Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaşlılara Saygı

Lamia Levent Abul

En Beğenilen Yaşlılara Saygı Gönderileri

En Beğenilen Yaşlılara Saygı kitaplarını, en beğenilen Yaşlılara Saygı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Yaşlılara Saygı yazarlarını, en beğenilen Yaşlılara Saygı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
·
Puan vermedi
Yaşlılara Saygı
Kitap Hakkında: Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı 16 kitaplık " Sorunlarımız ve Sorumluluklarımız " isimli serinin kitabıdır. Seriyi öğrenciler dahil herkes rahatlıkla okuyabilir. Kitaplar akıcı bir dille ve özlü bilgiler şeklinde hazırlanmış...
Yaşlılara Saygı
Yaşlılara SaygıLamia Levent Abul · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 200817 okunma
"Yaşlılar bir yerde geçmişle beraber yaşarlar. Her yaşadıkları olayı geçmişle mukayese ,ederęk anlamlandırmaya çalışırlar. Yeni olan her şey onları korkutur ve ürkütür. Bu sebeple geçmişlerine daha sıkı bir şekilde sarılırlar. Sürekli anılarını yâd eder ve geçmişe özlem duyarlar. Bu durum genç nesillerle aralarındaki mesafenin gitgide açılmasına ve onları anlamada ve iletişim kurmada zorluklar yaşamalarına sebep olur. Ne tam geçmişten kopabilmişler ne de günümüze ayak uydurabilmişlerdir" s.23 "
DİB Yayınları
Reklam
'Çaya kaç şeker alırsın?' diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...
Yaşlılık Çağı kişinin ölüme en çok yaklaştığı dönemdir. Yaşlı kişi ölüm gerçeği üzerinde daha fazla düşünmeye başlar. Artık hayatın sınırlı olduğunu, ölümün kaçınılmaz olarak kendini beklediğini idrak eder. Ölüme yaklaşmanin şuurunda olan bir ihtiyarı rahatlatan tek şey, sağlam bir hayat felsefesidir. Ölümü bir son, bir yok oluş olarak gören yaşlı bir insanı teselli etmenin imkânı yoktur. Bu noktada mutlu bir ihtiyar ancak ölümü bir terhis tezkeresi, ebedi âleme giden bir yol olarak görendir (Nevzat Tarhan, Mutluluk Psikolojisi, İstanbul 2005, 5. 113)." s.24
DİB Yayınları
"Geçmiş çağlardaki toplumlarda yaşlanan ve üretimin dışında kalan yaşlıların çeşitli şekillerde ölüme terk edildikleri anlatılır. Sibirya'da yaşlanınca güç ve kuvvetten düşen böylece başkalarına bağımlı hâle gelen insanların aile meclisinin kararıyla öldürülmelerine karar verilirdi. Eskimolar yaşlılarını buzdan kulübelerde ölüme terk ederlerdi. Eski Japonların ise yaşlılarını "ölüm dağları” denilen dağlara bırakılmaları gibi uygulamaların varlığı çok korkutucu ve ürpertici. (Beyza Bilgin, İslâm ve Çocuk, Diyanet İşleri Başkanlığı Yay, Ankara 2003, s. 108)s.35
Sayfa 35 - DİB Yayınları
Reklam
"Yalnızlığa dayanırım da bir başına asla. yaşlanmak hoş değil duvarlara baka baka.. bir dost göz arayışıyla saat tıkırtısıyla.. korkmam geçinip gideriz bir mutlulukla ama günün aydın akşamın iyi olsun diyen biri olmalı. bir telefon sesi çalmalı ara sıra.. zor değil hiç zor değil demli çayı karıştırıp bir bardakta yudumlamak doyasıya kaç şeker alırsın diye soran birisi olmalı ara sıra.."
