Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uğur Mumcu Cinayeti

Atilla Coşkun

Sayfa Sayısına Göre Uğur Mumcu Cinayeti Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Uğur Mumcu Cinayeti sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Uğur Mumcu Cinayeti kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 günü katledildi. Uğur Mumcu, düşüncelerinden, siyasi inançlarından ve gazetecilik görevini yaptığından dolayı öldürüldü. Türkiye'de kurulu düzenle uzlaşmaksızın aydın olmak, gazetecilik yapmak zordur. Ödülü hapishane, işkence ve ölümdür. Uğur Mumcu, bu ödüllerin herbirinden payına düşeni almıştır. Dünyada en çok gazeteci öldürülen ülke Türkiye'dir.
Sayfa 7
Demokrasi, halk yığınlarının demokratik sürece en geniş ve yaygın biçimde katıldıkları bir sistemin adıdır.
Sayfa 8
Reklam
Düşünceyi açıklama özgürlüğü sınırlanamaz.
Sayfa 8
Uğur Mumcu, demokrasiyi, hem ilericiliğin bir ölçüsü olarak, hem de uğruna mücadele verilecek bir ideal değerinde görüyordu. Ona göre; ...Her kim ki, demokrasiyi savunur, 'ilerici' olan odur. Bu kural dışında, kimse ama kimse, ideoloji pistinde buz pateni yapmasın; demokrasiden daha güncel, demokrasiden daha gerekli hiçbir amaç yok sol için. Şimdiye kadar olmadı, şimdiden sonra da olmayacak... Özgürlük ve demokrasi... Gündemimizde yalnızca bunlar var. Demokrasi; özgürlük ve hoşgörüyle kurulacak.
Sayfa 23
Cumhuriyet Gazetesi, 23 Nisan 1989
IMF'si ile OECD'si ile Türkiye bir mali ipotek altındadır. Bir borç sarmalına, bir borç tuzağına düşürülmüştür Türkiye. Her ipoteğin bir de siyasal bedeli oluyor. Türkiye şimdi bu bedeli ödüyor. Bu yüzden Türkiye'de çoğulcu demokrasi yok. Izin verilmiyor. Bu yüzden ne işçiler egemen bu ülkede, ne köylüler. İşçilerin ve köylülerin egemen olacaklan bir düzenden korkuyorlar. Egemenlik kayıtsız ve koşulsuz milletindir' deniyor, ama inanmayın. Ne işçiler egemen. ne köylüler, ne memurlar. Egemen olanlar başkaları. Amerikan mandası' ile Arap milliyetçiliği'dir ülkemizde egemen olan.
Sayfa 28
1 Mayıs 1990, Cumhuriyet Gazetesi
Laiklik başta olmak üzere Atatürk'ün hemen hemen bütün ilkeleri, devlet eliyle çiğnenmektedir. Tarikat-ticaret ikilisine dayalı arabesk ve alaturka siyaset 'cebren ve hile ile' hemen hemen bütün köşe başlarını tutmuştur. Resmi ideolojinin yapay Atatürkçülüğü'de 12 Eylül'den bu yana değişmez moda olmuştur!»
Sayfa 32
Reklam
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...Fidan gibi genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı gözbebeklerimizden. Yirmi yaşında yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla. Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi. Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden. Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti. Hi-pokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acınmaksızın.Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. İnsanlık sustu. Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Sayfa 43