Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yanılsamalar Kitabı

Paul Auster

En Eski Yanılsamalar Kitabı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Yanılsamalar Kitabı sözleri ve alıntılarını, en eski Yanılsamalar Kitabı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne telefonum vardı ne de radyom ya da televizyonum, insanların arasına da karışmıyordum... ... Kitabın içindeydim,kitap da kafamın içindeydi; kafamın içinde kaldığım sürece kitabı yazmaya devam edebilirdim... Duvarları kalınca astarlanmış bir hücrede yaşar gibiydim, ama o sırada yaşayabileceģim hayatların içinde bana en anlamlı geleni buydu... İnsanların arasında olamıyordum ve hazır olmadan onların arasına girmeye kalkışsaydım ezilip kalırdım, bunu da biliyorum...
Sayfa 59
İnsanın bir tek ve hep aynı yaşamı yoktur. Peş peşe eklenen birçok yaşamı vardır ve çektiği acıların nedeni de budur. (CHATEAUBRIAND)
Reklam
Dertler
Önemli olan dertlerden uzak durmayı nasıl başarabildiğiniz değil, başınız derde girdiğinde bunun üstesinden nasıl geldiğinizdir.
Aşk
Ne zaman para ile aşk arasında bir seçim yapmak zorunda kalınsa son söz hep aşkın olur.
Çark
Çark dönüyor besbelli ama bizi nereye götüreceğini bilemiyoruz.
Hayatımı kurtarmak istiyorsam önce onu mahvetmenin eşiğine kadar gelmeliyim.
Reklam
Sessiz filmler
Sinemaya karşı değildim, ama benim için hiçbir zaman fazla bir önem taşımamıştı, on beş yılı aşan öğretim ve yazma hayatımda bir kez bile filmler üzerine bir şeyler söyleme gereği duymamıştım. Herkes nasıl görüyorsa ben de öyle görüyordum onları, zaman geçirten bir şey olarak, hareketli bir duvar kâğıdı ya da sabun köpüğü gibi. Resimler ne kadar güzel ya da çarpıcı olursa olsun, beni asla sözcüklerin tatmin ettiği kadar etmiyordu. Çok fazla şey sunulduğunu hissediyordum, seyircinin hayal gücüne fazla bir şey bırakılmıyordu; çelişkili olan şuydu ki, filmler gerçeğe öykünmeye ne kadar çok yakınlaşırlarsa, dünyayı temsil etmekte o derece başarısız oluyorlardı; ki dünya çevremizde olduğu kadar içimizdeydi de. Bu nedenle, içgüdüsel olarak, siyah beyaz filmleri renklilere yeğlemiştim, sessiz filmleri de seslilere. Sinema görsel bir dildi, iki boyutlu bir ekrana görüntüler yansıtarak öyküler anlatma biçimiydi. Ses ve renk eklenince üçüncü bir boyut yanılsaması doğdu, ama bu aynı zamanda görüntülerin saflığını alıp götürdü. Artık bütün yük görüntülerin üzerinde değildi; ses ve renk, filmi kusursuz bir karma araca, yani olabilecek dünyaların en iyisine, dönüştürmek yerine, güçlendirmeleri gereken dili zayıflatmışlardı.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.