Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İkinci Kitap

Türkiye’de Sekülerleşme

Kadriye Durmuşoğlu

Türkiye’de Sekülerleşme Sözleri ve Alıntıları

Türkiye’de Sekülerleşme sözleri ve alıntılarını, Türkiye’de Sekülerleşme kitap alıntılarını, Türkiye’de Sekülerleşme en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Esasen Cumhurıyet doneminde gerçekleştirilen inkılapların hedefi, siyasi sosyal yapıyı dinin etkilerinden bağımsızlaştırmaktır Bu nedenle sekülerlik ilkesinin benimsenmesi, İslâmi kesimce tedirginlikle karşılanır. Cumhuriyet projesi Kemalizm, kestirlebilir ve kontrol edilebilir bir toplum yaratma projesidir. Bu projenin hayata geçirilebilmesi için büyük ölçüde dinselleştirilmiş olduğu ileri sürülur. Öyle ki Kemalızm, munis din, iyi din, diyanet dini diye dinin tipolojisıni yapar ve bu tipoloji dışında kalanlar mürteci din kategorisine dahil edilir. Dolayısıyla laik dindar olabilmek, munis dine mensup olmayı gerektirir.167 --–- 167. Neşe Düzel, Türkiyenin Gizlenen Yüzü, (İstanbul: İletişim Yay, 2001), 45. Dinin ve milliyetçiliğin aynı anda geliştirilmesi gayenin baltalanması anlamında kabul edilmiş olmasına rağmen 1928'de Bursa'de üç lise öğrencinin din değiştirmesi olayı din; kışınin hayatında manevi bir uç ve toplumda birlik unsuru olarak dinin varlığının gerekliliğini öne çıkartır. Karpat, Türk Demokrasi Tarıkı: 145147.
Türkiye Ergen Profili (2013) araştırmasında ergenlere kız-erkek arkadaşlıkları (Göre) konusunda düşünceleri sorulduğunda katılımcıların yaklaşık yarısı (yüzde 46), bu tür beraberlikleri uygun bulduğunu; yüzde 18'i de bu tür arkadaşlıkların olabileceğini ama kendileri açısından uygun bulmadıklarını söylemiştir. Katılımcıların yüzde 32si kız-erkek arkadaşlıklarının uygun olmadığı görüşündedir. Kenderde yaşayanların yüzde 49'u, kırsal alanlarda yaşayanların yüzde 39'u kız-erkek ilişkilerini uygun bulur. Kız erkek arkadaşlıklarını en yüksek oranda uygun bulanlar parçalanmış ailelerde yaşayan ergenlerdir (yüzde 53). En yüksek oranda olumsuz bulanlar, geleneksel geniş aiİelerde yaşayanlardır (yüzde 44).
Reklam
Yine Kemer köyündeki yaşlı kadın, tek parti donemindeki dine ve dindara yönelik tutumu şöyle anlatır: (Devlet bize) hiç de bakmadı. Bir de yol işleme çıktı. Beş çocuğu olan yoldan kurtulurdu, beş çocuğu olmayan sırtında ekmek alırdı, 10-15 gün karda kışta yol işlerkerdi. Köylere yol yaparlardı... Okuduğumuz; elif, be, te, se, cim, ha, hı... bunu okurduk. Onu da aldılar elimizden. Hocaların kitabını da yaktılar, hocaları da astılar, Allah ermeye, hoca da bulunmuyordu. Ezan da kalktı, Muhammediye de kalka. Tanrı uludur, Tanrı uludur. O ezan böyle geldi... 148 Cumhuriyet idaresiyle yurttaş oluşturma teşebbüsü ve bu yurttaşa dair yukardan belirlenen standartlar en uç noktalara taşınır. Yurttaş üzerinde yaratılan baskı algısı, bitişik bir korku yayılmasını kolaylaştırır. Tek parti döneminde devlet korkusu en açık biçimde zihinlere kazınır. 148.Aydın, "Amacimız Devletin Bekası":38-39
