Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Sana layık kullar ile hemdem et Ehl-i derdün sohbetine mahrem et
Mevlidin ortaya çıkış hikâyesi
O yıllarda Şam dolaylarından Arap bir mehdi/Mesih habercisi çıkagelir. Bursa Ulu Camii'nde Bakara Suresinin sonunda geçen "bizim resullerimiz arasında bir fark yoktur" mealindeki ayeti tefsir etmeye başlar. Arap vaizin söyledikleri çok iddialıdır. İlgili ayete dayanarak Efendimiz (s.a.v) ile diğer peygamberler arasında hiçbir fark olmadığını, hatta "babasız doğma" noktasında Hz. İsa efendimizin, Peygamberimizden üstün olduğunu anlatır. Oldukça etkili konuşan bu Arap vaizin konuşmaları, camideki cemaat üzerinde oldukça tesirli olur. O gün, Bursa Ulu Camii'nde bu vaazı dinleyen Süleyman Çelebi'nin canı bu işe çok sıkılır ve "Allah adın zikredelim evvela / vacip oldur cümle işte her kula" beytiyle başlayan muhteşem eserini kaleme almaya başlar. Eser bittiğinde o kadar beğenilir ki, derhal bestelenir ve tüm Osmanlı ülkesinde her vesile ile okunmaya başlar. Zamanla bu okumalar, "Mevlid meclisi" ismini alarak kendi içerisinde başlı başına bir ritüele dönüşür. Bugün dahi Kazan'dan Kerkük'e, Saraybosna'dan Üsküp'e değin İslam coğrafyasının pek çok noktasında bu şahane eser okunmaktadır. Süleyman Çelebi, yazılma gerekçesini de hesaba katarak, eser boyunca bize demektedir ki "behey mehdi/Mesih bekleyen, bu bekleyişle ömür çürüten, bu bekleyişle robotlaşan şaşkın! Kurtuluşa bir vesile mi arıyorsun? O halde kurtuluşunun Hakikat-i Muhammediye"de olduğunu bil. Mehdi/Mesih bekleyeceğine, asıl kurtuluş vesilesi olan Efendimiz (s.a.v)'in eteğine yapış. Kurtuluş mu arıyorsun? Kurtuluş Kuran'dır, kurtuluş sünnete ittiba etmektir."
Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her nefeste işledim ben bir günah Bir günah için demedim bir gün ah
Sana layık kullar ile hemdem et Ehl-i derdün sohbetine mahrem et (Sana layık kullar ile düşüp kalkmayı nasip et; dertlilerin arkadaşlığına sırdaş eyle...)
Sayfa 118 - KapıKitabı okudu
Mirac
Şeş cihetten ol münezzeh zül-Celâl Bî kem ü keyf âna gösterdi cemâl Âşikâre gördü Rabbü-l İzzet'i Ahirette öyle görür ümmeti
Mirac Bahri
Âmine Hatun Muhammed ânesi Ol sadeften toğdı dür dânesi Muhammed Mustafa'nın annesi Amine Hatun'dur.Işte inci tanesi,o sedeften doğdu.
Reklam
Süleyman Çelebi'nin kaynakları arasında Âşık Paşa'nın Garipnâmesi ile Darir'in Siyerü'n-i-Nebevî'sinin bulunduğu inkâr olunamaz.
Sayfa 36 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.