Birini kucakladı, onu bıraktı öbürünü kucakladı. - Oğluum, oğullarıım... Ayaklarınızın altını öpeyim, diye bağırıyordu.
Mahmut kendini tutamayıp hıçkırdı.
Ömründe bu kadar heyecanlanmamıştı. Caddelerden geçerken üzerlerine çiçekler
atılıyordu. "Yaşasın Türk ordusu!" diye bağırıyorlardı.