Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Var Olma Notları

Taylan Kara

Öne Çıkan Var Olma Notları Gönderileri

Öne Çıkan Var Olma Notları kitaplarını, öne çıkan Var Olma Notları sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Var Olma Notları yazarlarını, öne çıkan Var Olma Notları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan, varlığını hep sınırda, varlığının çeperlerinde fark eder. Yaşamı en iyi ölmekte iken anlar; aşkı ayrılırken, sağlığı onu yitirmekteyken, mutluluğu mutsuzken... Çeperlere çarpan bir kafa, o kafanın en uyanık halidir. Çeper uyandırır ve hissettirir.
Hiç kimse Auschwitz toplama kampına isteyerek girmemişti, bir kişi hariç: Witold Pilecki. Polonya ordusunda subay olan Pilecki, 1940 yılında Auschwitz'de isyan örgütlemek amacıyla kasıtlı olarak suç işleyerek kendisini Auschwitz'e göndertti. Kampta gizli bir direniş örgütü kurdu; kampta yaşananları, bir radyo istasyonu kurarak dışarıya bildirdi. Yaklaşık üç yıl kampta kalan Pilecki, 26 Eylül 1943'te kampın telefon tellerini keserek, Nazilerden çaldığı belgelerle birlikte kamptan kaçmayı başardı. Pilecki, Auschwitz Toplama Kampı 'ndan kaçabilen nadir insanlardan birisiydi.
Sayfa 158 - Hayal Yayınları
Reklam
Auschwitz'in "saygın" firmaları
Bugün tansiyon ilacını, asansörünü, yürüyen merdivenlerini, çamaşır makinesini, vincini kullandığımız "saygın" firmalar, İkinci Dünya Savaşı sırasında Auschwitz yakınlarında fabrikalar kurmuş ve Auschwitz tutsaklarını kiralayarak fabrikalarında çalıştırmıştı. Auschwitz tutsakları bu fabrikalarda bazen günde on sekiz saate varacak şekilde çalıştırılmış, günde yanın marklık yevmiyeleri Nazilere ödenmişti. Sanayi devleri lg Farben, ThyssenKrupp, Siemens, Bayer, IBM ... Auschwitz tutsaklarının kollarına kazınan numaraların otomasyon ihalesini kazanan firma bugünün "saygın" teknoloji devi IBM idi. "Sanatın ve sanatçının dostu" yüksek kapitalizmin bir de "Nazi dostu" hali var. Kapitalizmin "samimi", halklarla biraz "laubali" olduğu "çıplak" haliydi bu... Auschwitz gaz odaları, fırınlar kadar bu fabrikalardır da…
Sayfa 157 - Hayal Yayınları
Erdemli olma konusunda deneyimliyiz hamdolsun
*İnsan türü, en büyük alçaklıklarında bile kerametler bulabilir. Örneğin: "Ben sadece dokuz kişiyi öldürdüm, evdeki bebeğe dokunmadım," diyerek dokuz kişiyi hunharca öldürmenin günahı, evdeki bebeği sağ bırakmakla giderilmiş olur. Bu katil kendi gözünde hiç cinayet işlemeyen birisiyle aynı seviyededir. Zaman zaman da o bebeği öldürmediği için kendisini erdemli olarak görecektir. Kendi alçaklıklarında erdem bulmak, alçaklıkta ciddi bir deneyim ve derinlik gerektirir. **
Sayfa 19 - Hayal Yayınları
Her alışkanlığa bir tür yok oluş eşlik eder. Alıştığımız şey, yaşamımızda giderek görünmez hale gelir. Pencereyi her açışımızda karşımızda duran denizi artık göremez oluruz. Odamızın kokusunu, yıllardır oturduğumuz masayı artık fark edemez hale geliriz; onların varlığını, ancak yok olduklarında fark ederiz. Alıştıklarımız, bizim gözümüzde varken yoklardır ve ancak yokken var olabilirler.
Sayfa 10 - Hayal Yayınları
Yeter vurmayın artık öldüm
*İnsanın, her zaman sığınma olanağının olduğu bir dokunulmaz mekan olmalıdır. Ellerini kaldırdığında, beyaz bayrak salladığında, aman dilediğinde "oyunu durdurduğu" o an sadece insan olması nedeniyle sığınacağı bir mekan, talep edebileceği bir davranış paketi olmalıdır. En ateşli kavgada, bir linç ortasında, bir tecavüz teşebbüsünde, bir silahın tetiği çekilirken "dur" dediğinde sığınacağı bir insan dokunulmazlığı… Karşısındaki kim olursa olsun, kendisinin bir insan olduğunun, devredilemez tartışılamaz hakkı olduğunu hatırlatan bir eşik... Sığınan insanın ne olursa olsun, insana indirgendiği için dokunulamaz haklarının herkes tarafından kabul edildiği bir yer. **
Sayfa 113 - Hayal Yayınları
Reklam
*Bir insanın içi, karşısındaki insanın imgesiyle dolabilir. Bir insan, sadece düşüncesi ile karşısındaki insanı hiç bir boşluk bırakmaksızın doldurabilir. Bir denizin sahille ilişkisi gibi, onun bilincindeki her kıyıya dokunur, bilincinde kıpırdar; yükselmesi, alçalması, dalgaları, duruşu, çarşaf gibi oluşu, köpükleri, dokunuşu, serinliği ya da seyredişi keyif vericidir. **
Sayfa 21 - Hayal Yayınları
Kendini beğenmişlik
2) Seçilmiş kişi değilsin. a) Bu gezegende tıpkı senin ülken gibi 200'den fazla ülke var. b) Bu dünyada tıpkı senin gibi 7 milyara yakın insan var. c) Bu dünyada 3000'den fazla dil, 300 milyona yakın tanrı var. d) Bu ülkede tıpkı senin şehrin gibi 80'den fazla şehir var. e) Sen seçilmiş değilsin.
Sayfa 179 - Hayal Yayınları
Eğer "nefret nesnesi" halen bizleri çatlatırcasına hayatlarımızın öznesi durumunda kişisel cümlelerimizi işgal ediyorsa, bunun nedeni "total eşik nefreti"ne henüz ulaşılamamasıdır. Bir gün yeterince insan, yeterince bir istençle "nefreti özgürleştirdiği" an, nefretleri onlara özgürlüğü verecektir.
Sayfa 111 - Hayal Yayınları
İnsanı tanımıyoruz, insanın ne olduğu hakkında en ufak bir fikrimiz dahi yok. Bütün varsayımlarımız yaşam pratiğince bir bir çürütülüyor. Bir seri katil olan Charles Manson'a gelen yüzlerce hayran mektubu nasıl açıklanabilir? Dünyada her ne olursa olsun futbola milyonlarca insan tarafından daima ilgi gösterilmesinin anlamı nedir?
Sayfa 38 - Hayal Yayınları
316 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.