Toplumun sekülerleştirilmesinde daha ileri boyur, simgeler alanında uygulanır. Daha 1907 yılında geleceğe yönelik tasarılar ifade edilirken iki cinsiyet arasındaki ayrılıkları ortadan kaldıracak yeni toplumsal düzen kurulacağı, bu istikâmette Ban medeniyetine mâni olan harf sistemi atılarak Latin kökenli alfabenin seçileceğıne, kılık kıyafete
Marmara Üniversitesi'nde, dört farklı fakültede gerçekleştirilen çalışmada (2010) yüzde 64,1 oranında öğrencinin cinsel ilişki yaşadığı ve ortalama ilk cinsel ilişki yaşının 17,28 + 1,81 olduğu belirlenmiştir. Evlilik dışı bir hamilelik durumunda tutumlarının ne olacağı, sorulduğunda, öğrencilerin yüzde 23,8'i “kürtajı” düşüneceğini; yüzde 17,2'si, “çocuğun dünyaya gelmesini isteyeceğini” ifade etmişlerdir. Yarıya yakını (yüzde 46,8), kürtajı bireysel tercih olarak görür ve zorunlu durumlarda tıbbi ve yasal sınırlar doğrultusunda olabileceğini düşünür. Kürtaja kesinlikle karşı olduğunu belirtenler yüzdd 19,5'tir. Dinen uygun olmadığı, günah olduğunu ifade edenlerin oranı sadece yüzde 2,5 düzeyinde kalır. Kadında evlilik öncesi cinselliğe yüzds 39,8'i olumlu bakar, erkekte evlilik öncesi cinselliğe olumlu bakma oranı yüzdd 64,8 olduğu belirlenir.” Ege Üniversitesi 4. sınıf öğrencilerinden oluşan örneklemde (2012) flörtünün olduğunu söyleyen öğrenciler kızlarda yüzde 87,5, erkeklerde yüzde 92,6'dır. Kız öğrencilerin yüzde 20,8'inin, erkek öğrencilerin yüzde 70,9'unun, cinsel beraberlik deneyimledikleri, kız öğrencilerin yüzde 16,7inin, erkek öğrencilerin yüzde 54,7sinin düzenli gebeliği önleyici yöntem kullandıkları saptanır.”
Modern zamanlardaki tüketim, ürün tüketiminden ziyade Baudrillard'in vurguladığı gibi sembol tüketimidir. Sembol ve göstergeler, var olan bir anlam dizisını ifade etmez, ancak anlam bu sembol ve gösterge sistemi içinde oluşur. "Tüketim, ne liberal ekonomik kuramın öngördüğü gibi var olan bir dizi gereksinim üzerine ku rulmuş bir süreç ne de kökeni insan biyolojisindeki gereksinimdir. Tüketim, malın alıcısının aktif biçimde katıldığı ve aldığı malları sergileyerek bir kimlik duygusu oluşturduğu ve bu duygunun korunduğu bir süreçtir. Bedenin ve kişinin metalaştığı, yüzeyin birinci sıraya geçtiği postmodern toplumlarda, bireyler kimliklerini bedenlerinin yüzeyi üzerinden kurar.“
Sayfa 398Kitabı okudu
Reklam
Üniversite öğrencilerinin cinselliğe bakış açılarının analiz edildiği Ege Üniversitesinde 2004-2005 eğitim öğretim yılı bahar döneminde yapılan bir araştırmada son sınıf öğrencilerinin yüzde 46,2'si, kadınların 9620,8'i, erkeklerin yüzde 70,9'u, cinsel ilişki yaşadıklarını belirtmiş. Kızların yüzde 16,7sinin, erkek öğrencilerin yüzde 54,7'sinin, duzenli gebeliği önleyici yöntem kullandıkları, yüzde 1,4'ünün bir kez gebe kaldıkları, 2,1'nin bir kez kürtaj oldukları saptanmıştır. Kız öğrencilerin yüzde 32,6'sı, erkek öğrencilerin yarısı, evlenmeden önce nişanlısıyla cinsel ilişkiye girebileceğini belirtir, sadece eşle cinsel ilişkiyi kız öğrencilerin yüzde 34'ü erkek öğrencilerin yüzde 51,4'ü kabul etmez. Kızların yüzde 2,8'i, erkeklerin yüzde 31,1'i, birden fazla kişiyle aynı dönemde cinsel ilişki içinde bulunabileceğini söyler.“
