Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vatan Dostu Sultan Vahidüddin

Necip Fazıl Kısakürek

Vatan Dostu Sultan Vahidüddin Sözleri ve Alıntıları

Vatan Dostu Sultan Vahidüddin sözleri ve alıntılarını, Vatan Dostu Sultan Vahidüddin kitap alıntılarını, Vatan Dostu Sultan Vahidüddin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sıhhî vaziyetindeki zaiflik ve nahiflik boyuna devam eden Mehmed Vahidüddin Efendi, büyük ağabeyinin devrinde yine türlü uzvî rahatsızlıklar içinde gidip gelirken, ruh yönünden en huzurlu çığrını yaşar. Zira imparatorluğun, iç ve dış saiklerle tam bir uçurum kenarına itildiği hengâmede onu düşmekten koruyabilecek sanatkâr eli görmektedir. Bu, Ulu Hakan Abdülhamid Hân'dır.
Bugünün 'Millî Emniyet'inden tutunuz, Batının bütün (entelicens) teşekküllerindeki tohum Abdülhamid'indir. Onu hafiye kullanmakla suçlayanlar, kendisini devirdikten sonra sadece nefsânî hırsları uğrunda "Teşkilât-ı Mahsusa"yı kuranlardır.
Ermeni ve Yahudilere, hususiyle masonlara karşı alınan köstekleyici tedbirler de, politika dehâsiyle içice idarî dehânın en parlak numunesi...Kitabı okudu
Reklam
Abdülhamid, düşmanlarına karşı nerede zayıf ve nerede kuvvetli olacağını derinden derine kestiriyor, ona göre askerî bir plân takip ediyor, zahiri ve aldatıcı süslerden kaçınıyordu.
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu, Adada rüzgâr, uçan eteklerden sorumlu.
Bir sürü maiyetle meçhul bir âleme gittiğine ve Hazine-i Hassa padişah hazinesi demek olduğuna göre, onu son meteliğine kadar boşaltmak imkân ve salâhiyeti dairesindeyken bunu yapmayıp şahsına ait hediyeleri bile oraya iade eden hükümdarın ruhundaki feragat ve fedakârlık duygusunu hayal edebilmek lâzım... Bütün mevcudu, sultanlık tahsisatından elinde kalmış olan 50 bin lira kâğıt paradan ibaretti; ve koskoca bir maiyetle gittiği gurbet illerine bu hiçin hiçi meblâğla göçmekteydi.
Karşı oldukları dâvayı -şeriat- kökünden kaldırma yolunu açmak ve bu işin bahanesini bulmak için askerleri bizzat "şeriat istiyoruz diye ayaklanın!" şeklinde kışkırttılar ve kışkırtıcının Abdülhamîd olduğunu ilân ettiler. Masum ve cahil neferleri "Şeriat de Şeriat!" diye sokaklara ve meydanlara döktüler.
Reklam
İşte Vahidüddin'in başına ne geldiyse bu taht'a ve böyle bir zamanda geçmek yüzünden geldiğine göre, asırların hesabını onun memur bulunduğu tek âna sokan bir hengâmede Vahidüddin ne yapmalıydı; tahtı kabul etmeli miydi, yoksa Çengelköyündeki köşküne çekilip salhanede boğazlayacakları vatanın çığlıklarına kulaklarını mı tıkamalıydı? Bu suali vazedecek, şimdiye kadar en küçük bir insaf bile çıkmamıştır ve 6. Mehmed Vahidüddin mes'elesinin baş anahtarı bu sualdir.
MÜTEFEKKİR ABDÜLHAMİD HAN
Hiçbir zaman derinliğine ve üstün bir irfanla besli bir fikir adamı olmamasına rağmen gayet derin bir seziş plânında bütün sahte inkılâpları ve kahramanları anlayan ve bu köksüz gidişi engelleyen ve işte bu yüzden sayısız düşman kazanan , milli ruh köküne bağlı, felâket devresinde ilk ve son devlet reisi...
"–Allah, İttihatçıların elinde perişan hâle gelen bu vatanı bir harp tehlikesinden korusun; ve böyle bir harp zamanında milletin başına geçecek padişaha acısın!"
Şahsîyle Abdülhamîd Han, Ulu Hakan♡
Daima eldivenli, daima temiz, aşırı derecede edep ve terbiye sahibi, ölüm yatağında bile doktoruna giyinip de çıkan, odasına bir hademe girince ayağa kalktığını belli etmemek için masasından bir kâğıt alıyormuş gibi hareket edecek kadar Allah'a mahviyet gösteren, şahane heybetiyle de Alman veliahtını apıştıran, en ileri Avrupalıdan daha gerçek Avrupalı ve en üstün şarklıdan daha üstün şarklı, esrarı çözülememiş ve mânası güme getirilmiş yüce Halife ve Ulu Hakan ...
759 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.