Yaşayan Hurafeler
Kemalettin ErdilYaşayan Hurafeler Sözleri ve Alıntıları
Yaşayan Hurafeler sözleri ve alıntılarını, Yaşayan Hurafeler kitap alıntılarını, Yaşayan Hurafeler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Hala Var mı acaba?
En tuhafıma giden bir kaç maddeyi eklemek istedim. Büyüler...Büyü bozmak için yapılanlar. Akrep tütsüsü yapmak.
︎Öldürülen akrep bir kutuya konup saklanır. Her gün bunun bir parçasını ateşe atıp yakarak büyülü kimse ve ev tütsülenir. Tütsü güneş doğduktan sonra batıncaya kadar yapılır. Gece yapılmaz
︎Tuvalet tasına ters oturarak büyük abdest yapmak.
︎Kirpi kanı içmek
Vs vs. Şaşırmamak elde değil..
Sayfa 42Kitabı okudu
"İslam'ın dostu ilim, düşmanı cehalettir."
İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe
Sayfa 58Kitabı okudu
"Âlimi olmayanın dini, doktoru olmayanın da sağlığı yoktur."
İmam Şafiî Hazretleri
Sayfa 78Kitabı okudu
Çaput bağlama hurafesi, Kuzey ve Orta Asya uluslaranın eski dinleri olan ŞAMANİZM'e mahsus önemli unsurlardan biridir. Şamanist Türklerin inanışlarına göre her dağın, her kutlu pınarın, göl ve ırmakların, kutlu ağaç ve kayaların "İZİ" sahipleri vardır.
-Çağdaş Altaylı Şamanistlerin inandıkları "İZİ"ler, Göktürklerin bıraktıkları yazıtlarda toptan "YER-SU" ile ifade edilmiştir. Göktürkler bu "YER-SU" denilen ruhları, Türk yurdunun koruyucusu sayarlardı. Onların inanışlarına göre bu "İZİ"ler kişiden kurban isterler. Kurban sunmayanlara zararları dokunur. Ancak bu ruhlar çok kanatkârdır. Bunları, bir paçavra parçası, bir tutam at kılı hatta kurban niyetiyle atılan bir taş parçası ile tatmin etmek mümkündür.
"İnsan ancak çalıştığına erişir. Onun çalışması şüphesiz görülecektir. Sonra ona karşılığı noksansız verilecektir."
Müslümanların başına gelen felaketler dinlerinden değil, dinlerini öğrenmeyi ihmal etmelerindendir.
Hz.Muhammed s.a.v "İki günü eşit olan zarardadır" buyurur ve "Sekiz gün ömre dokuz gün çalışmayı tavsiye eder."
Sayfa 84Kitabı okudu
Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem "iki günü eşit olan zarardadır." buyuruyor ve "Sekiz gün ömre dokuz gün çalışmayı tavsiye eder."
Kemalettin Erdil
İslam'a göre Kadın Erkeğin eşi, yardımcısı ve danışmanı olarak kabul edilmiştir.
Sayfa 91 - Türkiye Diyanet Vakfı YayınlarıKitabı okudu
Hâlâ,"kutlu"sayılan bazı mahallelerdeki ağaçlara, çalılara, incirlere, türbe pencerelerine, mezar taşlarına vb. şu,bu niyetle "medet umarak" bez bağlayan,mum yakan,para atan,tuz serpen, bahçesinde, eşiğinde kurban kesen zavallı Müslümanlar az değildir!..
Sayfa 16Kitabı okudu
İslâma kadar bütün dünyada kadın değersiz bir yaratık olarak kabul edilmiş, yüzyıllar boyu ona hiçbir sosyal hak tanınmamıştır.
İslâmdan önce Hz. İsa kadınlar hakkında iyi düşünceliydi, onların hukukunu korumak istedi. Ama kilise Hristiyanlığın kadınlar hakkında şefkat ve merhamete dayanan ilkelerini istediği biçimde değiştirdi. Hatta Hristiyan azizlerinin katlettirdiği binlerce kadının acıklı öyküleri tarihte yazılıdır.
İslâm dini öncesi Arabistan'da büyü, müslümanlıktan önce geçerli birtakım uygulamalarla, Arapların yakın ilişkisi olan (musevîler, İranlılar, Yunanlılar gibi) halklardan alınmış aynı çeşitten anlayışların bir karışımıdır. Bunlar, tütsüleme, tılsım ve muska, okuyup üflemek, yıldızlara bakarak geleceği söylemek, içine yerleştirilen sayılar yatay veya dikey olarak toplandığında hep aynı sayıyı veren büyülü kareler düzenlemek vb. gibi uygulamalardı. Sayıların ve harflerin gizli değerlerinden yararlanarak geleceği okumak demek olan cifir, bu konuda kitaplar yazılmasına yol açmıştır".
Hintliler'de: Büyü, Veda dininin en gösterişli ve önemli törenlerinde yer alır. Bu törenlerde büyü uygulaması geceleri mırıltı halinde belli sözler söylenerek yapılırdı. Büyü için kullanılan araçlar da, çeşitli bitkiler, merhemler, ölülere ait eşya gibi şeylerdi. Aşk büyüleri, hastalıkların iyileşmesi ve şeytan kovmak için yapılan büyü ve uygulamalar da büyük bir yer tutar. Yoga çileciliği birçok bakımdan veda büyücülüğüne benzer.
"Vakitlerini muskacılıkla geçirenler, bu yoldan her ne kadar menfaat temin ediyorlarsa da bu iş dinen mezmun (kötülenmiş) olduğu için iflah olmuyorlar. Daima hayatları sıkıntı ve sefaletle, beş kuruşa muhtaç olarak geçmekte olduğu müşahade edilmektedir. Hayatlarının sonunda perişan bir vaziyette, miskinlik içinde yaşadıkları görülmektedir... Bunların hepsi yaptıklarının cezasıdır. Çünkü nice bakılması şer'an haram olan göbeklere muskalar yazmışlardır. Diğer muskalarda yazdıkları âyetlerin bir kısmı ayaklar altına ve pisliklere gitmiştir. Nice genç kızları muhabbet muskasıyla aldatmışlardır. Allah'ın men ettiği şeyleri insanlara aşılamışlar, imanın temelini sarsmışlar, İslâm akidesini bozmuşlardır. Böylelikle hiristiyan adetlerini canlandırarak ve bunları bir kısım insanlara kabul ettirip onların itikatlarını bozarak imanlarını sarsmaları ile tedavisi imkansız olan yaralar açmışlardır.