Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bu Diyar Baştanbaşa 2

Yanan Ormanlarda Elli Gün

Yaşar Kemal

En Eski Yanan Ormanlarda Elli Gün Gönderileri

En Eski Yanan Ormanlarda Elli Gün kitaplarını, en eski Yanan Ormanlarda Elli Gün sözleri ve alıntılarını, en eski Yanan Ormanlarda Elli Gün yazarlarını, en eski Yanan Ormanlarda Elli Gün yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sözü değiştirdim: Sofi sen hangi tarikata mensubusun? Şeyhin kim? Dedim.’’Ya hak’’ dedi,’’Ya Abdülkadir Ceylani… Bizim şeyh çok büyüktür. Ya şeyh… Bizim şeyhin bir eli gökte, bir eli cennettedir.’’ ‘’Yahu ,’’ dedim,’’sofi, diyorlar ki, senin şeyh rakı içip,kız oynatıyormuş İstanbul da. Doğrumu acaba?’’ Boş atıp dolu tutmuştum. Başını olanca sertliğiyle salladı. Gözleri döndü. ‘’Herkes söylüyor zındıklar şeyhe iftira ediyorlar. Onun içtiği rakı değildir. Gözleri güneşe kapalı olanlar onu göremiyorlar. Şeyh rakı kadehini eline dokundurur dokundurmaz o rakı Kevser suyu olur. O kadın cennetten gelmiş huridir. Yoksa şeyh kadına bakar mı?’’ Doğuda İnanılmaz Şeyhler Gördüm / Yanan Ormanlarda Elli Gün
Sülmen: ‘’Şeyhler mi? Şeyhler Allah yaptı diyor, toprak dere beylerin hakkıdır, diyor. Şeyhler, daha bu soyulmuş, bu ölmüş bitmiş halktan vergilerini topluyorlar. Yol parasını veremeyecek kadar fakir köylü bile şeyhe hissesini veriyor. Çoluğunun çocuğunun rızkını bile şeyhe veriyor. Bey, senin anlayacağın ,halk, aç aç kaldıkça şeyhe yaklaşıyor. Biraz daha çoğalsın ovada traktör, şeyhlerin tabaaları da çoğalacak. Traktör ne kadar çoksa, o kadar sefalet, sefalet ne kadar çoksa, o kadar şeyh müridi. Köylü, bu işlerin, son yıllarda şeyhini ihmal ettiğinden dolayı başına geldiğine inanıyor.’’ Doğuda İnanılmaz Şeyhler Gördüm / Yanan Ormanlarda Elli Gün
Reklam
Bak şeyhlik nedir biliyor musun? Şeyhlik başlı başına büyük bir teşkilat meselesidir. Büyük zeka ister. Bütün şeyhlik teşkilatı şu şekilde kurulur.1- Türbe başında büyük bir şeyh,2- Ondan küçük, her bölgede bir tane, onun halifesi.Bu halifeler daha çok kasabalarda otururlar. Halifelerin de bir kadem küçüğü, çavuşlar. Çavuşlar köylere yayılmışlardır. Bunlar hem şeyhin propagandacıları, hem para toplayıcılarıdır. Mesela Şeyh Heybetin halifeleri burada paraları toplar ona götürürler. Parayı postaya vermek günahtır.Onu şeyhe bir halifenin götürmesi şarttır. Doğuda İnanılmaz Şeyhler Gördüm / Yanan Ormanlarda Elli Gün
Abdülhalimin kulübesi bizim oturduğumuz yerin biraz üstündeydi. Biz kulübeye doğru yürürken Abdülhalim karısına Kürtçe bağırıyor, Öteki Mağara sahipleri de gülüyorlardı. Abdülhalim: Karı karı, sana bir misafir getiriyorum. İyi ağırlayacaksın. Yağsız bulguru dayayacaksın taş sahanda. Çok hoşuna gider. Ot mindere de bu gece yatsında görsün gününü… Pireleri de koynuna verelim. Bir rahat eder ki… Aziz misafirimiz ta İstanbuldan gelmiş… Görsün kendisini Mağaralılar nasıl ağırlar… Yarın ona bir de mağarada ziyafet çekeceğim. Misafirimiz, Mehmet söyledi, türkü meraklısı imiş. Sivri sinekler ona bu gece bir türkü söylerler ki , anasından doğduğuna pişman olur.Bir daha yedi ceddine tövbe eder,bir daha mağaralara ayak basamaz…’’diyordu. Mağara insanları / Yanan Ormanlarda Elli Gün
