Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'nin Siyasi İntiharı & Yeni Osmanlı Tuzağı

Cengiz Özakıncı

Türkiye'nin Siyasi İntiharı & Yeni Osmanlı Tuzağı Sözleri ve Alıntıları

Türkiye'nin Siyasi İntiharı & Yeni Osmanlı Tuzağı sözleri ve alıntılarını, Türkiye'nin Siyasi İntiharı & Yeni Osmanlı Tuzağı kitap alıntılarını, Türkiye'nin Siyasi İntiharı & Yeni Osmanlı Tuzağı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
. Günümüz Türkiyesi'nde Avrupa Birliği'ne girmek uğruna yabancılara toprak satıldığını gördükçe, 140 yıl önce Osmanlı'nın Avrupa Devletler Konseyi'ne girmek uğruna düştüğü tuzağa, 140 yıl sonra Cumhuriyet Türkiyesi'nin de düşürüldüğünü söylemeden geçemiyoruz. Abdülaziz "7 Safer Kanunu"nu çıkarır çıkarmaz Yahudiler Filistin'de toprak satın almaya başlamış; İsrail Devleti'nin temelleri, Sultan Abdülaziz döneminde çıkartılan bu yasayla atılmıştı, tıpkı günümüzde İsraillilerin GAP yöresinde toprak satın aldıkları gibi... .
. Cumhuriyet döneminde çeşitli bakanlıklarda görev yapan Koryürek, yaşamının son yıllarına dek, Atatürkçü olarak tanınmış, 1946 yılında bir yıl süren Çalışma Bakanlığı Danışmanlığı görevinden ayrıldıktan sonra, konuk olduğu bir aile toplantısında, ruh çağırma olayına tanık olmuş, burada kendisinde üstün yetenekler bulunduğu söylenmiş, o da kendisini buna kaptırmış ve yaşamının son üç yılını böyle geçirmişti. Enis Behiç Bey'in Atatürkçülüğü bırakıp "vahy"ler almaya başlaması, ilginç bir biçimde Türkiye'nin Amerikan güdümüne girdiği yıla denk geliyordu. Hüsrev Hatemi: "Ben ilkokuldayken 1948/1949 yıllarında şair Enis Behiç Koryürek kendisinin medyum olduğunu ve Çedikçi Süleyman Çelebi'nin ruhunun kendisine şiirler söylettiğini iddia etmiş ve bu şiirleri "Varidat-ı Süleyman" adıyla yayınlanmıştı," sözleriyle durumu özetliyor. İşte bu Enis Behiç Koryürek, 18 Ekim 1949 günü ölür ölmez Arusi Şeyhi Ömer Fevzi Mardin aynı gün kolları sıvıyor ve onu Tanrı'dan Evangelist Şato'nun ilkelerine uygun vahyler almış ve aldığı vahyleri sağlığında kitap olarak bastırdıktan hemen sonra da ölmüş bir peygamber olarak ilan ederek şöyle diyordu: Bu sene bir kitap basıldı (Enis Behiç Koryürek'in kitabı). "Varidat-ı Süleyman" adlı bu kitabın içeriği eşsiz, benzersiz; oluşma biçimi olağanüstü bir olaydı. Çünkü bu içerik, ölümlü bir insanın sesi kullanılarak ortaya konmuş Allah sözü idi. ...
Sayfa 357Kitabı okudu
Reklam
. Amerika Türkiye'yi Osmanlı'ya döndürmek için bir yandan Demirel'e "Türk-Kürt Federasyonu" kurmak üzere orduyu İran ve Irak üzerine saldırtma görevi verir ve yayınlar, çizgi romanlar, filmler, tarih dergileri aracılığıyla Türklerin savaşçı ruhunu ayaklandırmaya çabalarken; Osmanlı özlemini kaşıyan Necmeddin Erbakan ve Milli Nizam Partisi etkinliğe başlıyor; Mehmet Şevket Eygi'nin Osmanlıcı gazetesi Bugün yayına başlıyor; öte yandan da, doğrudan Amerikan Büyükelçiliği'nin kanatları altında etkinlik gösteren Hıristiyan Misyoner örgütü American Board üzerinden, Said-i Nursi'ci emekli Albay Şefik Can'la birlikte çalışan misyoner Sofi Huri'nin çevirdiği tasavvuf kitaplarını yayınlayarak "ışık evi" çalışmalarını başlatıyordu. .
Sayfa 425Kitabı okudu
. İsviçre'de "Evengelist Şato"nun kendi deyimiyle bin odalık görkemiyle büyülenen Arusi Şeyhi emekli Binbaşı Ömer Fevzi Mardin'in "dinler arası diyalog" uğruna ABD Başkanı Roosevelt'i "gizli Müslüman" olarak tanıtması, Evangelist Manevi Seferberlik komutanı Frank Buchman'ı oldukça keyiflendirmişti. Fakat Türkiye topraklarında ne zaman bir Hıristiyan emperyalist devlet adamı bir takım tarikat şeyhlerince "gizli Müslüman" ilan edilmişse, hemen ardından Müslüman Türklerin o Hıristiyan Emperyalist devletin çıkarları uğruna savaşa gönderilmesi artık bir doğa yasası olup çıkmıştı. Roosevelt'i "gizli Müslüman" ilan eden Arusi Şeyhi Mardin'in Şato'dan döner dönmez kaleme sarılıp "Kore Savunmasına Katılmamızda Dini ve Siyasi Zaruret" diye bir kitap yazmış olması bu bağlamda anlamlıydı, beklenirdi, şaşırtıcı değildi. Gelgelelim, Şeyh bununla yetinmemiş, elinde Kur'an varken tutup yeni bir vahy kitabı ile yeni bir Peygamber ilan etmeye yeltenmişti ki, doğrusu bu görülmüş şey değildi. .
