Sayfa Sayısına Göre Venedik Gizli Servisi Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Venedik Gizli Servisi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Venedik Gizli Servisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dördüncü Osmanlı-Venedik Savaşı'nın (1570-1573) arifesinde, Osmanlılardan kaçan bir köle olduğunu iddia eden bir adam, yetkilileri bazı endişe verici meselelerden haberdar etmek üzere Venedik'e seyahat etmiştir. Bu adam, Türk armadasının Türkiye'nin güney sahilinde bir kale olan Anamur'da mühimmat depoladığını ve buraya kalabalık savaş
Aslında, çoğu İtalyan ve Avrupalı devlette istihbarat operasyonları siyasî güç ve kontrolü pekiştirmeyi amaçlayan güçlü bireyler tarafından tertip edilmekteyken, Venedikli Onlar Konseyi dünyanın merkezi olarak organize edilmiş en erken tarihli devlet istihbarat servislerinden birini yaratıp sistemli bir hale getirmiştir. Operasyonlar (istihbarat ve örtülü eylem), analiz, kriptografi ve steganografi, kriptanaliz ve hatta zehir gibi ölümcül maddelerin geliştirilmesi gibi seçkin istihbarat işlevlerini yerine getiren bu proto-modern teşkilat, seçkin bir kurumsal karmaşıklık ve olgunlukla hareket eden bir kamu sektörü yapısına benzemekteydi.
Hususi bir güvenlik endişesi, Cumhuriyet'in ticaret ve savaş gücüne katkıda bulunan meşhur Venedik kalyonlarının inşa edildiği yer olan Arsenale [Tersane] ile alakalıydı. Venedik denizciliğinin çekirdeğini meydana getiren Arsenale, Venedik için jeostratejik önemdeydi. Bu sebeple, Onlar Konseyi, Arsenale'nin bakımını son derece ciddiye almıştır. Örneğin, Üçüncü Osmanlı-Venedik Savaşı'nın patlak verdiği esnada, Venedikli tüccarların, gemi inşası ve denizcilik için hayati önemdeki bir hammadde olan ve Venedik hakimiyeti altındaki topraklarda üretimi daralmakta olan kendir alıp sattıklarını öğrendiklerinde, denizcilik reislerine, Adriyatik'i geçen ticari kalyonlarda bulunan kendirin hepsinin, tüccarların kayıplarını gidermek pahasına dahi olsa derhal Arsenale'ye geri getirilmesi emrini verdiler. Yetkisi Provveditori all'Arsenale'ye [Tersane Müfettişleri'ne] verilmiş olan devlet tersanelerinin belirli aralıklarla teftişi de Onlar Konseyi'nin Venedik devletinin güvenliğini devam ettirmek için müracaat ettiği tedbirlerin parçasıydı. Alınan çok sayıda tedbir, ne yazık ki 10 Eylül 1569 gecesinde Arsenale'yi harap eden ve istiflenmiş cephaneyle beraber Cumhuriyet'in yedek donanmasındaki kalyonlardan bazılarının yok olmasına sebep olan müthiş yangına engel olmayı başaramamıştır. Kundaklama ya da kaza, suçlunun ya Sultan II. Selim'in danışmanlarından Joseph Nasi, yahut bir Türk sabotajcı olduğu söylentileri günlerce etrafta dolaştı. Benzer şüpheli şartlar altında, belki de intikam olarak, iki hafta sonra, İstanbul'daki tersaneyi bir yangın sararak, Osmanlı başkentinin Yahudi mahallesini harap etti.
"Venedik savunma organizasyonunun parçası olarak, asilzadeler, hem anakaradaki hem de Venedik'in elinde tuttuğu denizaşırı toprakları yönetmek için gönderilirlerdi ve onlardan görevlerini yerine getirebilmeleri için yerel elitler ve kurumlarla iş birliği yapmaları beklenirdi."
"Venedik gibi geniş bir araziye hükmeden ve geniş ve sistemli bir istihbarat aygıtının yaratılması cesaretini gösteren bir devletin, uzman casusların meslek olarak yetiştirilmesi için girişimlerde bulunmamış olması aslında şaşırtıcıdır."
"Venedik'in savunma yanlısı duruşu, amatör casusların sayısında büyük bir artışa ve ayrıca, özellikle de Osmanlı başkentine olmak üzere, denizaşırı yerlere gönderilen resmî elçiliklerin ve maiyetlerinin çoğalmasına sebep olmuştur."
Halbuki, tarihin tekrar tekrar ispat ettiği üzere, imparatorlukların kaderinde aksi düşünülmeyecek şekilde yükselmek ve çökmek yazılıydı ve Venedik'in de doğal çöküşe karşı bağışıklığı mevcut değildi. Venedik, ilk mühim toprak kaybını, Birinci Osmanlı-Venedik Savaşı (1463-1479) esnasında Negroponte'nin düşüşüyle yaşadı. Daha farklı ve açıkça izah etmek gerekirse, 1470 senesinin yazında, Sultan II. Mehmed'in kuvvetleri, Venedik'in, Negroponte şehri üzerindeki hakimiyetine son vermeyi başardı ve bu tarihten itibaren Venedik, idaresi altındaki önemli yerleri bir bir ezeli düşmanı Osmanlı İmparatorluğu'na kaptırmaya başladı. Bunun ardından, İkinci Osmanlı-Venedik Savaşı (1499-1503) esnasında, Venedik, en önemlileri 1500 senesinde kaybettikleri Modon ve Koron olan Ege Denizi ve Mora'daki bazı topraklarından yoksun kaldı.
"Ticarî alışverişler üzerine kurulu bir deniz imparatorluğu olan Rönesans Venedik'i için ticaret, birinci sırada gelen iç ve dış güvenlik meselesiydi. Bu sebeple, Doğu Akdeniz ve Adriyatik'in korunması, Venedik yetkililerinin en önemli vazifesiydi."