Normalde insancıl arzuların tatmini demek,
arzulanan nesne veya olgunun bütün yönleriyle haşır neşir olmak demektir. Genelde hayal kırıklığı olarak kendini gösteren, arzular ile tatmin arasındaki uyumsuzluk da bu süreç nedeniyle ortaya çıkar. Eğer kazanılan para harcanmıyorsa, onun yerine para biriktirmenin ta kendisi bir amaç durumuna gelmişse, arzulanan para tutarına ulaşıldığında yukarıda söz edilen hayal kırıklığının para için geçerli olmadığı görülür. Çünkü, “[para] her türlü nitelikten yoksun olduğu için, değerli ya da değersiz herhangi bir nesne kadar coşku ya da hayal kırıklığı yaratamaz”
Tüm insanlar doğal olarak şeref ve üstünlük isterler; ama özellikle de ihtiyaçlarını sağlama endişesi en az olanlar. Tam da bu yüzden geçmişteki aristokrasilerin üyeleri tragedyalarda ve yüksek edebiyatta önemli roller alıyordu. Sıradan bir ölümlünün öyle karmaşık bir kişiliği yoktu. Onun en önemli kaygısı kendini geçindirmekdi ki bu da bir araç değil amaçtı.
Hobbes