Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dehanın Nörobilimi

Yaratıcı Beyin

Nancy C. Andreasen

Yaratıcı Beyin Hakkında

Yaratıcı Beyin konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Yaratıcılık olarak adlandırdığımız o benzersiz özgünlük nasıl ortaya çıkıyor? Herkes "yaratıcı" olabilir mi? Yaratıcılık "deha ve deliliğin sınırında olanlar" için midir? Iowa Üniversitesi Psikiyatri Bölümü'nde, yaratıcılık ve beyin konularındaki araştırmalarını sürdüren Ulusal Bilim Madalyası sahibi Nancy Andreasen, yaratıcılığın aslında yalnızca yaşamın farklı parçalarının yeni ve beklenmedik şekilde bir araya getirilmesi olduğunu, yani zeka ve yetenekten bağımsız olarak ortaya çıkabileceğini gösteriyor. Yaratıcılıkları ile tarihe geçmiş Mozart, Poincaré ve Coleridge gibi pek çok ismin yaratıcılık, yaratıcı süreç ve özel yeteneklere sahip yaratıcı insanlar hakkında söylediklerine yer veren Andreasen, yaratıcı beyni yaratan koşulları anlamanın ve hem çocuklar hem de yetişkinler için yaratıcılığı beslemenin yollarını sunuyor… (Tanıtım Bülteninden)
Çevirmen:
Kıvanç Güney
Kıvanç Güney
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 60 dk.Sayfa Sayısı: 247Basım Tarihi: Nisan 2019İlk Yayın Tarihi: 2011Yayınevi: Akılçelen KitaplarOrijinal Adı: The Creating Brain: The Neuroscience
ISBN: 9786059800150Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 58.0
Erkek% 42.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Nancy C. Andreasen
Nancy C. AndreasenYazar · 4 kitap
Psikiyatrist Nancy Andreasen 1938 yılında Amerika, Lincoln'de dünyaya geldi. Anaokulundayken yapılan IQ testinde "dahi" ilan edildi. Yaşıtlarından daha ileri düzeyde olan küçük kızlarıyla gurur duyan ailesi, kadının toplumsal rolü hakkında tutucu görüşlere sahipti. En büyük arzuları, Nancy'nin doğru bir erkeği bulup yuva kurmasıydı. Ancak, küçük Nancy'nin başka arzuları vardı. Akşam yemeklerinde sorulan, "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" gibi sorulara "Amerika'nın ilk kadın başkanı olmak istiyorum" yanıtını veren Nancy, büyüdükçe farklı seçimler yapmaya başladı: Doktora yapabilir ve bir üniversitede profesör olabilirdi. Bir edebiyatçı ya da şair olabilir ya da gazeteci olup büyük bir gazetede dış haberler muhabiri olarak çalışabilirdi. Yirmilerine yaklaştığında ailesinin uyarıları genç Nancy'nin kulaklarında yankılanıyordu: "Nancy doktora yaparsan kimse seninle evlenmek istemez." "George çok hoş bir delikanlı, onunla evlenip yuva kurabilirsin." Nancy yoluna kararlılıkla devam etti. Önce Harvard'a, sonra da bir Fulbright bursuyla Oxford'a kaçıp evden ayrıldı. Ardında, gözü yaşlı bir anne bıraktı. Sonraları Nancy, hem iyi bir anne hem de iyi bir doktor olabildiğini kanıtlayınca, anne ve babası onunla gurur duydu. Ölümünden birkaç gün önce babası Nancy'e şöyle dedi: "Paçandan tutmak için elimizden geleni yaptık ama sen asla vazgeçmedin. Yarışı kazanmaya kararlı genç bir kısrak gibiydin. Her şeye rağmen başardın." Babası Nancy'nin sırtındaki o ağır suçluluk duygusunu işte bu sözlerle kaldırıp attı. Bilim ve tıbba duyduğu kadar sanata ve edebiyata da ilgi duyan Nancy, doktorasını İngiliz Rönesans edebiyatı üzerine yaptı. Mesleksel yaşamını tıp ve beyin araştırmalarına yönlendirmeye karar vermeden önce, üniversitelerde İngiliz edebiyatı öğretim görevlisi olarak çalıştı. Shakespeare ve Sofokles'i bilim dergilerini okuduğu kadar zevkle okudu. Tiyatro ve dansa tutkuyla bağlandı. 1940'larda şair Paul Engle tarafından kurulan ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yaratıcı yazarlık alanında doktora derecesi veren ilk program olan Iowa Yazarlar Çalışma Grubu çevresiyle içli dışlı oldu. Yaratıcı insanların psikolojisine olan ilgisi o zamanlar başladı. Bu iki bilgi alanını bütünleştirme fırsatını, Iowa'da üç yıl İngilizce okuttuktan sonra tıp okumaya karar verdiğinde elde etti.