Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Suriye'de Rejim, Savaş ve Göç

Tuz ve Taş Üstünde

Zahide Tuba Kor

Tuz ve Taş Üstünde Sözleri ve Alıntıları

Tuz ve Taş Üstünde sözleri ve alıntılarını, Tuz ve Taş Üstünde kitap alıntılarını, Tuz ve Taş Üstünde en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''İnsan ülkesinden, ailesinden, çevresinden, hatıralarından ya da çocukluğundan uzak yaşayamaz. Tıpkı Suriyeli şair Hayreddin ez-Zirikli'nin (1893-1976) beytinde dediği gibi ''İnsanın gözü vatanını görmezse / Ne kendisi olduğu yerin sakinidir ne de olduğu yer onun yuvasıdır.'' Ancak gerek fikri düzeyde gerekse siyasi akımlar ve silahlı gruplar düzeyinde bu koskoca çelişkinin girdabına düşünce insanın başka seçeneği kalmıyor: ya eline silah alacaksın ya da kurbanlardan biri olacaksın... Silahlansam, bir Suriyeli olarak Suriyelileri, kendi hemşehrilerimi vurup katil olacaktım. Buna razı gelmedim. Bu nedenle göç etmeye karar verdim ve bu, bence doğru bir karardı.'' XX-7
Sayfa 134Kitabı okudu
Uzun savaşlar -zannedilenin aksine- mevcut sorunların hiçbirini çözmediği gibi, katbekat ağırlaştırır; yıkıcı sonuçlarıyla ülkeleri ve halklarını on yıllarca geriye götürür. Ülkeleri siyasi, iktisadi, toplumsal, kültürel, hukuki, ahlaki, fikri, kısaca her bakımdan bir çürüme, çölleşme ve çöküşe sürükler; eğitimden sağlığa, tarımdan teknolojiye ve kültüre kadar her alanda geri bırakır. Toplumsal dokuyu, değerler sistemini ve ahlakı bozar. Kin ve nefret tohumlarını eker, intikam duygusunu perçinler. Beden ve ruh sağlığı üzerinde kalıcı olumsuz etkiler bırakır. Genç nesilleri ya savaşın girdabına çekerek ya da göçe zorlayarak savaş sonrası yeniden inşada çok ihtiyaç duyulacak beşeri sermayeyi tüketir. Eğitim imkanını yitiren nesillere gelecekte onurlu bir hayat sürme şansı bırakmaz. Tarihi eserlerin ve kütüphanelerin yağmalanması veya yok edilmesiyle tarihsizleşme, kültürsüzleşme ve hafızasızlaşmayı beraberinde getirir. Hatta iklim dengesi bozulur, tarafların rakibi boğmak için uyguladığı savaş taktikleri kuraklığı ve kıtlığı tetikler. Dolayısıyla muzafferlerin yazdığı siyasi ve askeri tarih ile toplumsal ve bireysel tarihin gerçekleri, uzun savaşlar mevzubahis olduğunda çoğunlukla birbiriyle örtüşmez.
Reklam
Kendi insanına savaş açan, onları yaşatmayan devletler veya iktidarlar, ellerinde tuttukları şiddet tekeli ve dış destek sayesinde bir müddet üstünlük sağlasa bile sonunda yok olmaya mahkumdur. Zira insanlarını yok ederken aslında dayandıkları temelleri yıktıkları, kalıcı kin ve nefret tohumları ektikleri için fark etmeden kendi devletlerinin veya saltanatlarının da altını oymuş olurlar.
Savaşı kendi menfaatleri gereği şevkle finanse edenler, barışı aynı şevkle finanse etmeye yanaşmayacaktır.
Savaş çok mecbur kalındığında girilip en kısa zamanda bitirilmesi gereken bir mücadele şeklidir.
''Eskiden bir evim, eşim, işim, vatanım, kimliğim, aidiyetim, itibarım vardı; ama bir anda her şeyimi yitiriverdim. Bütün bu kayıplar arasında en kötüsü vatanımı yitirmekti. Ben şimdi kimim, burada ne yapıyorum, nereye savrulacağım, gelecekte ne yaşayacağım diye kendi kendimi yıllardır sorguluyorum. Eskiden bir ismim vardı, öğretmen hanım diye itibarlı bir konumum vardı; ama artık bana sadece mülteci diyorlar. Nereye gidersem gideyim artık sadece bir mülteciyim. On yıldır buradayım, ama istikrara kavuşamadık. Şimdi İsveç'e gidiyorum; ama başıma ne gelecek bilmiyorum. İstikrarsız ve belirsiz bir şekilde yaşamak inanın çok zor; kendimi çok yorgun hissediyorum.'' XX-10
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
''Şunu bilmenizi isterim: Bu dünyada hiç kimse bir çadırda yaşamak için evini, hatıralarını ve sahip olduğu şeyleri ardında bırakıp gitmez; fakat canı ve ailesinin güvenliği söz konusu olunca bunları düşünemez hale gelir.'' Raid es-Salih
Sayfa 162Kitabı okudu
''Yaşanan bu akıl almaz tecrübelerden dolayı insanların geneli, rejimin eline düşmektense kendilerini denize atmaya hazır. Denizde boğulmak, tutuklanıp çetelerin eline düşmekten ve işkenceyle öldürülmekten yeğdir inancı yerleşmiş durumda. En azından denize açıldığınızda işin ucunda kurtuluş ihtimali var. Ölürseniz de canınızı alacak tabiattır, denizdir, sudur; bizim gibi bir beşer veya canavarlaşmış insan değil. Boğularak öldüğünüzde en azından kader diyebilirsiniz. Ama burada kasıtlı, sürekli ve düzenli olarak katliam yapan bir rejim var. Bot battığında bazıları ölür, bazıları kurtulur; ama rejimin eline düştüyseniz kurtulma şansınız hiç yok.'' Ahmed Kebsu
Sayfa 253Kitabı okudu
''Mültecilerin ve yerinden olanların tamamı canları pahasına kaçtı. Sahip oldukları her şeyi geride bırakarak, yanlarına bir şey alamadan, sadece bir canlarıyla memleketlerinden ayrıldı. Bu da insanların bazılarını, zaten sayılı olan günlerini olabildiğince keyifli geçirme düşüncesine soktu. Çünkü çevrelerindeki birçok insanın paramparça olup gittiğini gördüler. Bu, ölmeden evvel hayatın tadını alabildiğine çıkarmaya insanı motive eden kaba bir dürtüydü. Birçok Türk kardeşimiz, bazı Suriyelilerin Türkiye'de sergilediği sorumsuzca davranışları duyuyor, görüyor, anlamakta zorlanıyordur. Emin olun, şahit oldukları onca dehşet verici olaydan sonra bu insanları psikolojik olarak normal kabul etmek mümkün değil.'' Ahmed Kebsu
Sayfa 250Kitabı okudu