Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Wittgenstein'ın Maşası

John Eidinow

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Wittgenstein da Russell da ayaktalar. Wittgenstein, "Beni yanlış anladın, Russell. Zaten beni hep yanlış anlarsın," diyor. "Yanlış" derken ş'yi vurguluyor ve "Russell"ı da "HRussell" gibi söylüyor. Russell, "Her şeyi birbirine karıştırıyorsun Wittgenstein. Hep karıştırırsın zaten," diyor.
Wittgenstein'ın dil felsefesi Tractatus'tan sonra büyük değişim göstermişti. O zamanlar muğlaklıktan uzak, mükemmel, ideal bir dile inanıyordu. Sonra, toplulukların iç çelişkiler barındıran bir dili geliştirmesi ya da benimsemesini normal karşılamaya başlamıştı.
Reklam
... esas önemli şeyler konuşamadığımız şeylerdi. Wittgenstein Tractatus'un asıl derdini, önemli bir avantgard editöre yazdığı mektupta şöyle telaffuz etmişti: "Kitabın etik bir derdi vardır... Eserim iki bölümden oluşuyor: burada sunduklarım artı yazmadığım her şey. Esas önemli olan bu ikinci bölüm­dür."
...sağduyu mantığının, man­tıkçıların icra ettikleri biçimsel mantıktan daha önemli olduğu­nu göstermişti.
Sayfa 38
Ancak bir yönetici seçebilme hakkı demokrasi için yeterli şart değildir. Popper, Platon'un "Kim yönetecek?" sorusuna baktığında bunu tehlikeli bulmuştu. Bizi tek ilgilendiren meşruiyet olmamalı. Ne de olsa Hitler iktidara meşru yollardan gelmişti: ona kanun hükmünde kararname çıkarma imkanı veren Yetki Yasası parlamentonun çoğunluğunun oylarıyla çıkarılmıştı.
Sayfa 204Kitabı okudu
"Birisi bana en kötü yerlerde bulunduğunu söylerse onu yargı­lamaya hakkım yoktur ama oralara gitmesini sağlayanın üstün bilgeliği olduğunu söylerse o zaman bilirim ki sahtekârdır."
Reklam
Felsefe dünyasında, Viyana Çevresi'nin önemi, sadece iki tür geçerli önerme olduğu şeklindeki basit, temel ilkelerinden geliyordu. Birincisi kendi terimlerinin anlamı sayesinde doğru ya da yanlış olan önermeler: mesela "Bütün bekarlar evlenmemiş adamlardır" türünden cümleler, "2+2=4" türünden denklemler ve "Bütün insanlar ölümlüdür; Socrates insandır; öyleyse Socrates ölümlüdür" türünden mantıksal çıkarımlar. İkincisi ampirik olan ve doğrulanmaya açık önermeler: "Su 100 derecede kaynar," "Dünya düzdür" (doğrulanmaya açık olduklarından yanlış olsalar bile anlamlıdırlar.) Diğer bütün önermeler, Çevre için, tam anlamıyla manasızdı. Nitekim, Tanrı'nın var olduğunu doğrulamak imkansız olduğundan, dini beyanlar kurnazca entelektüel çöp kutusuna gönderiliyordu - yani sonuç itibariyle metafiziğin de ait olduğu yere. Estetik, etik ve hayatın anlamına dair beyanlar da bu "çöpe" ahlıyordu. "Adam öldürmek yanlıştır," "İnsan daima dürüst olmalıdır," ve "Picasso Monet'den daha üstün bir sanatçıdır" gibi önermeler gerçekte ancak kişisel yargıların ifadesi olarak anlaşılabilirdi: "Adam öldürmeyi onaylamıyorum," "Bence insanlar daima doğruyu söylemelidir," "Picasso'yu Monet'ye tercih ederim" gibi. Çevre'nin manifestosunda "insan her şeyi elde edebilir" deniyordu. "Her şeyin ölçüsü insandır."
Sayfa 137Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.