Ümitsiz bir huzur olamayacağını, başkalarını mahkûm etmek hakkının insanlara verilmemesine rağmen, hiç kimsenin bir ötekini mahkûm etmesine engel olunamayacağını, hatta bazen kurbanların bile cellâtların yerini aldıklarını bilen Tarrou, hep acılar, çelişmeler içinde yaşamış, ümit nedir bilmemişti.