Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Üç Temel Esas Sözleri ve Alıntıları

Üç Temel Esas sözleri ve alıntılarını, Üç Temel Esas kitap alıntılarını, Üç Temel Esas en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlim: “Lâ İlahe İllallah”ın manasını, reddederek ortadan kaldırdığının ve isbat ederek ortaya koyduğunun ne olduğunu kavrayacak şekilde bilmektir. Böylece dille söylenen, kalp ile de bilinmiş olur. Ki onun, manasını ve içeriğini bilmeden söyleyene faydası yoktur. Çünkü o kimse, kelimenin gösterip işaret ettiği doğrultuda bir inanca sahip değildir. Onun durumu, anlamadığı bir dilde konuşana benzer.
Küfrün şeâirinin ilân edildiği, hükmün Allah’tan ve Rasûlü’nden başkasının hakkı görüldüğü kâfirler diyarında mü'min bir kimse, gönül hoşluğuyla nasıl kalabilir? Bütün bunları gözleriyle görüp kulaklarıyla işitirken böyle bir şeye nasıl razı olabilir? Böyle bir ülkeye nasıl müntesib olabilir? Nasıl olur da çoluk çocuğuyla orada kalıp İslam topraklarında huzur içinde yaşar gibi huzur bulabilir? Üstelik böyle bir kalışın, hem onun için hem de çoluk çocuğu için, din ve ahlâkları açısından çok büyük tehlikesi vardır.
Sayfa 267Kitabı okudu
Reklam
İbnu'l-Kayyım rahimehullah şöyle der: "Nefse karşı cihâdın dört mertebesi vardır! 1- Ne dünyasında, ne de ahiretinde kurtuluşu ve mutluluğu o olmadan elde edemeyeceği hak dîni ve hidâyeti öğrenme hususunda nefse karşı cihâd etmek. 2- Bunu öğrendikten sonra gereğince amel etme hususunda nefse karşı cihâd etmek. 3- Ona davet etmek ve bilmeyen kimselere öğretmek hususunda nefse karşı cihad etmek. 4- Allah'a davetin zorluklarına ve insanların eziyetle- rine karşı sabırlı olma hususunda nefse karşı cihâd etmek ve bütün bunlara yalnız Allah için katlanmak Kişi, bu dört mertebeyi tam anlamıyla yerine getirdiği zaman rabbânîlerden olur."
Yüce Allah'a hamdolsun ki İslam dini, daha önce gelmiş bütün dinlerin içerdiği maslahatları kuşatmaktadır. Onlardan farklı olarak her zaman, her mekân ve her toplum için elverişli olma özelliği vardır. Onun her zaman, her mekân ve her topluma elverişli olmasının anlamı şudur: Bu dîne sarılmak hangi zaman ve mekânda olursa olsun hiçbir toplumun hiçbir maslahatıyla çatışmaz. Aksine toplumun düzelmesi ona bağlıdır. Elbette bunun anlamı, dînin her zaman, her mekân ve her topluma boyun eğmesi ve onlar tarafından şekillendirilmesi değildir. İslâm dîni, sâlih olan her ameli emreder, kötü olan her işi yasaklar. O, erdemli her tür ahlâkı emrettiği gibi, bayağı her tür huyu da yasaklar..
