Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türkler Nasıl Müslüman Oldular?

Claude Cahen

Türkler Nasıl Müslüman Oldular? Gönderileri

Türkler Nasıl Müslüman Oldular? kitaplarını, Türkler Nasıl Müslüman Oldular? sözleri ve alıntılarını, Türkler Nasıl Müslüman Oldular? yazarlarını, Türkler Nasıl Müslüman Oldular? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Batı dünyası "Avicenna" ve "Averroes" ile düşünmeyi öğrenmiş olduğunu asla unutmamalıdır.
PDF
Çünkü Müslümanlar okumaz, inanır
Çağımızın misyonerleri Müslümanlara din değiştirtmenin ne kadar zor olduğunu çok iyi bilirler.
PDF
Reklam
Timur-Leng / Tamerlan
Cengiz Han'dan çok daha acımasız olan bu hükümdar, tari­hin en büyük insan kasabı adını almıştır; eğitim görmemişti ve taş yürekliydi, fakat büyük bir ordu komutanıydı. Moğol geleneğiyle İslâm inancının erdemlerini birleştirerek, yoksul fakat dinine aşırı bağlı bir orduyu dünyayı fethetmek, siyasal ve dinsel düşmanlarını yok etmek amacıyla
Çağatay devleti Cengiz Han'ın oğullarından birinin adını taşır. Bu devletin kurulduğu bölgede gelişmiş Türk lehçesine de Çağatayca denir. Her ne kadar eski İslâm bölgesi Maveraünnehr egemenlik alanının içindeyse de, bu devlet Moğol devletleri içinde en zayıfı, kültürel bakımdan da ekonomik bakımdan da en geri durumda olanıydı. Dış ticarete açık aktarma pazarlarından yoksundu, göçebeler buralarda özellikle çok güçlüydü ve bunların saldırıları yüzünden halk ne rahat yüzü görmekte, ne de bir birlik kurabilmekteydi. Burada da İslâmiyet zamanla galiplere boyun eydirmiş, hem de bunu özellikle yüzeysel ve katı bir biçim içinde gerçekleştirmişti. Avrupa dillerinde “Tamerlan” adıyla tanınmış ve kötü ün kazanmış Timur-Leng burada doğdu.
Tarikatların devlet içinde devlet oluşu
XIII yy... Üst üste yapılan dinsel vakıfların çok­luğuyla bu tarikatlar toprak sahibi de oluyor ve belirli bölgeler­ de büyük bir gücü temsil ediyorlardı. İşte böyle derviş tarikatla­rının en önemlilerinden biri, daha sonraları 1500 yıllarında, Türkmen savaşçılarıyla birlikte modern İran'ın kurucusu sayı­lan Safavî hanedanının iktidarını sağlayacaktır.
Moğollar
1243 Kösedağ Savaşı, Rum Selçuklularının Küçük Asya'daki egemenliğini birkaç saat içinde sona erdirdi. Yüz elli yıl İslâm dünyasına kafa tutmuş Haşhaşîler 1256 yılında yok edildiler ve 1258'de Bağdat bir kan deryası içinde yıkıldı. Beş yüzyıllık halifeliğin son temsilcisi Mutasım, Bağdat'ı fetheden Hülagü'nün buyruğuyla öldürüldü.
Reklam
O güne kadar hemen hiç tanınmayan bir halk birdenbire büyük bir güç olarak ortaya çıkmıştı. Cengiz Han'ın yönetiminde birleştirilerek disiplin altına alınan bu güç, birkaç yıl içinde Harzemşahlar devletini yıkmış, İran'ı çiğnemiş, Kafkaslara ve Gürcistan'a ulaşmış, Rusya'yı, Polonya'yı aşarak bir süre Almanya ve Macaristan'a kadar ilerlemişti. Moğolların bu zaferleri çeşitli nedenler gösterilerek açıklanmak istenmiştir: Çok iyi örgütleri, olağanüstü nitelikte bir hızla hareket edebilmeleri, her yana yaydıkları casus şebekeleri, özellikle de insanlık var olalı beri, en korkunç yakıp yıkmaların, en iğrenç cinayetlerin sorumlusu olan bu yenilmez barbarların yalnız görünmelerinin yarattığı, dille anlatılmaz dehşet bu nedenler arasındadır. Müslümanlar için bu felâket, İslâm tarihinin şanlı topraklarında şimdi bir imansızlar egemenliğinin kurulmasıyla çok daha korkunç bir durum almıştı. 1243 Kösedağ Savaşı, Rum Selçuklularının Küçük Asya'daki egemenliğini birkaç saat içinde sona erdirdi. Yüz elli yıl İslâm dünyasına kafa tutmuş Haşhaşîler 1256 yılında yok edildiler ve 1258'de Bağdat bir kan deryası içinde yıkıldı. Beş yüzyıllık halifeliğin son temsilcisi Mutasım, Bağdat'ı fetheden Hülagü'nün buyruğuyla öldürüldü.
PDF
Celâleddin Harzemşah 1231'de Küçük Asya'ya da saldırdı, fakat Eyyübilerle ittifak yapan Alaeddin Keykubat'ın önünde hayatının ilk yenilgisine uğradı. Kısa bir süre sonra da, bütün doğu ülkelerini on beş yıl litrettikten sonra, bir Kürt çobanın suikastine kurban oldu.
