Uçurum İnsanları
Jack LondonEn Eski Uçurum İnsanları Sözleri ve Alıntıları
En Eski Uçurum İnsanları sözleri ve alıntılarını, en eski Uçurum İnsanları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bütünüyle maddeci bir temel üzerine kurulmuş ülkelerde, mülkiyet önem bakımından ruhtan önce gelmektedir ve böylesi düzenlerde mülkiyete karşı işlenmiş suçlar, insana karşı işlenenlerden daha ağır cezalara çarptırılırlar. Örneğin karısını öldüresiye döven orasını burasını kıran kişi, parası olmadığı için geceyi açıkta geçiren kişiden daha hafif bir cezaya çarptırılır. Vagonlardan birkaç elma çalan çocuk, yoldan geçmekte olan yaşlı bir adamı döven gençten daha ağır bir cezaya çarptırılır.
Patron! Bu sözde bir üstünlük, güç ve yüksek otorite havası vardı. Bu adam, altındakilerin sırtına çıkmıştı ve altındakilerde onun ağır yükünden biraz olsun kurtulabilmek umuduyla onu daha da yukarı kaldırıyorlardı. Bu söz, sadaka istemenin bir başka yoluydu.
Sayfa 17Kitabı okudu
"Ammada uğraşmışlar bu ışıkları donatmak için," dedi adam, muhteşem bir şekilde aydınlatılmış bazı binaların manzarası karşısında. Bu onun varlığının temel düşüncesiydi sanki. Bütün yaşamı boyunca çalışmıştı, kendi ruhunu olduğu kadar, nesnel evreni de yalnızca çalışmakla açıklaya biliyordu.
Sayfa 120Kitabı okudu
Burası benim, benim şatom; dünya buranın kapısının eşiğinde biter; buranın tek efendisi benim.
Sayfa 192Kitabı okudu
Bu geç genç adamların yüzlerine baktım, sayısız adamın yüzüne baktım, kötü görünüşlü kimseler değillerdi. Yüzleri kadın öpücükleri, boyunları kadın kolları için yaratılmıştı. Bütün başka erkekler gibi onlar da sevilebilir kimselerdi. Sevmeyi yetenekliydiler. Kurtulmaları ve ruhlarının yumuşaması için bir kadının dokunuşu yeterliydi. Böylesi bir kurtulmaya ve yumuşamaya ihtiyaçları vardı, ama bunun yerine her geçen gün daha da sertleşiyorlardı. O zaman bu kadınların nerede olduğunu merak ettim...
Sayfa 192Kitabı okudu
Her şeye gücü yeten Tanrı eğer sadece yiyen ama hiç çalışmayan insanlar yaratsaydı, sadece ağızlarını verir, ellerini yaratmazdı; eğer sadece çalışan ve hiç yemeyen insanlar yaratsaydı, ağız vermez, sadece ellerini yaratırdı.
Abraham Lincoln
Sayfa 225Kitabı okudu
İnsanlar sağlıklı ya da umutlu olamayacakları pis sığınaklarda yaşıyorlar, ama memnuniyetsizlikle kendi talihlerini kovalıyorlar ve başkalarının sahip olduğu zenginliğe boş bir memnuniyetsizlikle bakıyorlar.
Thorold RogersKitabı okudu
Bir Çin atasözü vardır; der ki: "Eğer bir adam tembelce yaşarsa, başka bir insan açlıktan ölür." Montesquieu da şunu söylemiştir: "Birçok insanın bir insanı giydirmek için çalışması, birçok insanın giysisiz kalmasının nedenidir."
Akıllı olduğu halde yenilgi içinde ölen bir adam, işte ben buna trajedi diyorum.
Yasa bir yalandır ve insanlar bu yasa sayesinde hiç utanıp sıkılmadan yalan söylüyorlar.
Talihsizlik ve sefalet insanların aklını başından almakta çok etkilidir. Sürekli sefalet bir insanı tımarhaneye yollarken, bir diğerini morga ya da darağacına yollar.
...yiyeceğini arayan yavru bir ayıydı, zayıfları avlıyor, güçlüler tarafından avlanıyordu.
...bu dünyadaki cehenneme çokça alıştıklarından öbür dünyadaki cehennem onları korkutmuyordu.
Bir insanı perişan eden şey ölmesi, hatta açlıktan ölmesi bile değildir. Birçok insan ölmüştür; herkes ölecektir. Ama nedenini bilmediğimiz şey sefil yaşamaktır; çok çalışıp yine de bir şey kazanamamaktır; aşırı yorulmak, tecrit edilmek, soğuk evrensel bir bağla sarılı olmaktır.
Sayfa 63Kitabı okudu