Yakın Tarihin Din Mazlumları kitaplarını, Yakın Tarihin Din Mazlumları sözleri ve alıntılarını, Yakın Tarihin Din Mazlumları yazarlarını, Yakın Tarihin Din Mazlumları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Prof. Dr. Ali Fuat Başgil'den gençlere öğütlerle buraya nokta koyuyoruz:
"-Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır."
"-Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir."
"-Çalışmaya oturduğun zaman tıpkı ateş hattında düşmanı gözetleyen bir asker gibi uyanık ol ve dikkat kesil. Ve bütün ruhi ve bedeni kuvvetinle kendini işe ver."
"-Gök kubbe altında yepyeni hiçbir fikir yoktur. En yeni fikir eski bir fikrin yeni bir elbise giymişidir."
"-Yalan söyleme. Yalan söyleyen, tutulmak korkusu içinde yaşayan hırsız gibidir."
"-Çalış, fakat haris olma. Haris insan, ciğer bulaşmış eğeyi yalayan kedi gibidir: Dilinden akan kanı yalar da bilmez."
Müslüman, kulluk edeceğine Allah'ına söz veren insandır, bu sözü verip de ona kulluk etmeyen yalan söylemiş; hilebazlık etmiş olur ki, karşılığında cezayı hakeder.
Mukallitliğin her türlüsü mekruhtur. Japonya gibi aleme örnek olabilecek şekilde terakki ve medeniyete kavuşmuş milletler de gözümüzün önündedir. Garbın iyi taraflarını almışlar, fakat dinî ve millî ananelerini muhafazada ısrar etmişlerdir.
Said Nursi, Şam'da da uzun zaman kalamadı…
Şark Anadolusunda kurmak istediği ve hayaliyle tatlı tatlı ürperdiği "Medresetü'z-Zehra" artık onun gönlünde bir aşk halini almıştı. Onu öyle kavramış, öyle sarmıştı ki, tekrar İstanbul’a dönmekten ve bu mevzuda var kuvvetiyle teşebbüse girişmekten başka yol bulamadı. Osmanlı sultanına
gönlünde taşıdığı sevdayı anlatması gerekiyordu. Nitekim öyle de yaptı. Sultan Reşad’ın maiyetine Şark vilayetler mümessili olarak katıldı ve onunla nice memleketleri dolaştı. Ve fırsat buldukça fikirlerini padişaha arz etti. Sonunda muradına erdi..
Keklikler gibi kanat gurparak Van'a koştu. Van gölünün kenarında "Edremit" denilen noktada medresesinin temellerini attı,. Ne var ki, sevinci uzun sürmeyecekti..
İlahî kader bu defa da İslâm üniversitesinin Van gölü kenarındaki işlerini süpürüp yele verdi. Dünya günleri ateş şimşekleri gibi yakıcıydı.