Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak

Ziya Gökalp

Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak Sözleri ve Alıntıları

Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak sözleri ve alıntılarını, Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak kitap alıntılarını, Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Edmond Demolins'e göre eğitim ve siyasetin hedefi, kültürcü bireyleri uygarlıkçı bireylere dönüştürmektir, diyebiliriz; çünkü Anglosaksonların gelişmişliklerini bireyci, (bizim terimimize göre, uygarlıkçı) olmalarına; Doğu uluslarının gerilemelerini, toplulukçu, (bizim terimimize göre, kültürcü) olmalarına bağlıyor. Ulusların gelişmeleri ve gerilemelerini böyle bir tek sebebe dayandırmak, bilimsel bir tutum değildir.
“Kutsal duygu ile karışık bu kutsal düşünceye, mefkûre (ülkü) denilir.
Reklam
“Antropoloji (insanbilim) ilmine göre, aynı anotomik yapıya (vücut yapısı) sahip insanlar bir ırk ise, sosyoloji (toplumbilim) ilmine göre de aynı medeniyet içerisindeki milletler de bir beynelmilel (milletler arası) birliktir.”
Dilimizi anlam bakımından *Çağdaşlaştırmak*, terim yönünden *İslâmlaştırmak*, dilbilgisi ve imlâ konularında ise *Türkçeleştirmek* gereklidir.
"Fert zaman zaman vicdanına esir olduğu için mantıklı düşünemez. Bazan da aklına, olduğundan fazla yetkiler verdiği için vicdanının duygularını boğar."
Reklam
Bir diğer yandan da Türkçülük, İslama ters düşmekle suçlandı. Oysa Türkçüler’in hedefi“Çağdaş bir İslam Türklüğü”idi. Çünkü Türklerin millet mefkûresi Türklükse, ümmet mefkûresi İslamlıktır.
“Tarihte bu acıklı hâle bir ikinci misal gösterilemez: Hariçte Avrupa, Türkiye'deki rezaletlerden dolayı yalnız Türkleri itham ediyor, dâhilde müslim ve gayrimüslim bütün kavimler sarayın istibdadından (baskıcı yönetiminden), memurların zulmünden, hükümetin yolsuzluğundan ancak Türk kavmini mesul tanıyordu. Halbuki Türk kavmi "ben varım" diyemiyordu. Ortada tevcih olunan (yöneltilen) bir mesuliyet yükü vardı ki, onu kabul eden bir omuz yoktu. Türkler millî bir vazife deruhte etmemiş (yüklenmemiş) kendi başına fertlerden ibaretti. Millî bir vicdana, millî bir mefkûreye (ülküye) mâlik (sahip) olmayan bir kitleden ahlâk, hamiyyet, fedakârlık beklemek abestir. İşte fitraten (yaratılışça) gayet necip olan Türklerin içtimaen (sosyal açıdan) bu derece tereddi etmeleri (yozlaşmaları) ancak "kendini tanımamak” ve “millî mesuliyetini bilmemek” hatalarından ileri geliyordu.”
Memleketimizde kuvvetli bir hükûmetin kurulamaması, Türklerin ekonomik sınıflardan mahrumiyeti yüzündendir.
Üç CereyanKitabı okudu
Türklük akımı, Osmanlılığın karşıtı olmak şöyle dursun, gerçekte onun en güçlü destekleyicisidir.
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.