Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Düşük Puanlı Unutamayan Adam Yorumları ve İncelemeleri
Düşük Puanlı Unutamayan Adam sözleri ve alıntılarını, düşük puanlı Unutamayan Adam kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.110 üzerinden
Bu kitabı oxumaq üçün özümü məcbur etdiyim müddət ərzində 3 kitab bitirərdim...
Təbii bu cümlə ilk 200 səhifə üçün keçərlidir.qalanı axıcı idi deyə tez bitdi.Finalla qane oldum mu? -əsla.
Baş personaj heçnəyi unutmayan,megazəka, istisnasız sadəcə dahi insanların sahib olduğu Sinestezi və Asperger sindromundan əziyyət (!) çəkən keçmiş polisdir.Əslində məni kitabı oxumağa vadar edən şey də elə məhz bu idi.Hekayəni ağzından eşidəcəyimiz şəxsin hədsiz ağıllı olması...
Problem orasındadır ki,yazıçı yazdığı personaj qədər ağıllı deyil.Vəhy kimi hardan gəldiyi məlum olmayan dəlillər, sübutlar,fərziyyələr...
Dediyim kimi kitabın ikinci yarısı axıcı idi.Lakin sonluq "bu qədər idi yəni?!" dedirtdi.
Yenə də maraqlı idi.Xoş mütaliələr.
Her ne kadar kolay okunabilen bir kitap olsa da ben hikayeyi fazla zorlama buldum ve bazı anlarda sıkıldım sayfa sayısı daha az olabilirdi.Bir de karakterler inandırıcılıktan uzak geldi bu nedenle okunsa da olur okunmasa da diyebileceğim ortalama bir kitap.
Ulusal Futbol Ligi’nde oynadığı ilk maçta aldığı şiddetli darbeyle ölümden dönen ve beyni değişime uğrayan Decker hiçbir şeyi unutamayan bir adam haline gelir.
Polis dedektifi Decker ikinci büyük darbeyi ise neredeyse yirmi yıl sonra alır. Gece geç saatte eve geldiğinde eşi, küçük kızı ve bacanağını ölü bulur. Katilden geride hiçbir iz yoktur.
Üç vahşi cinayetle ilgili hiçbir detayı unutamayan Decker polisliği bırakır, ufak tefek özel dedektiflik işleriyle hayatını sürdürür. On altı ay sonra polise teslim olup cinayetleri işlediğini iddia eden bir adam ortaya çıkana ve kasabada hiç beklenmedik bir felaket yaşanana dek… Amos Decker'ın sıra dışı macerası. Not: Amos Decker serisi infaz kitabıyla devam eden iki kitaplık bir seridir.
Unutamayan Adam oldukça başarılı bir gerilim ve polisiye romanı oldu benim için. Başlangıçta ağır ilerleyip , taşlar yerine oturdukça , sürükleyici ve merak dozu yüksek bir kitap ortaya çıktı.
Geçirdiği bir kaza sonucu hiçbir şeyi unutamayan kahramanımız ; kendi hayatı ile kesişen cinayetleri çözerken bu müthiş yeteneğinden faydalanıyor. Okuyucu da bu çözüm ve çıkarımları zevkle okuyor tabii.
Olay örgüsünün başarılı bir şekilde kurulduğu kitapta yazar; sayfalar ilerledikçe azar azar verdiği bilgi kırıntıları ile adım adım dahil ettiği ve de sonlara doğru ortaya çıkanlarla tatmin edici bir final ile okuyucusunu buluşturuyor.
Ulusal futbol liginde oynadığı maçta aldığı darbe ile ölümden döner ,ancak beyni değişime uğrar.Hipermnezi ve sinestezi belirtileri taşıyan bir beyne sahiptir artık. Yani hiç bir şeyi unutamayan bir adamdır.
Bir gün eve geldiğinde eşi, kızı ve bacanağının öldürüldüğünü görür. Katilden iz yoktur.
Onaltı ay sonra kasabanın lisesinde bir adam cinayetler işler ve kullanılan silah ailesini öldüren silahla aynıdır.
Çok güzel bir kitaptı. Keyifle okudum.
Dikkat spoiler içerir.
