Yaşadığımız Sefalet Gönderileri
Yaşadığımız Sefalet kitaplarını, Yaşadığımız Sefalet sözleri ve alıntılarını, Yaşadığımız Sefalet yazarlarını, Yaşadığımız Sefalet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Herkesin imgeleminde, kendileri ve olası gelecekleri hakkındaki imgelerinde işin yeri son derece politik bir çatışmanın konusudur: İktidar için yürütülen bir mücadele. Her toplumsal değişim, olgularda ne kadar olgunlaşmış olursa olsun, başka bir şekilde düşünme, daha doğrusu herkesin hissettiği şeyi formülleştirme kapasitesini gerektirir.
Sayfa 83Kitabı okudu
Fahişelik "sadece bedenini satmakla" sınırlandırılamaz: Beden ve cinsellik tüm kişisel varlıktan ayırt edilemez olduklarına göre, bunların satışları her zaman bir kendini satmadır. Lazzaroto'nun "sermayedar tarafından yönetilen öznenin kendisini adamasının kişiliğin derin katmanlarını ve toplumsal varlığı tehlikeye atmadığına ilişkin argümanı, kişisel varlıklarının bütünlüğünün etkilenmediğini iddia ederek kendilerini satan, fahişelik yapan erkek ve kadınların klasik bahanesidir. İster bedenimizi, kalemimizi, zekâmızı, yeteneğimizi, isterse kendisini kullanan özneden ayırt edilemeyen herhangi başka bir kaynağı para karşılığında satalım, kişisel varlık her zaman tehlikededir.
Sayfa 68Kitabı okudu
“Herkes ötekini kendi aracına dönüştürmeye çalıştığından insanlar birbirlerine yabancılaşıyor ve en sonunda döngü tamamlanıyor: Kendimizi bir araca dönüştürüyor ve aynı zamanda kendimiz için de bir yabancı haline geliyoruz.”
Ayrıntı 3.BasımKitabı okudu
Daha doğrusu: bir kültür için kişiler arasındaki en doğal duygusal bağların-sempati, empati, merhamet, özen, iletişim, vb.-“formasyonlar ve diplomalarla nesnelleştirdiğini“ ve bir işvereni hoşnut etmek, bir müşteri kazanmak, “birincisine kendini satmayı bilmek” ve “ikincisine satmayı bilmek” için kullanıldığını görmek kadar yoksullaştırıcı bir şey olamaz.
Ayrıntı 3.BasımKitabı okudu
Sorun, istikrarlı işle birlikte tüm geliri, her türlü etkinlik olasılığını ve diğer insanlarla her türlü teması yitirme riskidir…
Ayrıntı 3.BasımKitabı okudu
Bizi, tam da artık var olmayan ve herkesin erişemeyeceği şeyi “herkesin zorunlu olarak arzu etmesinin “iyi, normal ve gerekli olduğuna ikna ediyor.
-zira günümüzde zenginliği yaratan iş değil, “işi yaratan” zenginliktir (ötekilerin zenginliği)-
Ayrıntı 3.BasımKitabı okudu
İdeolojik mesajı değişti: “İşin önemi yok, yeter ki ay sonunda maaş ödensin“ den “maaşın ne kadar olduğunun önemi yok, yeter ki işimiz olsun“a dönüştü.
…bir işe sahip olmak ya da sahip olunan işi elde tutmak için her türlü tavize, küçük düşmeye, boyun eğmeye, rekabet ve ihanete hazır olun; zira“İşini kaybeden, her şeyi kaybeder”.
Sayfa 86Kitabı okudu
“Özneler olunuz ama sadece üzerinizdeki haklarına asla karşı çıkamayacağınız bir Öteki’nin hizmetinde!”
buyruğu, aslında satın alınmış düşünce, imgelem ve imaj üreticileri olan gerçek, ama sınırlı ve bağımlı kılınmış bağımsızlığa sahip bu yaratıcıların tamamı tarafından yaşanmış ve kabul edilmiştir
Sayfa 68 - Ayrıntı 3.BasımKitabı okudu
“Özne olunuz! Batı toplumlarında yankılanan yeni buyruklar budur… Kendini ifade etmek, konuşmak, iletişimde bulunmak, işbirliği yapmak gerekir…[Ancak],iletişim ilişkisinin hem içeriği hem de biçimi tamamıyla önceden belirlenmiştir“
Sayfa 62 - Ayrıntı 3.BasımKitabı okudu
212 syf.
8/10 puan verdi
Çok tadında bir alan (Sosyoloji hatta Çalışma Sosyolojisi) kitabı. Tadında derken kastettiğim; anlamak için muhakkak ‘sosyolog’ olmaya gerek yok fakat belirli bir alt yapı gerektiriyor.
‘Teknozofi’ (Teknoloji+Filozofi) en ilgimi çeken kavram/açılım oldu.
Çalışmadan çalışmak hakkında tespit ve öneriler ise insan kaynakları alanında kim çalışıyorsa bunu ıskalamamalı çünkü burada çalışma hayatının yakın geleceğini okuyorsunuz.
Jean-Paul Sartre yakın arkadaşı olan 
André Gorz için üzüm üzüme baka baka kararır demek mümkün. Sessiz zaman zaman bağrış çığrış içerisinde ve çoğu zaman haklı öneriler bir dava adamı diliyle sunulmuş.
Kütüphanemde ‘Bulunsun bir zaman çok işine yarayacak’ eserler rafına kaldırıyorum. İkinci üniversitemde Çalışma Sosyolojisi hocama gıcığım hâlâ…kusura bakma André Gorz benzer gıcıklığı sende de yakaladım…
Çalışma zamanı, egemen toplumsal zaman olmaktan çıkacaktır.
Sayfa 109 - Ayrıntı
Kosuke İkebuchi, Toyotacı felsefeyi şöyle özetler: “2100 üretim işçimiz günde 8 saat atölyelerde çalışır, 30 mühendisimiz ise bu atölyelerde günde yalnızca 2 saat çalışır. Dolayısıyla mühendislerin temel görevi, işçilerin düşüncelerini desteklemektir, onlara ne yapmaları gerektiğini söylemek değil. Bundan farklı olan her tutum, devasa bir kaynağın boşa harcanmasına neden olur.“
Sayfa 49 - Ayrıntı
Dünyanın en kirli on kentinden beşinin Çin’de bulunduğunu bilmek gerek.
Sayfa 42 - Ayrıntı