Annem şaşırarak, «Günaydın, Bay Gruffydd,» dedi. ·«Ne iyi ettiniz de geldiniz.» O sanki Bayan Llywarch'a götürmek için bir parça ekmek istiyormuş gibi, «Huw'u almaya geldim,» dedi. Annem, «Huw'u mu?» diye sordu ve kaşlarını neredeyse şu başörtüye değecek kadar kaldırarak masanın üstünden bana doğru baktı. Bay Gruffydd, «Evet,» dedi, «onun uzun zamandan beri beklemekte olduğu sabah işte nihayet geldi» Bay Gruffydd'e baktım ve anladım. Ama annem hala şaşkın bir haldeydi. ' «Fulyalar açtı, anne,» dedim. Annem, «Ah, .Huw,» diyerek elindeki ekmek bıçağını bırakıp başını geriye çevirdi. Bay Gruffydd annemin sırtına bakarak, bana, «Elbisen nerede, Huw?» diye sakin bir sesle sordu. « Yastığının altında, efendim,» dedim. Bay Gruffydd, «Yastığının altında mı?» dedi. «Hem de aylardan beri,» dedim, «bugün için hazırdı onlar.» Bay Gruffydd, gülümseyerek, «Haydi öyleyse,» dedi. «Dönüşte kahraman anneciğine de kraliçelere yaraşır bir demet çiçek getireceksin, değil mi?» «Elbette,» dedim ve yastığı geri itip, bu düşüncenin kafamda yer ettiği zamandan beri orada hazır vaziyette tuttuğum elbisemi ortaya çıkardım.