Amos Decker çok başarılı bir futbolcu olacakken ilk profesyonel maçında aldığı bir darbe ile iki kere ölümden döner. Bu olaydan sonra hiç bir şeyi unutamamaya başlar ve bir enstitüde incelenir. Sonrasında polis olur ve yıllarca çalışır. Ancak karısı Cassie ve kızı öldürüldükten sonra dibe vurur. Katil bulunamaz ancak 18 ay sonra Sebastian Leopold adında biri cinayeti itiraf eder. Yeterince delil olmadığı için serbest kalır ve aynı gün Burlington şehrindeki Mansfield lisesine saldıran biri pek çok öğrenci ve öğretmeni öldürür. Decker bu işe dahil olur çünkü kullanılan silah karısını öldüren silahtır. Eski polis yeni özel dedektif olarak işe koyulur. Eski kapı Lancaster, Gazeteci Alex Jameson ve FBI ajanı Bogart ile birlikte olayı araştırmaya başlar. İşi ilerlettikçe farklı şehirlerde pek çok cesetler bulur. Biri ona kardeş demekte ve bulmacayı çözmesini istemektedir. Bu enstitüde karşılaştığı Belinda Wyatt'tır. Zamanında polis tarafından tecavüze uğradığı ve Decker polisliğin iyi bir şey olduğunu savunduğu için bu planı Leopold ile yapmıştır. Tek çözüm Decker'ın ölmesidir. Anna Wyatt ailesine ait para yoktur. Acaba Decker bu işten sağ salim kurtulabilecek midir? Leopold ne yapacaktır? Bogart ne teklif etmiştir? Jameson ile yolu tekrar bir araya gelecek midir? Hiçbir şeyi unutmamak nasıl bir duygudur? Bir solukta okunan bir roman.
Su gibi okundu mübarek. Heyecandan dört köşe olmuş keyfime her yeni sayfada "yok artık" dedirtip altıgen doğum günü pastasına yumulmuşum hissini verdin ya helal olsun! Keşke son 50 sayfa içinde bunu söyleyebilseydim. Pastadan kesilen üçgen dilimi boğazıma dizdin. Ayıp değil mi? Hiç yakıştıramadım.Hani bir üçgenin iç açılarının toplamı 180°, dış açılarının toplamı 360 dereceydi.90° olan dik üçgene aşıktık biz. Hiç oldu mu bu? Üçgenin en sivri ucunu gözümüze batırmak da nedir? Neden? Neden? Tam da mis gibi , harikulade deyip, yağlayıp ballıyordum seni, bu uyduruk son ne be!
Neyse ne, ben zaten 1 yıldır kimyasal şeker kullanmıyorum, pasta yemesem de olur.
Her şeye rağmen ortalamanın üstünde bir polisiye. Bence okuyun...
Uzun zamandır eğitim, tarih ve siyaset ile ilgili eserlerden sonra okuduğum ilk polisiye-gerilim.
Jean Christopher Grange’ nin “Leyleklerin Uçuşu” ve Glean Meade’ in “Kar Kurdu”eserleriyle birlikte okuduğum en sağlam macera ve gerilimlerin arasında en önde olacak bir eser.
Yazarın mükemmel tasarladığı ve eserin baş karakterininde kalıtsal bir şekilde kalan bir tür hastalık çok ilgimi çekti ve çok düşündürdü. İyi yönleri olmasına karşılık bir çokta kötü yönleri var. Hiçbir zaman unutmayan ve geçmişine bir şekilde hep bağlı olan bir adam. Bir yandan geçmişinden aslında kaçmaya çalışırken, eser de hayatını yine geçmişine bağlı olarak sürdürebilmekte. Unutmayarak, hatırlayarak bir şeyleri açığa çıkartabilmekte.
Güçlü bir karakter ile birlikte sizi bir sonraki bölümü okumaya sevkeden ve bir o kadar da merak ve olacak olayları tahmin ettiren, hiç sıkılmadan okuduğum, çok fazla olayları ve karakterlerin birbirine girmemesini sağlayan sade, çevirisi net, akıcı bir eser.
512 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Amos Decker futbol oynarken aldığı darbeyle ölümden dönen ve sonrasında beyni değişime uğrayan bir adam... yaşadığı travma sonrası “hipermnezi” hiçbir şeyi unutmayan ve “sinestezi” herhangi bir duyunun otomatik olarak başka duyuları tetiklemesi (mesela sesleri görme , renkleri duyma gibi) yeteneklerine sahip biri haline gelen Decker, daha sonraki yaşamına polis olarak devam eder ailesinin vahşice katledildiği güne kadar...
çok güzel kurgulanmış, harika bir polisiye... evimin bir bireyi gibi olan kahramanlardan oldu Amos Decker... çok severek okudum, tarzı severlere tavsiye ederim... yaklaşık 2 senedir okumayı ertelediğim bir kitaptı keşke bu kadar bekletmeseydim... defalarca sepete atıp geri çıkardım, hata etmişim...