Kuşkusuz Selçuklu Devleti'nin de kendine özgü zayıf yanları vardı. Bunların içinde en göze çarpanı, eğitim yoluyla Türk töresine yabancılaşan şehirli aristokrasi ile eğitimden yoksun, sosyal bakımdan da kendi içine kapalı kalan Türkmen halk arasında giderek büyüyen ayrılıktı.
Bizans İmparatorluğunun Dördüncü Haçlı Seferi (1204) sonucu çökmesiyle Selçuklu devleti için batıdan gelecek tehlike kalmamıştı. Bundan yararlanarak Antalya'yla birlikte Rodos ve Kilikya arasındaki bütün güney kıyılarını, ayrıca Karadeniz'de Samsun ve Sinop'la da o güne kadar yoksun bulunduğu dışsatım limanlarını ele geçirdi. İran ve Arap dünyasına sınır olan, Doğu Anadolu'dan Suriye'ye kadar uzanan yerlerde siyasal etkinliğine geçerlilik kazandırdı. Bu dönemin en önemli ve en güçlü hükümdarı Alâeddin Keykubat'tır (1219-1237), daha sonraki kuşakların gözünde de hanedanın en seçkin hükümdarı olmuştur.
Reklam
XII. yüzyıl boyunca Küçük Asya'nın tarihi Rum Selçukluları ile Danişmendlilerin birbirleriyle çekişmesi ve savaşmasıyla doludur, bu çekişme Selçukluların zaferiyle sona erer. Her iki Türk devleti ile Bizanslılar birbirlerini aldatmak, güç duruma sokmak için diplomasi sanatının bütün yollarını sınamışlardır; 1176'da İmparator Manuel Komnenos, gücünün doruk noktasına ulaştığı ve Bizans'ın kaybettiği toprakları geri almanın artık zamanı geldiği kanısına varmış olmalı ki harekete geçti. Fakat Myriokephalon (Miryokefalon) Savaşı'nda korkunç bir yenilgiye uğradı (1176), böylece de Malazgirt zaferinden yüzyıl sonra, o zaman başlamış bulunan bir gelişmenin artık durdurulamaz ve geri döndürülemez olduğunu bir kere daha göstermiş oldu.
PDF
XI. yüzyılın sonlarından başlayarak Türkmenlerin egemen olduğu küçük beylikler kurulmaya başladı. Doğu Anadolu'da, yukarı Mezopotamya'da (Artukoğulları) ve özellikle de Kuzey Anadolu merkezlerine giden yolların üstünde devletler ortaya çıktı. Bunlardan biri Danişmendliler devletidir; Danişmend adlı yarı dinsel otoritesi bulunan bir “Gazi” burada siyasal yönetimi de eline almıştı.
Beşinci ve Altıncı Haçlı Seferleri Mısır'ı hedef almıştı, Kudüs'ü bu yoldan fethetmeyi amaçlıyordu; Altıncı Haçlı Seferinin başında Aziz Ludwig bulunuyordu, kısa süre için Damiette (Dimyat) alındı (1249). Sultan Kâmil'in (1218-1238) barış isteğini Sicilya'da oturan Alman İmparatoru, aynı zamanda Kudüs tacının da varisi olan II. Friedrich olumlu karşıladı. Suriye'de siyasal durum bakımından zorluklarla karşı karşıya bulunan Sultan Kâmil'i, İmparator Friedrich kutsal şehri -askerden arındırılmak ve ibadet özgürlüğü güvence altına almak koşuluyla- Hristiyanlara bırakmaya razı etti (1229).
Selahaddin Üçüncü Haçlı Seferinde (Fransa Krali) Philipp August ile (İngiltere kralı) Aslan Yürekli Richard'a karşı duran kişi olarak Avrupa'da tanınmıştır, bundan dolayı, ama herhalde daha çok da güçlü bir kişilik olduğu için, Nureddin Zengi sonraki kuşakların hatırasında onun gerisinde yer almıştır. Oysa onun da politikası bütünüyle aynıydı, yalnız coğrafî durumlar değişmişti ve Selâhaddin Eyyubî'nin başarıları çok daha büyük kapsamlı olmuştu.
PDF
İran'ın doğu sınır bölgesinde de değişiklikler meydana geldi. Burada İslâmiyete daha yeni girmiş, savaşçı bir dağ halkı olan "Gurlular", Gazneliler devletine son vermiş ve Gazne şehrini de yıkmıştı (1150). Bunun yerini kısa bir zaman için Firizkuh ya da Cam adlı bir şehir almış, fakat bu şehrin nereye kurulmuş oldu-ğu, birkaç yıl önce, görülmemiş derecede görkemli bir minare bulununcaya kadar, uzun süre bilinmez kalmıştır. Gurlular devleti çok geçmeden, 1200 yıllarında kendi Türk köleleri tarafından yıkıldı, böylece ülke yeniden ilk Gaznelilerin geleneğine bağlandı.
140 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.