Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dehanın Nörobilimi

Yaratıcı Beyin

Nancy C. Andreasen

Yaratıcı Beyin Gönderileri

Yaratıcı Beyin kitaplarını, Yaratıcı Beyin sözleri ve alıntılarını, Yaratıcı Beyin yazarlarını, Yaratıcı Beyin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
||kültürel yaratıcılık
Kültürü belli bir açıdan değiştiren türde bir yaratıcılık asla tek bir kişinin zihninde gerçekleşmez. Bu, doğası gereği kültürel yaratıcılık olarak tanımlanamaz.Bir etki yapabilmesi için, fikir başkalarının anlayabileceği şekilde ifade edilmeli, o disiplindeki uzmanların genel kabulünü kazanmalı ve en sonunda da ait olduğu kültürel ihtisas alanının içeriğine dahil edilmelidir.
Öğrencileri kendisini geçmeyen öğretmen kötü bir öğretmendir.
Reklam
Gece: Uykuma sarılırım ve taş parçasının içinde gömülürüm neşeye, Zamanın ihanetine ve haksızlığına karşı duyarsız. Kör, uyuşuk, kazanırım; bunlar benim güçlerim. Ah, hiç uyandırmayın beni o çınlayan sesinizle! Michelangelo
Sen bana konuşmayı öğrettin Benim bundan tek çıkarım Lanetleyebilmek oldu
Benim baba tarafı da böyle
Soyağına şizofren teşhisi konulduğuna kuşku olmayan ya da şizofreni olabilecek belirtilerle tedavi görmüş kişilerle doludur. Amcası William "deliydi". Halası Agatha kuruntuluydu. Oğlu John'a şizofreni teşhisi konmuştu ve yine şizofren olan torunu Helen kendini yakarak intihar etmişti.
Ruhsal bozukluğun genetik yönü
Anneleri şizofren olan evlat edinilmiş çocukları, anneleri normal olanlarla karşılaştırmıştı. "Evlat edinilmiş çocuk çalışmaları", genlerin etkisini çevrenin etkisinden ayırabilmek için ideal bir araçtır. Heston'ın çalışması güçlü bir genetik etkiye işaret ediyordu. Normal bir çevrede yetişseler de, şizofren annelerin çocukları arasındaki şizofreni oranı yüzde 10 olarak görünüyor. Anneleri sağlıklı olan çocuklar arasındaki oransa, genel nüfus örneklemelerinde görülen oranla aynı, yani yüzde 1'den daha az.
Reklam
Hayat dediğin ne ki: Yürüyen bir gölge, bir zavallı kukla bu sahnede, Bir saat boy gösterip boyun kırılıp gidecek Bir daha da duyulmayacak artık sesi. Bir aptalın anlattığı bir masal bu: Kuru gürültüler, deli saçmalarıyla dolu. Shakespeare/ Macbeth
Felsefe, politika, şiir ve sanatta öne çıkmış olanların hepsi melankoliye eğilimli insanlardır. Aristo, Problemata
Şaire Tanrı ya da doğa tarafından tek bir dize verilir, geriye kalan tek başına keşfetmesi gereklidir.
Reklam
Yaratıcı bireylerde daha çok akıl hastalığına rastlanması
Yaratıcı kişiler dünyaya, önyargılarla şekillenmemiş taze ve özgün bir şekilde yaklaşma eğilimindedir. Daha az yaratıcı olanlar için apaçık ortada olan ve yaşama rahat bir yapı kazandıran düzen ve kurallar, yaşama farklı ve yeni bir gözle bakma eğiliminde olan yaratıcı birey tarafından genelde algılanmaz. Yeni deneyimlere açıklık, başkalarının göremediği şeyleri ya- ratıcı bireyin görebilmesini sağlar; çünkü onlar etrafa bakarken gelenekçiliğin at gözlüklerini takmazlar. Deneyim ve maceraya açık olmanın en yakın dostu belirsizliklere tahammül edebilmektir. Yaratıcı insanlar siyah-beyaz bir dünyanın mutlakiyetine muhtaç değildir, grinin tonları arasında da oldukça mutludurlar. Aslında, cevaplanmamış sorular ve bulanık sınırlarla dolu bir dünyada yaşamak onlara daha fazla zevk verir. Yaratıcı insanlar maceraperesttir. Keşfetmeyi severler. Keşfederken de, sosyal geleneklerin sınırlarını zorlayabilirler. Dışarıdan dayatılan kuralları sevmezler, kendi içlerinden gelen yönelimlerin itkisiyle hareket ederler. Dışlarındaki dünyanın sıradanlığına uyum sağlamamaları yabancılaşma ve yalnızlık duygularını yoğun yaşamalarına neden olabilir. Üstelik, algılama ve bilgiye dair açık ve belirgin standartların yokluğu kimlik ve benin sınırlarında bulanıklık yaratabilir; psikodinamik terminolojisinde buna bazen ego sınırları adı verilir. Bu durum, 4. bölümde açıklandığı gibi, toplumun geneline oranla yaratıcı kişilerde daha çok akıl hastalığına rastlanmasını açıklayıcı bir özellik olabilir.
Yaratıcı bireylerin çoğu aynı zamanda mükemmeliyetçi ve saplantılıdır
Kuruntular,-saplantılı yanlış inançlar- psikozun çok görünen ortak bir belirtisidir. Tipik özeliği insanın çevresinde olup biteni yanlış yorumlaması ve yanlış algılamasıdır. Bu yüzden iyi niyetli bir insan, düşman ya da kötü olarak algılanabilir. Kuruntular bazen belirsiz olarak başlar ve sonradan saplantılı ve sabit hale gelir.
Shakespeare
Hayat dediğin ne ki : Yürüyen bir gölge, bir zavallı kukla sahnede. Bir saat boy gösterip, boyun kırıp gidecek. Bir daha da duyulmayacak sesi.. Bir aptalın anlattığı bir masal bu : Kuru gürültüler, deli saçmalarıyla dolu..
323 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.