Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türkiye'de Uluslararası İlişkilerci Olmak

Burak Yalım

Türkiye'de Uluslararası İlişkilerci Olmak Gönderileri

Türkiye'de Uluslararası İlişkilerci Olmak kitaplarını, Türkiye'de Uluslararası İlişkilerci Olmak sözleri ve alıntılarını, Türkiye'de Uluslararası İlişkilerci Olmak yazarlarını, Türkiye'de Uluslararası İlişkilerci Olmak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her şeyi bilmeye kalkan insan, çok şeyi bilmeyebilir.
Sayfa 143 - Doç. Dr. Atilla SandıklıKitabı okudu
Bu ülkede çok fazla akıllı var. Bizim risk alabilen insanlara, özellikle de sosyal bilimlerde delilere ihtiyacımız var.
Sayfa 98 - Doç Dr. Savaş GençKitabı okudu
Reklam
Ben okudum, öğrendim, oldum diye bir durum söz konusu değil. Yani bir bilimin, bir konunun uzmanı olmak hep olmadım, yetmedi demektir.
Sayfa 41 - Prof. Dr. Beril DedeoğluKitabı okudu
" Bu disiplinin içerisinde öyle bir jenerasyon ortaya çıktı ki Uluslararası İlişkiler alanından gelen, dünyayı tanıyan ve dünyaya global vizyon ile bakan, sorunları bölümden aldığı bilgiler ile değerlendirebilen ve analiz edebilen bir nesil oluştu. Ben bu jenerasyonun sayı itibariyle daha da artacağına inanıyorum."
Sayfa 219 - YeniyüzyılKitabı okudu
" İş sahası olarak sadece Türkiye'yi görmeyin. Bir Uluslararası İlişkiler mezununun aslında avantajlı olması gereken nokta, tüm dünyanın iş sahası olması durumudur."
Sayfa 223 - YeniyüzyılKitabı okudu
240 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Uluslararası İlişkiler diplomasının net bir meslek tanımlaması olmasada yine de mesleki anlamda somutlaştırıcı çok önemli bilgiler içeren bir kitap. Disiplinin kimi iç tartışmalarına ve ülkemizdeki gelişimine, önemine vurgu yapılıyor. Bu konularda birden çok hocanın görüşlerinin yer alması da ayrıca önemli kılıyor kitabı.
Türkiye'de Uluslararası İlişkilerci Olmak
Türkiye'de Uluslararası İlişkilerci OlmakBurak Yalım · Yeniyüzyıl Yayınları · 201316 okunma
Reklam
Günümüzde artık temel sorun, bilgi yokluğu değil, bilgi çokluğudur.
Sizinle birlikte mezara giden bilgi bir işe yaramaz. Bilgiyi ne kadar çok paylaşırsanız, onu ne kadar çok anlaşılır hale getirirseniz, o kadar değerlidir.
Nereden mezun olduğunuz, hangi bölümden mezun olduğunuz algısı sizi bir yere kadar getiriyor; ama orada bırakıyor. Ondan sonra şahsi yatırımlarınız, yetenekleriniz, altyapınız, lisan bilginiz, kişilik yapınız önem arz ediyor.
Bizdeki en büyük problemlerden biri; her nesil hatta her nesil içerisinde her mektep, her mektep içerisinde her şahıs adeta tekerleği yeniden icat etmeye, Amerika'yı yeniden keşfetmeye çalışır.
Reklam
Üniversiteli olmanın başladığı yerin sorgulamak ve eleştirel bakış kazanmak olduğuna inanıyorum.
Biz yabancı dil öğrenmeye, dünyayı anlamaya harcayacağımız enerjiyi birbirimizi fişlemeye ve birbirimizle kavga etmeye ayırdık. Maalesef uzun yıllar zihnimizde Edirne'den Ardahan'a ve Sinop'tan Hatay'a kadar bir dünyada yaşadık. Daha farklı ifade etmek gerekirse, uluslararası ilişkileri kendimize özgü kılmamızın temel sebebi ülkemizin yaşadığı demokrasi açığıydı. Ermenice bilmeden Ermeni sorunu, Rusça bilmeden Türk-Rus ilişkileri çalıştık yıllarca; çünkü Ermenice bileni hain, Rusça bileni komünist ilan edip itibar göstermedik.
Pratikte karşılığı olmayan bir teori ne işe yarar? Aynı şekilde teorik ya da kavramsal çerçevesi olmayan bir pratik bizi nereye kadar götürür ve ne kadar önümüzü açar?
Yani uluslararası ilişkiler, tek başına kendi ayakları üzerinde durabilecek bir disiplin değil. Tarihle, siyaset bilimiyle, felsefeyle, kavramsal düşünceyle, sosyolojiyle, antropolojiyle, mukayeseli medeniyetler tarihi çalışmalarıyla bir bütünlük arz edebilmesi lazım.
Olaylar hızlı gelişirken, birilerinin çıkıp bunları bir çerçeveye oturtması gerekiyor. Yaşanan hadiseleri belli bir perspektifte anlatması gerekiyor. Benim uluslararası ilişkiler uzmanı dendiği zaman anladığım şey bu.
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.