Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türkler, Müslümanlar ve Ötekiler

Voltaire

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Rönesans
“İçimizden sormak geliyor: Bunca sarsıntılar, iç kavgalar, komplolar, suçlar ve delilikler arasında, ilk önce İtalya’da, sonra da diğer Hristiyan ülkelerde bu kadar güzel ve faydalı sanatlar nasıl türedi? Türklerin egemenliği altında olan yerlerde buna hiç rastlamıyoruz. Bize ait Avrupa ahalisinin zekâsında ve yaradılışında olan bu incelik, Türklerde rastlanılmayan bir özellik olsa gerek. İnsan zekâsına üç şey etki eder: İKLİM, HÜKÜMET ve DİN. Şu dünya bilmecesinin başka açıklaması yoktur.”
“Yıllar sonra, Asya’dan gelen Türklerin egemenliği altına girdikleri halde Araplar, efendilerine bile dinlerini kabul ettirdiler ve Türkler Müslüman bir millet oldu.”
Reklam
Dukas'ın kitabında okuduğumuza göre; Sultan her yerin ateşe verilmesini emretmiş ve bu emir, boş inançlardan ge­len kafirce haykırışlar içinde yerine getirilmiş! Bu sözleri okurken içinizi öfke mi yoksa acıma hisleri mi kaplar? O ka­firce çığlıklar, müslümanların her savaşta attıkları 'Allah, Allah!' naralandır. Asıl boş inançlar Yunanlılarda olmalı ki; bir kahinliğe güvenerek, gidip Ayasofya Kilisesi'ne sığındı­lar. Sözde, bir melek oraya inecek, onları koruyacakmış! Kili­senin avlularında birkaç Yunanlı öldürüldü, kalanı esir edil­di. Fatih de o kiliseyi gül suyu ile yıkattıktan sonra orada namazını kıldı, Allah'ına şükretti ve gidip Konstantin'in sarayına yerleşti.
Fatih yirmi iki yaşında Osmanlı tahtına çıktı. Bizans tah­tına da çıkmaya hazırlanırken, bu devletin kodamanları, ha­mursuz ekmek yensin mi yenmesin mi, dualar Yunanca mı yoksa Latince mi okunsun konularını sonuçlandırmaya uğraşıyorlardı.
Bizans İmpara­toru, papanın ve katolik prenslerin gözüne girmekle yardım sağlayacağını umarak, Kardinal İzidor'un yanı başında La­tin mezhebine göre ayinler yaptırıyordu. Bu saçma manev­raya Bizanslılar öyle kızıyorlardı ki, artık onun gittiği kili­seye ayak basmıyorlardı: "Burada bir kardinal şapkası görmektense, bir sarık gör­meği tercih ederiz." diyorlardı.
Kur’an
“Gerçekten, bugüne kadar bu dilde yazılmış kitapların en incesi ve en yücesinin Kur’an olduğu onaylanmıştır. Bu, bir nevi vezinli, kafiyeli nesirdir ki; içinde altı bin mısra vardır, hiçbir şair, eseri ve kişiliğiyle bu kadar yüksek rağbet kazanmış değildir. Biz o kitaba sayısız saçma sözler kondurduk. Oysa Kur’an’da bunların hiçbiri yoktur.”
Reklam
Cumhuriyet’in ilk varlığı
“O dönem hakkında en derin bilgilere sahip olan Marsigli Kontu şöyle diyor: İstanbul’da bulunan Yeniçeri Ocağı, sultanı hapse atma, öldürme ve yerine başkasını getirme yetkilerine sahiptir. Savaş açmak veya barış yapmak için bir padişah çok defa askeri ve siyasi çevrelere danışmak zorunda kalır. Paşalar da taşra da istedikleri gibi davranamazlar. Kentin ileri gelenleri onlar hakkında Divan’a rapor yazıp, şikayette bulunabilirler. Türk devleti bir demokrasidir.”
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.