Bu sırada Araplaşma ve İslâmlaşma yan yana aynı düzeyde bir gelişim göstermemiştir. Suriye ve Mısır'da Hristiyan kalan halk, çoğu yerde hızla Araplaşmıştı, öte yandan bazı İran halkları geniş çapta İslâmlaşmış, fakat yalnız yüksek tabaka Arapça öğrenirken, halk yığınları atalarının diline bağlı kalmış ve böylece bu dilin X. yüzyıldan sonra yeniden canlanmasına olanak hazırlamışlardır.