Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vahşetin Çağrısı

Jack London

Vahşetin Çağrısı Sözleri ve Alıntıları

Vahşetin Çağrısı sözleri ve alıntılarını, Vahşetin Çağrısı kitap alıntılarını, Vahşetin Çağrısı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Son acı duyusu da tükendi. Artık hiçbir şey duymuyordu. Sadece sopanın gövdesine indiği zamanki sesini işitiyordu derinden derine. Ama bu artık onun gövdesi değildi. Öylesine uzak, öylesine yabancıydı ki..
Ben de sevdiklerim için aynı şeyi düşünüyorum
- Tanrı onu yarattıktan sonra, kalıbı kırmış olmalı
Sayfa 94 - İskele YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eski bir şarkıydı bu. Şarkıların hüzünlü olduğu bir zamanın, dünyanın gençlik devrinin ilk şarkılarından biri. Buck'a anlamadığı bir hüzün veren bu ağıt sayısız kuşakların küme küme acısını yüklenmişti. Bu şarkıda vahşi atalarının çilesi, eskiden kalma yaşama acısı ve atalarına ürkütücü, esrarlı gelen soğuk ve karanlığın korkusuyla inleyip hıçkırıyordu. Ve şarkının dokunaklılığı ateş karşısında ve dam altında geçirilen devirlerden geriye, uluma çağlarındaki hayatın başlangıcına, çig et yendiği zamanlara uzanan havlayışının o esrarlı güzelligini anlatıyordu.
Güneyde, sevgi ve dostluk kanunu altında, özel mülkiyete ve kişisel duygulara saygı beslemek yeterliydi. Ama kuzeyde, sopaya sopa, dişe diş kanunu altında, bunları hesaba katan aptallık eder ve başarıya ulaşma konusunda hep yaya kalırdı.
Ortadoğuda birkaç gün geçiren Avrupalı :D
Aylaklık ve can sıkıntısından başka yapılacak iş olmayan, tembel tembel güneş altında geçirilen yaşama hiç benzemiyordu bu. Burada ne rahat, ne huzur, ne de bir nebze güven vardı. Olan biten hep kargaşa, hep hareketti. Yaşamın her anı tehlike doluydu. Sürekli dikkatli olmak zorundaydı; çünkü buradaki köpekler şehir köpeği, insanlar da şehir insanı değildi. Bunların hepsi de sopaya sopa, dişe diş kanunundan başka kanun tanımayan birer vahşiydi.
Dayak yemişti, bunu biliyordu ama kırılmamıştı. Sopali adama karşı hiçbir şansı olmadığını iyice anlamıştı. Öğrendiği bu dersi yaşamı boyunca asla unutmadı. Ilkel yasaların egemenliğiyle ilk karşılaşmasıydı bu ve henüz tamamlanmamıştı. Yaşam bütün acımasızlığı ve çıplaklığıyla karşısında duruyordu şimdi.
Reklam
Arjantin merkez bankası tıpkı..
Köpek yiyeceklerinin yetişmeyeceği ortadaydı ama onlar, köpekleri gerektiğinden de fazla doyurarak açlığın başlayacağı günü daha da yakınlaştırdılar.
İnsaflılık, zayıflığın en büyüğüydü ve ilkel yaşamda insaf denilen şey yoktu.
Burası, Dünya...
Burada ne rahat, ne huzur, ne de bi nebze güven vardı...
Sayfa 26 - Karınca YayınlarıKitabı okudu
Hayat muhteşem bir sel gibi kabarıyordu içinde. Mutlu, doymuş,şahlanmış bir hayat.
Reklam
Yaşam bütün acımasızlığı ve çıplaklığıyla karşısında duruyordu...
Sayfa 13
Son acı duyusu da tükendi... Artık hiçbir şey duymuyordu...
Sayfa 80 - Karınca YayınlarıKitabı okudu
Demek gelenek buydu. Dürüstlük sökmüyordu. Bir kere yıkıldın mı sonun geldi demekti. Öyleyse hiç yıkılmamaya bakacaktı.
"Hayatın tam tepe noktasını ve hayatın daha öteye gidemeyeceğini işaret eden bir mest olma hali vardır. Çelişki tam da burada ortaya çıkıyor; bu mest olma hali, kişi en canlı halindeyken kendini gösteriyor ve ona canlı olduğunu tamamen unutturuyor. "
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.