"Dünya bu mu, hayat bu mu, diye düşündü Sebati Bey. Bunlar da akılları sıra yaşıyorlar mı? Bu adamlar ne yaparlar? Sabah giderler, akşam gelirler. Öğleyin ayaküstü bir şeyler atıştırırlar. Koş bre koş... Niye? Beş on kuruş fazla kazanmak için. Kazanıp da ne yapacaklar: Sinemaya, kumara verecekler... Hay aklınıza şaşayım sizin... Yirminci asır medeniyeti dedikleri bu mu? Vah zavallı benî âdem... Vah zavallı nev-i beşer... Sen bugünlere de mi düşecektin?"