kullanımı sonucu ölen gençler, Tahir El­çi, Hrant Dink, Ceylan Önkol, Dilek Doğan cinayetleri, Ciz­re'de bodrum katında yaşanan katliam, Ankara Gar patlama­sında ölenler... iktidarın sessiz kaldığı, "ölmesine izin verdi­ği" örneklerden sadece birkaçı iken, yaşam hakkı savunusu yapılan fetüs için, yaşamın olanaklarına dair neler söylenebi­lir?
Sayfa 185Kitabı okudu
Kürtajın yasak olduğu ülkelerde, kadınların önünde ka­baca dört seçenek bulunmaktadır. Bunlardan ilki, doğur­maya mecbur kalmak, ikincisi, yasal olan ülkelere seyahat etmek, üçüncüsü, evde kadınların yıllar süren deneyimleri sonucunda buldukları düşük yapma yöntemlerine başvur­mak ve sonuncusu güvenli olmayan, "merdiven altı" yerler­de kürtaj yaptırmaktır.
Sayfa 182Kitabı okudu
Erdoğan'ın 2008'de­ki üç çocuk söylemi, hükümetin pronatalist politikalara geç­tiğinin göstergesi olsa da o dönemde çıkan dergilerde buna yönelik feminist argümanlar üretilmemiştir. Kadınlar o dö­nem tepkilerini, özellikle 8 Mart yürüyüşlerinde, "Diyelim ki doğurduk sen mi bakacaksın?", "Tayyip şaşırma sabrımı­zı taşırma kendin yat kuluçkaya bir Türkçük, iki Türkçük, üç Türkçük doğurmaya," gibi sloganlarla göstermişlerdir (Bianet, 2008b). Bu slogan, çoğalması istenen nüfusun kim­ler olduğunu da işaretlemesi bakımından, iktidarın biyo-si­yasetini açık etmektedir.
Sayfa 159Kitabı okudu
Ve son...
"Bir iktidar matrisi içinde biçim­leniyor olabiliriz ama bu, hayatımız boyunca bu matrise sa­dık kalmamız ya da onu istemsizce tekrar tesis etmemiz an­lamına gelmez"
Reklam
108 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.