Kabardıkça kabaran ve bilincini yavaş yavaş bulandıran bu boğucu uyuşukluk tıpkı bir denizi andırıyordu. Kimi zaman bu denizde bata çıka yüzüyor, karanlıklar içinde kararsız kulaçlar atıyor sonra birden ruhunun garip bir itilimiyle başka bir irade kırıntısına kavuşuyor, ve o zaman daha canlı kulaçlar atmaya başlıyordu.