Yaklaşım, Yöntem ve Yorum Denemeleri

Türkler, Türkiye ve İslam

Ahmet Yaşar Ocak

Türkler, Türkiye ve İslam Gönderileri

Türkler, Türkiye ve İslam kitaplarını, Türkler, Türkiye ve İslam sözleri ve alıntılarını, Türkler, Türkiye ve İslam yazarlarını, Türkler, Türkiye ve İslam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslâm tek ve semavi, Müslümanlık veya Müslümanlıklar ise beşeri ve çeşitlidir.
Sayfa 162Kitabı okudu
Kemalist kesime düşen, Kemalizmin İslam'ın yerine geçecek bir din olmadığını hatırlamak, dolayısıyla eleştirilebilir olduğunu kabul etmek, sonuç itibariyle onu Türk milletinin bin yıllık toplum ve kültür nizamının temeli olduğuna şüphe bulunmayan İslam'a rakip bir din hüviyetiyle Türk toplumuna dayatmanın yanlışlığını görmektir. İslâmî kesime düşen ise, İslam'ın münhasıran bir devlet kurmaya yönelik siyasi bir sistem, bir program olarak gönderilmediğini, ama evrensel bir inanç,bir toplum ve dolayısıyla dünyevi bir ahlâk nizamı olduğunu hatırlamak, onu siyasal bir araç hâline dönüştürmemektir.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Atatürk'ün tarihi şahsiyeti, özellikle tek parti döneminde dayatmacı bir zihniyetle topluma yeni din olarak sunulan Kemalizmden ayrılmalı, Atatürk antropomorfizm konusu olmaktan çıkartılmalıdır. Atatürk hakkındaki nihai hükmü hiç şüphesiz tarih verecektir ve bu konudaki tartışmalar ancak ve ancak bilim adamlarını ilgilendirir.
Sayfa 152Kitabı okudu
Türkiye'de iki İslâm vardır: Biri bir kesimin, sadece basit bir inanç olarak fertlerin vicdanında kalması gerektiğine, ilkel bulduğu bazı yanlarının reforma tabi tutmak suretiyle "çağdaşlaştırılması" icap ettiğine, kendi dünyevi zevklerine uygun hale getirilmesinin artık zamanı geldiğine inandığı bir İslam'dır. Diğeri ise, öteki kesimin geleneksel olarak inandığı, toplumsal, dünyevi ve fikri, kültürel yanlarından ziyade, yalnız şekli kalmış bir ibadet anlayışıyla sınırladığı, kalıplaşmış, ruhu kaybolmuş yüzeysel bir İslam'dır, basit bir külttür.
Sayfa 145Kitabı okudu
Türkiye'de iki tarih vardır: Bunlardan biri, bir kesimin özellikle İslâm kültürünü çağrıştıran bütün öğelerini yok saydığı, bu öğelerden had safhada rahatsızlık duyduğu, değiştirmek ve unutmak istediği, yahut en azından soğuk baktığı, sahiplenmek istemediği, bu sebeple de hep menfî yönlerini öne çıkardığı bir tarihtir. Diğeri, öteki kesimin tepkisel olarak adeta kutasallaştırdığı, bugünkü perişanlığının doğurduğu aşağılık kompleksi karşısında yegâne teselli ve iftihar kaynağı olarak gördüğü için zaman zaman kucağına sığındığı, bu yüzden de eleştirilmesinden veya en azından birtakım gerçeklerinin dile getirilmesinden hoşlanmadığı, bu yönlerini saklamaya çalıştığı bir tarihtir.
Bir başka mühim sonuç da, radikal laikliğin, Türkiye'de radikal İslamcılığın doğusuna zemin hazırlamış olmasıdır. Bu sebeple Türkiye'deki radikal İslâmî hareketler, bir bakıma "laisizm dini"nin gayri meşru çocuğudur demek yanlış olmayacaktır.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
149 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.