Yalancı Tanrılar
Kayhan İçelYalancı Tanrılar Gönderileri
Yalancı Tanrılar kitaplarını, Yalancı Tanrılar sözleri ve alıntılarını, Yalancı Tanrılar yazarlarını, Yalancı Tanrılar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dokuz ayet , dokuz emir , dokuz öğüt ne derseniz deyin! İnsan olmanın , insanca yaşamanın temeli dokuz direk.
Aziz Paulus (Saul) Kiliseler imparatorluğunun kurucusu , Melkisedek düzeninin sadık müridi ve Vatikan'ın da sevgili Azizi'dir. Çünkü Vatiakan'ı yaratan kişidir Aziz Saul. Vatikan'da şükranlarını belirtmek için sık sık yad eder Azizini.
Netice itibari ile İnciller tezat ve karmaşalar zinciridir.
Mucizelerin yalnızca peygamberlere özgü olduğunu ve sadece Tanrı'nın izni ile gerçekleşebileceğini söylemiştik , ancak görünen odur ki , İncil'de durum böyle değildir. Yetki devri bol ve geniştir. Öyle ki Havariler ve hatta sıradan inançlı vatandaşlar tarafından da mucizeler gerçekleştirilebilmektedir. Şimdi tam bu noktada sormamız gereken soru şudur ; Eğer bu saydıklarımız sıradan vatandaşlar tarafından gerçekleştirilebiliyor ise bunlara mucize diyebilir miyiz? Ya da Tanrı'nın iznine bağlı bu yetkiyi Hz. İsa nasıl oluyor da öğrencilerine devredebiliyor diye mi sorsaydık. Veya Petrus nasıl bir yetkiyle donatılmıştır ki Hz. İsa'nın en büyük mucizesi ölüleri diriltme mucizesini gerçekleştirebiliyor?
İsterseniz yanıtı biz vermeyelim ve Kur'an'ı Kerim Rad suresi 38'inci ayetini birlikte okuyalım ; '' Allah'ın izni olmadan hiçbir peygamber için mucize getirme imkanı yoktur. Her müddetin yazıldığı bir kitap vardır... ''
Gerçek İncil'den yok edilenler arasında melekleri de saymamız gerekiyor. Kur'an'da Cebrail , Mikail , İsrafil , Azrail , Münker - Nekir , Hafaza Melekleri ,, Hamele-i Arş , Mukarrebun , İliyyun ve daha bir çok melek isimleri ve sıfatları ile yer alırken , İncil'deki en önemli melek , meleklikten atılmış İblis'tir. Bir de Milail'i sayabiliriz. Zira İncil'de bu meleğe İsrail halkını koruma görevi affedilmiştir. Bunların dışında ismi geçen tüm melekler '' Rabbin bir meleği olarak '' olarak anılır. Aslında 4-İ 'de '' Rab '' ya da '' Rabbi '' seslenişlerinin Hz. İsa için olduğu dikkate alındığında bu meleklerin kimin melekleri olduğu da şüpheli hale gelmektedir.
Esasen bir meleği daha saymamız gerekir idi . Bu melek '' Cebrail 'dir. Hz. İsa'nın peygamberliği süresince tam on kez iletişim kurduğu bu melek de ne yazıktır ki meleklikten azlolunmuştur.
Ruh'ül Kudüs ismi ile de anılan bu meleğin adı '' Kutsal Ruh '' olarak değiştirilince 4-İ'de Tanrı'ya ait hiçbir melek kalmamıştır.
Ancak 4-i'de dikkat çeken bir başka nokta , kutsal anne Meryem'in karalanma ve küçümseme kampanyasıdır. Hiçbir zaman Hz. İsa'ya ait olması mümkün olamayacak sözler Hz. İsa'nın ağzından telaffuz edilmiştir. Hiçbir peygamber annesi için '' Kimdir annem? '' seslenişinde bulunmamıştır ve bulunması da olanaksızdır. Sadece bununla kalsa iyi bu ve benzeri seslenişler İncillerde sürer gider. Aynı İncillerde Hz. İsa çarmıhta iken annesine '' Bak kadın! '' diye seslenmektedir. Bu bir oğlun hele hele bir peygamberin annesine seslenişi asla olamaz. Hz. İsa ya çarmıhtaki Hz. İsa değildir ya da seslendiği annesi değildir. Hz. Meryem'in niye bu sıradanlığa reva görüldüğü kitabımızın ilerleyen bölümlerinde izah edilecektir.
Oysaki İncil'de Hz. isa'nın güya '' Kimdir annem? '' diye hitap ettiği kadın için Kur'an'ı Kerim'de ne deniyor bakıyoruz ; '' Hani melekler demişlerdi : Ey Meryem! Allah seni seçti , seni tertemiz yarattı ve seni bütün dünya kadınlarına tercih etti... '' ( Ali İmran , 3:42 )
Şimdi soruyorum sizlere ; Mesih yani '' kutsal '' unvanlı Hz. İsa'nın Tanrı'nın bütün dünya kadınlarına tercih ettiği annesi için kimdir annem deme ihtimali var mıdır?
Aradığımız İsa , Tanrı'nın '' Ol '' emri ile Meryem'den doğma Hz. İsa'dır Aradığımız Hz. İsa , Kuran-ı Kerim'de işaret olunan gerçek Hz. İsa'dır. Bunun dışındaki anlatılanların Kabulü aynı zamanda Kuran'ın da inkarıdır. Kuran'ın inkarı Tanrı'nın da inkarıdır. Bu inkarcıların da tek bir adresi vardır Konstantin Kulübü üyeliği.