Sayfa 352Kitabı okudu
Cevaplar, Açıklamalar
. • Mustafa Kemal'e Atatürk soyadını önerenler de Altındal'ın savladığı gibi masonlar, sabetaycılar ya da Agop Martayan Dilaçar olmayıp Saffet Arıkan ile Naim Hazım Onat'tı. [Bu konuda geniş açıklamayı (...) nolu sonnotta bulacaksınız.] Erzincan'lı Milletvekili Saffet Arıkan "Türkata" soyadını bulmuş, ses uyumu
Sayfa 551Kitabı okudu
. II.Wilhelm, "Sanayileşmekte ve dünyayı sömürmekte geç kaldık. Bütün sömürgeler başkaları tarafından kapıldı. Artık ortaya çıkıp savaşarak sömürge edinmemiz gerekiyor" diyerek gerçeği söyleseydi, Almanların onda biri dahi savaşa gitmezdi. Bunu bildiği için o: "Alman ırkı, Tanrı'nın seçkin ırkıdır. Alman ırkının imparatoru olmam onuruna, Tanrı'nın ruhu benim üzerime inmiştir. Ben Tanrı'nın kılıcıyım," diyerek ordusunu cepheye yolluyordu. .
Sayfa 197Kitabı okudu
Reklam
. 1 Kasım 1948'de daha Amerika'dayken Fener Rum Patriği olarak "seçilen" Athenagoras, 26 Ocak 1949'da Amerikan Başkanı Truman'ın özel uçağıyla Türkiye'ye geliyor, kendisine "Ben Lozan'ı imzalayan bir Türk Cumhurbaşkanı'yım, siz Lozan'a göre İstanbul Valiliğine ve Eyüp Kaymakamı'na bağlısınız, onunla görüşün," demeyen İsmet İnönü tarafından Cumhurbaşkanlığı düzeyinde kabul ediliyordu. Lozan Kahramanı denilen İnönü, Lozan'ı Amerika'nın buyruğuyla kendi eliyle deliyordu. New York Times gibi gazetelere verdiği demeçlerde Lozan'a ve laikliğe aykırı biçimde Konstantinopolis Ekümenik Patriki nitemini kullanan CIA güdümlü Athenagoras, İnönü'ye Truman'ın özel mektubunu sunuyor ve "Ben, Truman Doktrini'nin dini bölümünü teşkil etmekteyim," diyordu açık ve kesin bir dille. .
Sayfa 340Kitabı okudu
. 1950'lerde Türk ordusunu Kore'de savaştıran Amerika, Kıbrıs'ta EOKA çeteleri Türkleri doğramaya başladığında Türk ordusunun Kıbrıs'a çıkmasını 5 Haziran 1964'te ABD Başkanı Johnson'un İnönü'ye gönderdiği aşağılayıcı mektupta, özetle "verdiğimiz silahları orada kullanamazsınız" diyerek önlemişti. Türkiye Amerika buyurunca Kore'ye gidip orada savaşabilir, fakat kendi soydaş ve dindaşlarını, Ortodoks Hıristiyan çetelerin saldırısından korumak için burnunun dibindeki adaya asker çıkartamazdı; öyleyse Türkiye nasıl bir "Ortadoğu Birleşik İslam Devletleri Lideri"ydi? .
Sayfa 407Kitabı okudu
. Arusi Şeyhi Ömer Fevzi Mardin'in, Tanrı Elçisi Muhammed varken Enis Behiç Koryürek'i Cebrail'den vahy alıyor diyerek peygamberleştirmesi, Kur'an'ı Kerim varken, Enis Behiç Koryürek'in kitabını Cebrail'in vahyettiği kitap diyerek Kur'an düzeyine yükseltme çabaları, sonunda onu Kur'an'da buna aykırı düşen kimi ayetlerin anlamını değiştirmeye de yöneltecekti. .