Sahaflar çarsısında artık eski canlılık eski hayat kalmamış. Eskiden yüzlerce kitap, kitap tiryakisi sahafları doldurur, gelen kitapları durdurmazlarmış dükkanlarda. Alıp götürürlermiş. Şimdi üç tane tiryaki kalmış . onlarda her sabah gelir, dükkan dükkan dolaşırlar, adeta boynu bükük giderlermiş . Bulurlarsa kitap alırlarmış. Sahaflar çarşısı / Yanan Ormanlarda Elli Gün
‘’Ormansız dağlar yokluğun kara bekçisidir. Bir parmak toprağın bin senede meydana geldiğini bilir misiniz? Vatandaş ormanı yakma, yurdunu öksüz bırakma! Öksüz kalan yurt ne demektir? Babasız, öksüz demektir. Ormanı biz korursak, o da bizi türlü felaketlerden korur. Korur demek ne demektir? O sebepten köylü ormanı yakmaz. Ormanı koru ki, dağın kel, suyun sel olmasın… Emme, emme ve lakin şu ormancılarda suç var azıcık. Eyiler, haslar emme,bir keser saplığı bile kestirmezler. Allah'ın yaktığı ormanı köylüye bulurlar. Orman yurdun hem süsü hem de gücüdür. Aaah şu ormancılarımız.’’ Yanan Ormanlarda Elli Gün
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
‘’Heey atlar, hey eski atlar! Hey gidi atlar! Canım atlar! Ne oldu onlara? Soyları bitmedi ama, neredeler ? Belki çekilmişlerdir bir dağa, beklide bir daha hiç gelmeyeceklerdir bizim aramıza. Küsmüşlerdir. Şimdi ağalar beyler Arap ata değil, benzin kokulu otomobillere biniyorlar. Kadir kıymet kalmadı artık. Dünya pis oldu. Erkek dediğin otomobile binmez. Cansıza arkadaş olmaz. Atın teri güzel,soluması,koşması güzel… Atlar küstüler de çekildiler İyi yaptılar. Bu kadir bilmezlerin,otomobil delilerinin içinde ne yapsınlar kardaş!’’ Kutsal Balıklar ve Ceylanlar Şehri Urfa / Yanan Ormanlarda Elli Gün
Sayfa 194Kitabı okudu
1937 den, yeni Devlet Orman İşletmesi kurulmadan önce müteahhitler ormanları insaf etmeden traş etmişler.Yangınlardan önce güney ormanını müteahhitler bitirmişler. Ve Suriye ye satmışlar. Mısıra satmışlar. Bütün Araplar yıllarca güney ormanlarını haraç mezat kullanmışlar. Bir rivayete göre Süveyş kanalının kereste ihtiyacı güney ormanlarımızdan temin edilmiş. Ve efendim bu sebepten güneyde orman kalmamış. El elde baş başta!... Devlet işletmeleri 1945 yılında teşkilatını tamamlamış… O zamana kadar da dalavereler dönmüş ve ormanlarımız su gibi Suriye ye akmış. 1945 ten sonradır ki doğru dürüst, ilmi bir şekilde kesim yapılmaya başlanmış… Bu gezimde ne kadar ormancıyla karşılaştımsa, hepsi müştereken şunu söylüyor: ‘’Türkiye’de ne kadar orman kanunu çıkmışsa, her kanundan sonra bir orman tıraşlaması olmuştur. Ormanları orman kanunları bitirmiştir.’’ Yanan Ormanlarda Elli Gün
Sayfa 157Kitabı okudu
Yirminci asırdan ortaçağa doğru gidiş, gittikçe hızlanıyor. Evet, korkunç bir geriye gidiş var.
YKY YAYINLARIKitabı okudu
“Yahu,” dedim, “sofi, diyorlar ki, senin şeyh rakı içip, kız oynatıyormuş İstanbulda. Doğru mu acaba?” Boş atıp dolu tutmuştum. Başını olanca sertliğiyle salladı. Gözleri döndü: “Herkes söylüyor, zındıklar şeyhe iftira ediyorlar. O içtiği rakı değildir. Gözleri güneşe kapalı olanlar onu göremiyorlar. Şeyh rakı kadehine elini dokundurur dokundurmaz o rakı kevser suyu olur. O kadın cennetten gelmiş huridir. Yoksa şeyh kadına bakar mı?”
YKY YAYINLARIKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.