وَمَا تَكُونُ ف۪ي شَأْنٍ وَمَا تَتْلُوا مِنْهُ مِنْ قُرْاٰنٍ وَلَا تَعْمَلُونَ مِنْ عَمَلٍ اِلَّا كُنَّا عَلَيْكُمْ شُهُودًا اِذْ تُف۪يضُونَ ف۪يهِۜ وَمَا يَعْزُبُ عَنْ رَبِّكَ مِنْ مِثْقَالِ ذَرَّةٍ فِي الْاَرْضِ وَلَا فِي السَّمَٓاءِ وَلَٓا اَصْغَرَ مِنْ ذٰلِكَ وَلَٓا اَكْبَرَ اِلَّا ف۪ي كِتَابٍ مُب۪ينٍ Hangi işe koyulursan koyul, o işe dair Kur’ân’dan hangi ayeti okuyor olursan ol, siz bir işe koyulup kendinizi o işe verdiğinizde biz mutlaka sizin üzerinizde şahidiz. Zerre kadar dahi olsa, yerde ve gökte hiçbir şey Rabbine gizli kalmaz. Hatta bundan (zerreden) daha küçüğü ve daha büyüğü mutlaka apaçık bir Kitap’ta yazılıdır. (10/Yûnus Suresi, 61)
Reklam
Bu şehadetin anlamı şudur: "Allah'tan başka hak ma'bud yoktur." (لَا إلٰهَ)/ La ilahe, Allah'tan başka ibadet olunanların tümünü reddedicidir.(إلَّا اللّٰه)/ illallah, ibadetin yalnızca yüce Allah'a yapılması gerektiğini ve egemenliğinde hiçbir ortağı olmadığı gibi ibadetinde de hiçbir ortağının olmadığını ortaya koyucudur. Bu şehadetin onu açıklayan tefsiri yüce Allah'ın şu buyruklarıdır: Hani İbrahim, babasına ve kavmine, Muhakkak ki ben sizin, -beni yaratan müstesna- bütün ibadet ettiklerinizden uzağım . Gerçekten O, bana yol gösterecektir. (İbrahim) bunu -belki dönerler diye- ardından geleceklere kalıcı bir kelime kaldı." (Ez-zuhruf, 43/26-28) "De ki: Ey kitab ehli! Bizimle sizin aranızda eşit bir kelimeye gelin: Allah'tan başkasına ibadet etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak tutmayalım. Kimimiz kimimizi Allah'tan başka rabler edinmesin. Eğer yüz çevirirlerse deyin ki: Şahit olun, biz gerçekten (Allah'a) teslim olanlarız." (Ali imran 3/64)
“Nice doğru sözü ayıplayan kimse vardır ki, Onun hatası hastalıklı kavrayışıdır”
.... çünkü sevdiğine düşmanlık eden bir kimseyi sevmek aklen kabul edilebilir değildir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Bil ki övülmeye değer olan recâ, ancak Yüce Allah’a itaat edip bu itaatin sevabını bekleyen ya da ma’siyetlerinden tevbe edip tevbesinin kabul edilmesini ümid eden kimselerin recâsıdır. Amelsiz bir ümid (recâ)ise sadece bir aldanış ve yerilen boş bir temennidir.
Peygamber (sav) 'in yaptığı rivayet edilen duada şöyle buyurmaktadır; “Allah'ım! Bana hakkı hak olarak göster ve ona tâbi olmayı nasip et. Bâtılı da bâtıl olarak göster ve ondan uzak durmayı nasip et. Bana hakkı içinden çıkılamaz, anlaşılamaz bir hale getirme, o taktirde saparım.”
Allah sana rahmet etsin; bil ki şu dört meseleyi öğrenmek üzerimize vacibtir. Birinci mesele ilimdir. O da Allah'ı, peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i ve İslam dinini delilleriyle bilmektir. İkinci mesele, bilinenler ile amel etmektir. Üçüncü mesele, buna davet etmektir. Dördüncü mesele; bu uğurdaki eziyetlere sabredip katlanmaktir.
İnsan, şüphesiz kendi kendini yaratmamıştır, çünkü o var olmadan önce "yok’'tu. Yokluk hiçbir şey değildir.Hiçbir şey ise herhangi bir şeyi var edemez. İnsanı; babasıda, annesi de yaratılmışlardan olan herhangi bir kimse de yaratmış değildir. Yaratıcı olmaksızın tesadüfen de var olamaz. Çünkü sonradan var olan her varlığı mutlaka meydana getiren vardır. Ayrıca bütün yaratılanlar son derece uyumlu ve dengeli, harikulade bir düzen içindedir. Bu kainatın tesadüfen meydana gelmiş olma ihtimalini kesinlikle ortadan kaldırmaktadır. Zira tesadüfen var olan bir şey, -varlığının aslı itibariyle belli bir düzene sahip değildir. Peki, varlığını devam ettirmesi ve tekâmül etmesi halinde düzenli olması nasıl mümkün olabilir? Böylelikle yaratıcının bir ve tek olan Allah olduğu ortaya çıkmaktadır. Allah’tan başka bir yaratan, Allah’tan başka emir veren yoktur. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “İyi bilin ki yaratma ve emir O’nundur.” (el-A’râf, 7/54) Firavunun yaptığı gibi kibirlenerek olması müstesna, hiçbir insanın Allah subhânehu ve teâlanın rubûbiyyetini inkâr ettiği bilinmemektedir.
İman, yetmiş küsür şu’be’dir. Bu şu’belerin en üstünü la ilahe illallah sözüdür, en aşağısı yolda rahatsızlık veren şeyleri gidermektir. Haya da imandan bir şu’bedir.
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.