Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

T. C. İdari Teşkilatı

Türkiye'nin Yönetim Yapısı

Kemal Gözler

Türkiye'nin Yönetim Yapısı Gönderileri

Türkiye'nin Yönetim Yapısı kitaplarını, Türkiye'nin Yönetim Yapısı sözleri ve alıntılarını, Türkiye'nin Yönetim Yapısı yazarlarını, Türkiye'nin Yönetim Yapısı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Meslek kuruluşlarına Anayasa tarafından kamu tüzel kişiliğinin verilmesi eleştiriye açıktır. Kanımızca, meslek kuruluşları, mahiyetleri bakımından bir özel hukuk tüzel kişisi olmalıdır. Özel kişiler tarafından özel kişilerin mal varlıklarıyla kurulan, malvarlığı, personeli bakımından özel hukuka tâbi olan bir tüzel kişinin bazı kamu gücü ayrıcalıklarıyla donatılmış olması, onu, kamu tüzel kişisi haline normalde getirmez.
Sayfa 274Kitabı okudu
Bir özel kişiye bağlı kamu kurumu olamaz. Çünkü özel kişiler tarafından kamu kurumu kurulamaz. Türkiye'de bu açıdan eleştiriye açık durumlar vardır. Türkiye'de birer özel hukuk tüzel kişisi olan vakıfların birer kamu kurumu olan kendilerine "vakıf üniversitesi" denen kamu kurumları kurmaları bu açıdan eleştiriye açıktır.
Sayfa 244Kitabı okudu
Reklam
Köy Kanununun anladığı anlamda köy imamı bir köy idaresi personelidir ve köy halkı (köy derneği) tarafından seçilir ve maaşı da köy tarafından ödenir Köy halkı tarafından seçilmeyen, merkez, idare tarafından atanmış imamların köy ihtiyar meclisine katılmalarına olanak olmaması gerekir.
Sayfa 230Kitabı okudu
Köy, kamu gücüne dayanarak tek taraflı işlemler yapabilir ve bunları re'sen icra edebilir. Örneğin köy, kamulaştırma yapabilir; kolluk faaliyetinde bulunabilir; hatta köy, birçok kamu tüzel kişisinin sahip olmadığı "vergi salmak" yetkisine de sahiptir. Köyün pek çok görev ve yetkisi varsa da, köyün bunları yerine getirebilecek mali, teknik ve personel imkanları yoktur.
Sayfa 227Kitabı okudu
Şehirden 50 km uzaklıkta dağ başında 250 kişinin yaşadığı 50 evden oluşmuş bir yerleşim birimine kanun koyucunun "burası bir belediyenin mahallesidir" demesi, beş çocuklu bir erkeğe "bu erkek kadındır" demesi kadar saçma bir şeydir. Kanun koyucunun "bir erkeğe kadındır" demesi durumunda bu erkek kadın haline gelmeyeceği gibi, kanun koyucunun böyle bir köye "belediye" demesi durumunda da bu köy, belediye haline gelmez.
Sayfa 223Kitabı okudu
Anayasamızın 127'nci maddesinin ilk fıkrasına göre, il halkı, karar organları ilk halkı tarafından; belde halkı karar organları belde halkı tarafından; köy halkı karar organları köy halkı tarafından seçilen kamu tüzel kişileri tarafından yönetilmelidir. Köy halkının, belediye halkı tarafından seçilen karar organları tarafından yönetilmesi, Anayasamızın 127'nci maddesinin ilk fıkrasına açıkça aykırıdır.
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
Büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeleri veya ilçe belediyelerinin kendi aralarında hizmetlerin yürütülmesiyle ilgili ihtilaf çıkması durumunda, büyükşehir belediye meclisi yönlendirici ve düzenleyici kararlar almaya yetkilidir. Böyle bir usûl eleştiriye açıktır. Büyükşehir belediyesi ile büyükşehir ilçe belediyeleri arasında ortaya çıkacak yetki uyuşmazlıkları, bu uyuşmazlığın taraflarından birisi tarafından çözümlenmektedir. Pek muhtemelen nalıncı keseri gibi büyükşehir belediye meclisi uyuşmazlıkları hep kendi lehine çözecektir.
Sayfa 216Kitabı okudu
Gerçekten ihtiyaç olmadıkça, bir şehirde, büyükşehir belediyesi kurmamak gerekir. (...) Nüfusu 500 binden az olan şehirlerin büyük şehir belediyesine ihtiyaç duymadan normal belediye sistemi ile yönetilebileceği söylenebilir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye'de gereğinden fazla büyükşehir belediyesi bulunduğunu söyleyebiliriz. (...) Böyle bir yerde büyükşehir belediyesi kurulunca eskiden olmayan şekilde büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeler arasında yetki uyuşmazlıkları çıkacak ve keza eskiden olmayan şekilde teşkilat ve personel sayısı artacaktır.
