Eğer Muhammed'in kitabı zamanımıza ve biz Hristiyanlara göre kötü ise onun çağdaşları için pek güzeldi; kurduğu din ise daha da iyiydi. İtiraf edelim ki hemen de bütün Asyayı putperestlikten kurtardı. Allah'ın birliğini öğretti. Ona eş koşanlara şiddetle çattı. Muhammed'in dininde tefecilik yasaktır, sadaka emrolunmuştur, dua farzdır; kadere boyun eğmek en büyük ilkedir...
“İçimizden sormak geliyor: Bunca sarsıntılar, iç kavgalar, komplolar, suçlar ve delilikler arasında, ilk önce İtalya’da, sonra da diğer Hristiyan ülkelerde bu kadar güzel ve faydalı sanatlar nasıl türedi? Türklerin egemenliği altında olan yerlerde buna hiç rastlamıyoruz. Bize ait Avrupa ahalisinin zekâsında ve yaradılışında olan bu incelik, Türklerde rastlanılmayan bir özellik olsa gerek. İnsan zekâsına üç şey etki eder: İKLİM, HÜKÜMET ve DİN. Şu dünya bilmecesinin başka açıklaması yoktur.”
“Yıllar sonra, Asya’dan gelen Türklerin egemenliği altına girdikleri halde Araplar, efendilerine bile dinlerini kabul ettirdiler ve Türkler Müslüman bir millet oldu.”
Piramitleri ile övünüp dururlar. Fakat bunlar köle bir milletin anıtlarıdır. Ve bütün halkın bu işte çalıştırıldığı besbelli, başka türlü bu çirkin yığınlar ortaya çıkmazdı. Acaba ne işe yarıyorlar? Küçücük bir odada, herhangi bir kralın bin yıl sonra tekrar ruhuna kavuşacağı umulan cesedinin mumyasını saklamaya! Peki ama vücudun bir gün tekrar dirileceğine inanıyorlarsa, onları mumyalarken ne diye
beyinlerini çıkarıyorlardı? Yoksa Mısırlılar beyinsiz mi dirileceklerdi?