Böyle balık ne gördüm ne duydum doğrusu. Ne olursa olsun onu öldürmek zorundayım. Yıldızları öldürmeye kalkmadığımıza iyi ediyoruz, ya bir de onu yapsaydık!
Ya bir de her gün ay'ı öldürmeye çalışsaydık? diye düşündü. O zaman ay kaçardı. Fakat ya her gün güneşi öldürmek gerekseydi? Şanslı adamlarız vesselam!
İnsan kocayınca çalar saat gibi oluyor diye güldü adam. İhtiyarlar niye öyle şafakla uyanırlar bilmem. Günü azıcık daha uzun yaşayabilmek için mi acaba?
-Olur.Ama 2,5 dolar lazım.Parayı kimden bulmalı ki.
-Kolay o iş.2,5 doları kimden istesem verir.
-Bana da verirler.Ama borç almaktan hoşlanmam.Bir defa alıştın mı sonra dilenirsin.
"Okyanus uçsuz bucaksız, kocaman. Benim tekneyse ufacık, nasıl görebilirlerdi?" diye güldü ihtiyar. Karşısında konuşacak birinin bulunmasının, kendi kendine ya da denizle konuşmaktan ne kadar güzel olduğuna kuşku mu vardı?
"Gözünü açıp ışıkları seçmeye bak sen. Daha çok talihin vardır belki, ne biliyorsun. Bu nesnenin nerede satıldığını bilsem, gidip biraz almak isterdim." ... "Böyle saçma şeyler düşünmenin sırası değil. Talih insana her an, hiç tanınmayacak biçimlerde gelen bir şeydir."