Yağma: Bir Şehrin Öyküsü

Adnan Özyalçıner

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Silahımız yok. Ama silahtan daha güçlü olan ellerimiz, sıkıldıklarında kütleleşen, kemikli, iri yumruklarımız var.
Ama şu anda mutluydu işte. Yaşamayla ilişkiyi kesmenin, savaşı bırakmanın, aradan kalleşçe sıyrılışın - ne de kolayına geliyormuş insanın sonunda - direncin kırılışının mutluluğu. Yok oluşun, boş ölümün mutluluğu.
Sayfa 45 - Yağma; Yücel Yayınevi, 2.Basım, Kasım 1972
Reklam
Balon çağlarını geçirmişti hepsi. Yaşamadan yitirmişlerdi çocukluklarını. Bu yüzden de, bütün günleri boyunca, bir siyah-beyazı yaşayacaklardı. Gün ışığı ve karanlık. Kızgın güneş ve serinlik veren gölge. Hepsi bu. Renk gözlerini kamaştıracaktı çünkü. Hiçbir zaman göremeyeceklerdi renkleri. Yeşilden, maviden, kırmızıdan yoksun kalacaklardı bir ömür boyu. Yani mutluluklardan, sevinçlerden, sevgiden yoksun kalacaklardı.
Sayfa 57 - Gökyüzünde Ayaklanma; Yücel Yayınevi, 2.Basım, Kasım 1972
Silkinin biraz, açın gözlerinizi artık ne olur! Yüzyılımızı, özellikle yüzyılımızın tepe tepe kullandığınız, bize de, her türlü kanlı artıklarını bıraktığınız çılgınca hızını, biraz da kendi kendinizi unutun. Kısa bir süre için unutmayı deneyin.
Sayfa 32 - Sur Kapılarında; Yücel Yayınevi, 2.Basım, Kasım 1972
Önsözden
Her gün hepimizin bir şeyler yağmaladığı ve her gün hepimizin bir şeylerinin yağmalandığı bir şehrin öyküsüdür bu.
Sayfa 11 - Yücel Yayınevi, 2.Basım, Kasım 1972
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.