Hz. İsa'nın bilinmeyen yalnızca doğum tarihi değil , aynı zamanda ölüm tarihidir de. Doğum tarihi , ölüm tarihi bilinmeyen ve yaşamını on sekiz yılı da İncillerden yok edilmiş birinin yaşadığını ispatlamak oldukça zordur. peki , Hz. İsa'nın doğum gününü 25 Aralık olarak tespit eden kimdir , derseniz , burada da karşımıza İmparator Konstantin çıkıyor. İznik konsülü'ne kılıç zoru ile 4-i'yi kabul ettiren Konstantin. Pagan - Helen dinsel kökenli çok tanrılı bir imparatorluğun başı ve ilginçtir ki tanrı Mithras ile Güneşin Oğlu Unvanlı Firavun Akheneton hayranı bir kral. Tarihsel Hz. İsa'dan ziyade bizi ilgilendiren kasıttır. Bu ısrarlı kasıtların arkasında olanlardır. Hz. İsa'nın 2000 yıldır tartışılan tarihi hiç kimseye bir şey kazandırmamış ama bir şey de kaybettirmemiştir. Oysaki İmparator Konstantin'in İncil'in İçine yerleştirdiği paganist inanışlar insanların gerçek inançlarını kaybetmelerine neden olmuştur.
Her yıl Aralık ayının 25'inde kutlanılan ve Hz. İsa'nın doğum günü olarak kabul edilen '' Noel '' gerçekte Hz. İsa'nın doğum günü müdür diye soracak olursanız ben size hiç tereddütsüz hayır diyeceğim. 25 Aralık Tanrı '' Mithras'ın doğum günüdür. ( Mithrasim : dinin tanrısı ) Mitraizm , hakkında çok fazla yazılı belge , bilgi ve kayıt olamayan , var olan bilgilerin de sanat üzerlerindeki henüz açıklanamamış ve deşifre edilmemiş semboller olduğu eski bir Roma dini . Bu dine ait mit ve sembollerin , yayılmaya başladığı ilk yıllarda Hıristiyanlığı etkisi altında aldığına inanılır. Bu din hakkında çok fazla bilgiye sahip olunmamasının nedeni , din hakkındaki derin bilgilerin , ritüellerin sır olarak saklanması ve dini öğretilerin belli eğitimlerden geçmiş ve bu bilgileri öğrenmeye layık görülmüş erkeklere inisiyasyon yöntemiyle öğretilmesinden kaynaklanmaktadır.
Nedir ki iki bin senedir saklanan? Hz. İsa mı , onun hayatı mı? Ona indirilen kitap mı? Niçin ve neden saklanıyor? Bu soruların yanıtlarını bir çırpıda vermek o kadar kolay olmasa gerek. Hz. İsa'nın yaşamından başlamak en doğrusu olacak diye düşünürken aklıma Aziz Nesin'in ünlü eseri geliyor nedense! '' Yaşar ne yaşar ne yaşamaz ''! Ama sanıyorum ki Hz. İsa'nın hayatı onunkinden de karışıktır.
Bu konsülün elimize sıkıştırdığı İncillerde ne gerçek Hz. İsa'yı , ne onun gerçek inançlarını bulmanız mümkün değildir. Hatta denilebilir ki bir kaç kırıntı dışında gerçek hiçbir şeye rastlamanız olası değildir. İncil'de anlatılan Hz. İsa , Kur'an- Kerim'de tasvir olunan Hz. İsa değildir. Konsülce kabul edilen 4-İ ( Dört İncil) sorular ve çelişkiler yumağıdır. Bu İncillerde Hz. İsa'nın var olduğunu gösteren hiçbir delil yoktur. Tek gerçek , sahte Havarilerin yarattıkları sahta İsa'dır! Uzun yıllar süren planlı bir katliam ve imhanın sonunda ondan çok yıllar önce yaşamış peygamberlerin hayatları tüm gerçeklikleri ile karşımızda dururken , Hz. İsa tarih sahnesinden tamamen yok edilmiştir. Bu kitaplar , Hz. İsa'nın 18 yıllık yaşam öyküsünü tamamen silerken , yaşamının diğer evrelerini de oldukça silik ve okunaksız hale getirmiştir.
Hz. Musa döneminin Samiri'si , Hz. Süleyman döneminin Hiram'ı ve geleceğin Deccal'ı ; şeytanın kılık değiştirmiş şekilleridir. Şimdi. bizlere sunulan '' Tevrat '' Yalancı Tanrıların kitabıdır.
Tüm bunları okuduktan sonra hadi canım boş versene , bu safsatalara inanacak mıyız deyip , rehavete kapılanlara Büyük Asker , Büyük Siyasetçi M. Kemal Atatürk'ün sözleri ile cevap vermek istiyorum ;
'' Benim milletim bana kahraman sıfatını verdi , ben sizin gibi bir çıfıt Yahudi'ye uşak mı olacağım? ''
Şu gerçeği hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayınız dünyanın en büyük emperyalist gücü asla Amerika değildir. En büyük emperyalist güç '' Büyük Mason İmparatorluğu '' dur. Bu imparatorluğun tek tanrısı Hiram'ın çeşitli şekillerdeki çizimleri ve isimleri de dolar ve şekel üzerinde açıkça yer almıştır. Hz. Musa ve Hz. Süleyman Ben-i İsrail için peygamber değil , sadece iki büyük büyücüdür ; İşte hepsi bu İsrailoğullarının tanrılarına gelince onların tanrıları '' yalancı tanrılar '' dır.