Sayfa 209Kitabı okudu
"Belediyenin mali işlemler dışında kalan diğer idari işlemleri, hukuka uygunluk ve idarenin bütünlüğü açısından İçişleri Bakanlığı tarafından da denetlenir" demekle İçişleri Bakanlığına bir vesayet yetkisi, bir denetim yetkisi verilmiş olmaz. Ayrıca belediyelerin hangi organlarının, hangi işlemlerinin İçişleri Bakanlığının denetimi yetkisine tabi olduğunun açıkça belirtilmesi ve keza İçişleri Bakanlığına verilen bu denetim yetkisinin hangi biçimlerde kullanılacağının belirtilmesi gerekir. Vesayet yetkisi genel değil istisnai bir yetkidir. Kanunla ayrıca ve açıkça öngörülmesi gerekir. Dar yoruma tabi tutulur. Dolayısıyla 5393 sayılı Belediye Kanununun 55'inci maddesinin üçüncü fıkrasına dayanarak İçişleri Bakanlığının belediyeler üzerinde bir genel denetim yetkisi kullanması mümkün değildir.
Sayfa 206Kitabı okudu
Eski Kanun döneminde belediye meclisinin neredeyse bütün kararları kaymakam veya valinin onamasına tabiydi. 5393 sayılı yeni Belediye Kanunu, belediye meclisi kararları üzerindeki bu ağır vesayet denetimine son vermiştir. Ancak, 5393 sayılı yeni Belediye Kanununun da "vesayete tabi belediye" anlayışından tam olarak kurtulamadığını göstermektedir. Ülkemizde pek çok konuda merkezi idarenin vesayetine tabi olmayan belediyeler, maalesef, merkezi idarenin onayını almadan beldelerindeki bir sokağa isim dahi verememekte ve keza amblemlerini bile belirleyememektedirler.
Sayfa 198 - 199Kitabı okudu
Reklam
Bir köyün kendi iradesi hilafına bir belediyenin "mücavir alan"ı dahiline sokulması ve sonra da mücavir alan kalıyor diye, normalde köye ait olan birtakım yetkilerin belediyeye geçmesi mümkündür. Kanımızca bu "mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir" diyen Anayasamızın 127'nci maddesine aykırıdır. Bu fıkrada geçen "yerinden yönetim ilkesi", "mahalli idarelerin özerkliği" ilkesinden başka bir şey değildir.
Sayfa 193Kitabı okudu
Genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden il özel idarelerine %0,5 oranında pay verilir. 2005'ten önce il özel idarelerine emlak vergisinden de pay verilirdi. 30 Mart 2014'te yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanundan önce ise il özel idarelerine %1,15 oranında pay verilirdi. Eski İl Özel İdaresi Kanunu döneminde il özel idarelerinin oldukça geniş görev ve yetkileri olmasına rağmen, il özel idarelerinin bu görev ve yetkilerini yerine getirebilecek mali kaynaklara sahip olmadığı yolunda eleştiriler dile getirilmiştir. Bu eleştiriler bugün için de geçerlidir. Geçmişte il özel idarelerine yeterli mali kaynak verilmediği için bu idarelere verilen görev ve yetkiler, adım adım merkezi idare ve bazı kamu kurumları tarafından üstlenilmiştir. İl özel idaresinin görev ve yetkilerini yerine getirememesi ve bu görev ve yetkilerin zamanla merkezi idareye geçmesi, aslında yerel demokrasi için fevkalade üzücüdür.
Sayfa 185Kitabı okudu
Türkiye'de hala Fransa'da 17 Şubat 1800 tarihli Fransız kanunuyla kurulmuş valilik sistemi devam etmektedir. Türkiye hala Napolyon sistemine bugün Fransa'nın sadık olduğundan çok daha sadıktır. Anti demokratik unsurlar söz konusu olduğunda Türkiye Fransa'yı sadakatle izlemekte, demokratik unsurlar olduğunda ise Fransa'daki gelişmeleri görmezden gelmektedir.
Sayfa 181Kitabı okudu
Yedi kişiden oluşan il encümeninin dört üyesi, seçilmiş değil, atanmış kişilerdir. Böyle bir oluşum tarzının demokrasi ilkesiyle bağdaştırılması mümkün değildir.
Sayfa 180Kitabı okudu
İl özel idaresinin seçilmiş bir başının olmaması, bu idarelerin özerkliğini zayıflatmaktadır. (...) Yenil İl Özel İdaresi Kanunu hiç olmazsa valiyi il genel meclisinin başkanı olmaktan çıkarmıştır. Yeni Kanuna göre il genel meclisinin başkanı üyeleri tarafından gizli oyla seçilmektedir.
Sayfa 168Kitabı okudu
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.