Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Vatan Dostu Sultan Vahidüddin

Necip Fazıl Kısakürek

Vatan Dostu Sultan Vahidüddin Sözleri ve Alıntıları

Vatan Dostu Sultan Vahidüddin sözleri ve alıntılarını, Vatan Dostu Sultan Vahidüddin kitap alıntılarını, Vatan Dostu Sultan Vahidüddin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Reklam
Vahidüddin olmasaydı Türk İstiklâl savaşı olmayacak ve kurtuluş sağlamayacaktı.
“İlmiyle böbürlenenler değil, bilgide noksanını itiraf edenlerdir ki, en çok bilenlerdir.”
Sultan Abdülhamid Han
Ermeni icadı "Kızıl Sultan" tabiriyle, yeni doğmuş çocukların beynini salata yapıp yercesine kan içiciliği dillere destan edilen bu mazlum tâcidar, hakikatte, karınca ezmekten bile sakınan •velî mizaçlı bir merhamet felçlisidir.• Ve hakkında köpürtülen yalanların tam ve kâmil zıddıdır.
Reklam
Süleyman Nazif'in Şu (espri)si ne kadar yerindedir: "- (Ci, cı, cü, cu), Türkçede meslek edatlarıdır. Kahveci, arabacı, kömürcü, sabuncu, gibi. Nasıl kahveci kahve, arabacı araba, kömürcü kömür, sabuncu da sabun demek değilse, Türkçülerin de çoğu Türk değildir.'" Türkçülük vecdinde Halide Edib Adıvar gibi bir yahudı dönmesinin sanat önderliğine kalkışması ve her biri Türk sınırları dışına bağlı ve yabancı kültürlü (çoğu Moskof Kültüründen) şahısların dâvaya üşüşmesi herşeyi izaha yeter.
Adalet işlerine asla karışmayan, ondan Kur'ân emirlerine müdahale edercesine çekinen Abdülhamid, adlî ölçü bakımından yalnız hudutsuz ve tarihte eşsiz bir merhamet ve atıfetin temsilcisi olmuş ve 33 yıllık hükümdarlığı içinde kaatil bir haremağasından başka hiç bir ferdin idam hükmünü imzalamamış gerisini hep ebedî hapis ve sürgüne çevirmekle yetinmiştir. Abdülhamid'in, hürriyet yalaniyle gelen Makedonya çapulcularının karşısına Hassa Ordusu ile çıkmamasında ve «benim yüzümden tek damla Müslüman kanı akıtılmasına razı değilim!» demesindeki sebep de onun bu merhamet ve tevekkül cephesine bağlı ve belki tenkidi kabil biricik zaafıdır. Ermeni icadı «Kızıl Sultan» tabiriyle, yeni doğmuş çocukların beynini salata yapıp yercesine kan içiciliği dillere destan edilen bu mazlum tâcidar, hakikatte, karınca ezmekten bile sakınan velî mizaçlı bir merhamet felçlisidir Ve hakkında köpürtülen yalanların tam ve kâmil zıddıdır.
"–Allah, İttihatçıların elinde perişan hâle gelen bu vatanı bir harp tehlikesinden korusun; ve böyle bir harp zamanında milletin başına geçecek padişaha acısın!"
Abdülhamid, düşmanlarına karşı nerede zayıf ve nerede kuvvetli olacağını derinden derine kestiriyor, ona göre askerî bir plân takip ediyor, zahiri ve aldatıcı süslerden kaçınıyordu.
Reklam
Bugünün 'Millî Emniyet'inden tutunuz, Batının bütün (entelicens) teşekküllerindeki tohum Abdülhamid'indir. Onu hafiye kullanmakla suçlayanlar, kendisini devirdikten sonra sadece nefsânî hırsları uğrunda "Teşkilât-ı Mahsusa"yı kuranlardır.
Ermeni ve Yahudilere, hususiyle masonlara karşı alınan köstekleyici tedbirler de, politika dehâsiyle içice idarî dehânın en parlak numunesi...Kitabı okudu
Politikada, edebiyatta, ilimde, teknikte ve top-yekûn fikirde korkunç bir sathîlik, sığlık, şahsiyetsizlik...
Hazine-i Hassa padişah hazinesi demek olduğuna göre, onu son meteliğine kadar boşaltmak imkân ve salâhiyeti dairesindeyken bunu yapmayıp şahsına ait hediyeleri bile oraya iade eden hükümdarın ruhundaki feragat ve fedakârlık duygusunu hayal edebilmek lâzım... Bütün mevcudu, sultanlık tahsisatından elinde kalmış olan 50 bin lira kâğıt paradan ibaretti; ve koskoca bir maiyetle gittiği gurbet illerine bu hiçin hiçi meblâğla göçmekteydi.
Sayfa 202Kitabı okudu
Şark cephesinde "Allahü Ekber" dağının buzlariyle, Suriye çöllerinin ateşi tarafından ciğerine kadar donan ve yanan Mehmetçik (Don Kişot'ların rüyalarını gerçekleştirme yolunda kumar parası gibi harcandı. Erzurum'da "Allahü Ekber" dağının bir eteğinden 30 bin mevcutlu bir kolordu hâlinde tırmandırılıp, öbür eteğinden, tek kurşun atmadan ve yemeden,birkaç manga kalmış olarak indirildi. Kanal Seferinden de, karşı yakaya geçirilebilen ancak birkaç kişinin "Allah, Allah!" seslerinden sonra her şey sustu ve durdu; ve arkasından o korkunç Suriye ve Arabistan istilâsı başladı.
Karşı oldukları dâvayı -şeriat- kökünden kaldırma yolunu açmak ve bu işin bahanesini bulmak için askerleri bizzat "şeriat istiyoruz diye ayaklanın!" şeklinde kışkırttılar ve kışkırtıcının Abdülhamîd olduğunu ilân ettiler. Masum ve cahil neferleri "Şeriat de Şeriat!" diye sokaklara ve meydanlara döktüler.
759 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.