Daniel Bell, Batı geleneğinde, politik düşüncenin ilk farklı şehirler ve ifade ettikleri değerlerin bir karşılaştırması olarak ortaya çıktığının altını çizer. Şehirlerin farklı sosyal ve politik değerleri ifade etmesi ve öncelik vermesini, o şehrin veya kentin “ahlâkı” veya “ruhu” diye tanımlar.” Urry'nin altını çizdiği gibi mekân, mücadele alanını temsil eder, bu nedenle üretilir ve yeniden üretilir.* Başkentin İstanbul'dan Ankara'ya taşınması, bir güvenlik meselesi değil, zihniyet dönüşümünün mekânsal tezâhürüdür. Ankara'nın başkent oluşturulmasında Anadolu'yla yakından ilgilenme ön plana çıkarılır. Yeni yönetim, felsefesini ve anlayışını bu merkezden yansıtır. İstanbul, her türlü bağın koparılmak istendiği eskinin mekânsal karşılığında eski paradigmanın asli göstergesi olarak başkent olması düşünülmez. Çünkü o, koparılması gereken geçmişle çok sıkı bağlantı hâlindedir.
Sayfa 362Kitabı okudu
Kapitalist sistem, sermaye biriktiricilerini birbirine karşı kışkırtmış bir sistemdir. Böyle bir sistemde sınırsız sermaye birikimi için takip edilecek izlek, başkalarının rakip çabalarına karşı yürütülen iktisadi etkinliklerden kâr elde etme yoludur. Tek tek her girişimci, diğer tüm girişimciler için ya kararsız bir müttefik olabilir ya da rekabet sahnesinden tümüyle saf dışı edilmekle karşı karşıya kalır.” Kapitalizm, “ahlâksız” değil, “ahlâkdışı"dır. Diğer bir ifadeyle piyasa, ahlâki yargılarla işlemez. Orada insanlar dürüst olanı yapmaya değil, para kazanmaya çalışır. Piyasa, kamusal değil, kişisel yararın peşindedir. Kapital, daima yoğunlaşma eğilimindedir ve rekabet sağlanamadığında tek bir gücün eline geçebilir. Piyasada denetim ele geçirilemediğinde, kaybetme olasılığı giderek kesinleşir.
Sayfa 416Kitabı okudu
Cinsellik, modernliğin karakteristik “hakikat rejiminin” temelidir. Cinsellik, evlilikten ayrılmış, her iki cins için de soyun devamı kaygısından kopmuş ve gelenekten arındırılmıştır. Cinsellik, artık üremeye yönelik de değil, sadece ilişkisel ve cinsel hazza yöneliktir.! Öğrenim gören gençler, cinsel yaşantıya evlilik öncesi başlıyor ve istenmeyen gebeliklerle karşılaşıyor. Evli olmadan cinsel ilişki, bu birlikteliğin doğal bir parçası olarak yerleşiyor. Ulu ve Uğurlu'nun (1999), Oru Doğu Teknik Üniversitesi'nde yaptıkları betimsel çalışmada öğrencilerin yüzde 56,1'i, kadınların yüzde 45,2'si, erkeklerin yüzde 86,6'sı, cinsel ilişki yaşadığını bildirmiştir. Erkekler için ortalama ilk cinsel ilişki yaşı 18,2, bayanlarda 18,8 tespit edilmiştir.”
Geri13
40 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.