Sayfa 359Kitabı okudu
. Aytunç Altındal'ın ilk kez 1981'de ortaya attığı, 25 yıldır sürdürdüğü ve günümüzde yinelediği; Mustafa Kemal soyadı yasası çıktığında "Öz" soyadını almış, böylece tam adı "Kemal Öz" olmuş idi, sonradan masonlar, sabetaycılar, Agop Martayan Dilaçar, vs. "Kemal Öz" olan soyadını değiştirtip "Kemal Atatürk" yaptılar, vb. gibi sabuklamalar, Yalçın Küçük tarafından da Sabetaycılar, Yahudi dönmeleri, soyadlarında "Öz" kullanırlar (...) Mustafa Kemal'in adı da Kemal Öz'dü vs. denilerek yayılmaktadır. Atatürk soyadına ilişkin çarpıtmalara girişen bu ikiliden, 16 Ekim 2005 günlü Star gazetesi'nde "Benim asıl adım Aytun'dur. Ama Türkiye'de bunu Aytunç yaptık. Bizim aile Adige'dir; Aytun, Çerkezce bir isim," diyen Altındal; 1986'dan bu yana da "Türkiye'de gerçek Gericiler, 'Bir Türk Dünyaya Bedeldir' diyenlerdir," sözleriyle Atatürk'e dolaylı yoldan "gerici" demektedir. Bu saptırıcılar, Soyadı Yasası çıkartıldığında "öz ad" ve "soyadı" kavramlarının yasa metinlerinde nasıl kullanıldığını bilmeyenleri kandırabiliyor. .
Sayfa 549Kitabı okudu
Reklam
. Ülkemiz Atatürk'ün ölümünün hemen ardından, 1939'da İsmet İnönü tarafından İngiltere'nin uydusuna dönüştürülmüş; İnönü'nün Türkiye'yi İngiltere ve Fransa yanında savaşa sokmak üzere verdiği karar son anda Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak tarafından önlenmiş, İngiltere İkinci Dünya Savaşı'nda büyük güç yitirince, savaş öncesi İngiltere'nin uydusu olan Türkiye gibi ülkelerde egemenliği Amerika devralmış ve ülkemiz 1945-1946' da İsmet İnönü yönetimince bir Amerikan yarı-sömürgesi konumuna düşürülmüştü. .
Sayfa 319Kitabı okudu
1880 yılı İngiltere Baş­bakanı Gladstone açıklaması :
Türkler, Av­rupa'ya girdikleri o ilk kara günden bugüne, insanlığın insanlık dışı en büyük örneğini oluşturdular. Nereye gittilerse ar­kalarında geniş kanlı bir yol bıraktılar ve onların egemenliği­nin uzandığı yerlerde uygarlık kayboldu. Türklerin kötülüklerini önlemenin tek yolu onları yeryüzün­den kazımaktır.
OTOPSİ YAYINLARI
. Rus kasabının bıçağından (Ayastefanos Antlaşması'nın yıkıcı sonuçlarından) kaçarken İngiliz tilkisinin Berlin Konferansı tuzağına düşen II.Abdülhamid, yeni anlaşma uygun koşullarda imzalanırsa Kıbrıs'ı İngiltere'ye bırakacağını söyledi. İngilizlerse önce Kıbrıs'ı alalım sonra destek veririz diyerek bastırdılar. Sonunda İngilizlerin dediği oldu ve günümüzde "kimseye bir karış bile toprak vermediği" yalanıyla ululanan II.Abdülhamid, yeni antlaşma imzalanmadan 40 gün önce, 4 Haziran 1878'de, İstanbul'u Rusların eline düşmekten kurtarması karşılığında Kıbrıs'ın yönetimini İngiltere'ye bıraktı. Gelgelelim, 13 Temmuz 1878'de Ayastefanos'un yerine imzalanan Berlin Antlaşması'nda karşılığını Kıbrıs'ı vererek peşin ödediği İngiliz desteğini bulamayan II.Abdülhamid, düş kırıklığına uğrayacaktı. .
Sayfa 116Kitabı okudu
. Amaçlarına ulaşabilmek uğruna tıpkı ll.Wilhelm, Mussolini ve Hitler gibi kendilerini İslam dünyasına "gizli Müslüman" olarak yutturmaya çabalayan haçlı emperyalistler vardı. Bu uğurda İngiltere Başbakanı Blair "Hafız-ı Kur'an" konumuna yükseltiliyor, Prens Charles'ın sünnet olup Hüseyin Charles adıyla "gizli Müslüman" olduğu inancı yayılıyordu Müslümanlar arasında. Charles günün birinde bir İslam Halifesi olursa Blair'in de bir Şeyhülislam olacağı şimdiden belliydi! .
Sayfa 509Kitabı okudu
. 'The Zionist Plan for the Middle East' adlı çalışmasında raporu yorumlayan İsrael Shahak, İsrail'in Yeniden Osmanlılaştırma planıyla Ortadoğu ülkelerinin etnik ve dini yönden parçalanmasını amaçladığını açıklarken şöyle diyordu: 1982'de Siyonist örgüt tarafından yayımlanan Proje'de, Irak'ın da Basra çevresinde güneyde bir Şii devleti, kuzeyde Musul çevresinde bir Kürt bölgesi, ortada Bağdat çevresinde bir sünni devleti olarak üçe bölünmesi amaçlanıyor. Irak bir yandan petrol bakımından zengin, öte yandan da içte bölünmüş bir ülke olarak, İsrail'in hedefi olmaya adaydır. Irak'ın bölünmesi İsrail için Suriye'nin bölünmesinden çok daha önemlidir. .
Sayfa 464Kitabı okudu
580 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.