Divan edebiyatında o kadar muazzam bir ahenk, tesirli nida, kalbe ve hatta ruha tesir eden estetik var ki (malesef) yabancısı olduğumuz kelimelerimizin dahi içimize işleyen bir gizi var. Hele ki ehl-i tasavvuf bir zattan, kâmil bir mürşidden okuyunca çok daha tesirli oluyor.
Bursa'nın kalbi ve aynı zamanda Aziz Mahmud Hüdayi (k.s) hazretlerinin mürşidi olan Mehmed Muhyiddin Üftade (k.s) hazretlerinin kısaca hayatını ve divanını okuyacağınız az ama öz bir eser.
Okuyup istifade edeni çok olsun, ve's-selâm...
Yine düş oldu gönül yârin cemâli şem'ine
Götürüp yüzden nikâbı gark olup envârına
Nice yıllar muntazır olmuş iken görem deyü
Nâgehân kıldı tecellî vâsıl oldu yârına
İçüben mahbub elinden câm-ı vahdetden şarâb
Vakıf oldu çün "ene'l-hak" sırrının esrârina
"Kâbe kavseyn" maʼnisin anlayuben fehm eyledi
Kâni' olmadı anunla erdi "ev ednâ"sına
Kalmadı Üftâde'nin gönlünde aslâ iztirâb
Zira matlûbu buluban erdi ol Mevlâ'sına