En Beğenilen We Have Always Lived in the Castle Gönderileri
En Beğenilen We Have Always Lived in the Castle kitaplarını, en beğenilen We Have Always Lived in the Castle sözleri ve alıntılarını, en beğenilen We Have Always Lived in the Castle yazarlarını, en beğenilen We Have Always Lived in the Castle yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Adım Mary Katherine Blackwood. On sekiz yaşındayım ve ablam Constance'la birlikte yaşıyorum. Azıcık şanslı olsaydım dünyaya kurtadam olarak geleceğimi düşünmüşümdür hep, çünkü her iki elimin orta ve yüzük parmağı aynı uzunlukta, ne var ki kendimi olduğum gibi kabullenmek zorunda kaldım. Yıkanmayı, köpekleri ve gürültüyü sevmiyorum. Ablam Constance'ı, Richard Plantagenet'ı ve köygöçüren mantarı Amanita phalloides'i seviyorum. Ailemdeki diğer herkes öldü.
‘’Nerede yatacağız? Saatin kaç olduğunu nereden bileceğiz? Üstümüze başımıza ne giyeceğiz?’’
‘’Saatin kaç olduğunu neden bilmemiz gereksin ki?’’
‘’Yiyecekler sonsuza kadar yetmez, konserveler bile.’’
Merricat, ablası Costance ve Julian amcasıyla kasabadan uzak bir yaşam sürdürmektedir. Diğer aile üyeleri yıllar önce meçhul bir şekilde ölmüş geriye yalnızca çok yaşlı ve hasta olan Julian amca kalmıştır. Hastalığı yüzünden evden çıkamadığı için kendini diğer aile üyelerinin neden öldüğünü araştırmaya vermiştir. Costance ise agorafobisi olduğu için tüm gün evde vakit geçirmekte kardeşi ve amcasıyla ilgilenmektedir. Dışarıyla tek bağlantı Merricat’dir. Kasabaya kitap almaya, alışveriş yapmaya o gitmektedir. Fakat kasaba halkı bu aileye nedeni belirsiz bir nefret beslemektedir… Kitapta baştan sona bir gizem var ve bu gizem kitap boyunca korunuyor. Bu durum okuyucuya daha leziz bir okuma sunuyor. Benim bu türde okuduğum ilk kitap olduğu için çok severek okudum. Bu türe yada Shirley Jackson okumaya yeni başlayacaksanız bu kitap sizin için biçilmiş kaftan efendim
OKUYUN OKUTUN
Kitapla Kalın
Sevgiler <3
İlk defa bir gotik edebiyatı okumuş biri olarak bu kitap beni etkiledi diyebilirim. Şehir efsanesi dediğimiz olayların aslını görmemizi sağlayan bu kitap sizi hikayesinde sürükleyecektir. Kitap kız kardeşliğin inanılmaz bağlılığını anlatmıyor adeta hissetiriyor. Kitap çok akıcı ve etkileyici. Okudukça insanı meraka sürüklüyor adeta.
Karakterler Merricat ve Constence isimli iki kız kardeşten oluşuyor. Kitap Merricat'in gözünden anlatılıyor. Küçük olan Merricat hayal dünyası geniş , gerçekle hayal dünyasını ayırt edemeyen bir karakterdir. Ablası ise ailesinin başına gelen skandal olaydan dolayı kasabalıların dilinde olan ve bu yüzden dışarı çıkmayan, kendini dış dünyaya kapatmış ,ev işleriyle meşgul olan, yaşlı amcasına ve kızkardeşine bakan bir karakterdir.Dış dünyayla iletişim kuran yani evin ihtiyaçlarını karşılamak için kasabaya inen Merricat dır. Merricat'ın gözünden insanlar hakkındaki duygu ve düşüncelerini anlatır. Mutluluğu yalnızlıkta bulan bu iki kız kardeş kasabalılar tarafından farklı görüşler ve inanışlarla anılacaktırlar.
Büyük sırlarla devam eden bu kitap ters köşelerle daha etkileyici bir hale geliyor.
Başarılı yayın çizgisinden dolayı kitaplarını daha dikkatli bir şekilde incelediğim Siren Yayınları’nın bu kitabını görünce ilgimi çekmiş ve hemen almıştım. Shirley Jackson’ın en önemli eseri sayılabilecek bu kısa roman birçok yazarı da etkilemiş zamanında. İçinde gotik edebiyat unsurları bulunan özgün ve orjinal bir eser. Ana karakter Merricat içinden yer yer ‘Küçük Prens’ yer yer bir canavar çıkan 18 yaşında bir kız. Bir aile trajedisi yaşadıkları için ablası ve sakat amcası ile yaşamak zorunda kaldıkları şehirden uzak evlerinde, kasabalılar tarafından sevilmedikleri için izole bir halde kendi kurdukları hayatı yaşayan bu ailenin garip ve sevimli hikayesi anlatılıyor. Bazı noktalar kitap boyunca gizli kalsa da özgünlüğü ve her sayfasında üst düzeydeki gerilimiyle okunmasını tavsiye edeceğim bir eser.