"Seni kaybetmenin düşüncesi bile dayanılmazdı, Lingyi."
Victor eldivenli eline önce bir öpücük kondurmuş, sonra o eliyle Lingyi'nin yanağını okşamıştı. O sırada herkes onun ve Iris'in, Jin'in saldığı korkunç kuş gribinden kurtulmasına o kadar sevinmişti ki Victor'ın bu hareketi arkadaşlarının çoğunun gözünden kaçmıştı.
Ancak Lingyi, onun sıcak, kahverengi gözlerindeki şefkati, daha doğrusu Victor'ın kendini tutmadan yüreğini tüm kırılganlığıyla açarak bu şefkatin gözlerinden yansımasına izin verdiğini kaçırmamıştı;
Victor, ona hâlâ âşıktı.
"Dostum, iyi bir takım elbiseye ne zaman ihtiyaç duyacağını asla bilemezsin," dedi.
"Victor gibi konuşuyorsun," dedim.
"Victor haklıydı."
Birbirimize bakıp gülümsedik ama başka bir şey söylemedik; ikimiz de Victor'ı özlüyorduk.