Sevgili Peygamberimize uzaklardan biat etmek üzere bir adam gelir: “Ben sana hicret etmek üzere biat etmeye geldim. Fakat arkamda ağlayan iki yaşlı insan bıraktım.” deyince Hz. Peygamber: “Dön, o ikisini ağlattığın gibi güldür." der. (Ebu Davud, “Cihad”, 32) Benzer şekilde Hz. Peygamber'e gelerek Allah yolunda cihat etmek için izin
DİB Yayınları
Peygamber, çevresindeki yaşlılara hürmet ve saygı göstermiş, ikramlarda bulunmuştur. Peygamberimiz (s.a.s.) küçük yaşlarda anne ve babasını kaybetmiş olmasına rağmen annebabası yerine koyduğu insanlara gösterdiği saygı ve ilgi gerçekten takdire şayandır . Sevgili Peygamberimiz, çocukluğunda evlerinde kaldığı amcası Ebu Talib'in eşi Fatıma
Sayfa 44 - DİB Yayınları
"Son yapılan araştırmalar beynin sürekli olarak yeni şeyler öğrenmesinin hücre yaşlanmasıni yavaşlattığını ortaya koymuştur. Yaşlılıkta sık görülen unutkanlık ve bunun ileri aşaması olan bunama, beyinsel faaliyetlerin devam ettirilmesiyle önlenebilir. Yaşlı insanlar yeni kurslara katılarak, satranç oynayarak, bulmaca çözerek, kitap okuyarak, sağlıklarının elverdiği ölçüde seyahat ederek bu hastalıkları kendilerinden uzaklaştırabilir. Yaşlanmanın yaşla ilgisi olmadığını ve çok yaşamakla yaşlanılmayacağını gösteren pek çok örnek var. İnsan kaç yaşında olursa olsun, hayata dair isteklerini, ümitlerini ve heyecanlarını kaybetmemişse genç sayılır. İşte bunun örnekleri: Kristof Kolomb Amerika'yı keşfe çıktığı ilk yolculuğunda elli yaşını çoktan aşmıştı. Mimar Sinan Süleymaniye Camii'ni bitirdiğinde yetmiş yaşını çoktan geçmişti. Ustalık eserim dediği Selimiye Camii'ni tamamladığına ise seksen altı yaşındaydı.Pasteur kuduz aşısını bulduğunda altmış ya*şındaydı. Galileo ayın günlük ve aylık çizimlerini yaparken yetmiş üç yaşındaydı. Goethe en büyük eseri Faust'u ölümünden bir yıl önce, yani seksen yaşında bitirmişti. (Bekir Onur, Gelişim Psikolojisi, İmge Kitapevi, Ankara 1995, s. 331)" s.34
Sayfa 34 - DİB Yayınları
Reklam
"Yaşlılık Hayattan Kopma Değildir “Beynimiz yeni tecrübeler keşfettiği sürece insangenç sayılır." /William Gladstone Nedense toplumumuzda yaşlılıkla ilgili pek çok yanlış yargı ve ifade bulunmaktadır. Bu yanlış yargılardan biri de yaşlılıkla beraber insanın hayattan el etek çekerek köşesine çekilmesi ve ölümü beklemesi gerektiği şeklindeki yargıdır. “Yaş yetmiş, iş bitmiş”, “Ununu elemiş, eleğini asmış" vb. sözlerle ifade edilen bu yanlış yargılar gerçeği yansıtmaktan oldukça uzaktır. Zira yaşlılık atıl kalma, hayattan kopma ve kabuğuna çekilme değildir. Aksine yaşlı insanlar bir ömür geçirdikleri bu dünyada bilgi, görgü ve tecrübeleriyle geçmişle bu gün arasında bir köprü vazifesi görürler. Yaşlılarımız bizim hafızamız ve gecmisimizdir. Onlar bizim bilgimiz, birikimimiz ve tecrübemizdir.Bugünümüzün inşasında onların katkısı ve emeği vardır. Onlar hayatta karşılaştıkları olaylardan dersler çıkarmış hayatı özümsemiş ve adeta hayatın içinde pişmiş ve olgunlaşmışlardır. Bilge ve saygın bir konuma gelmiş bu insanların tecrübe ve birikimlerinden faydalanılabilir"s.27
DİB Yayınları
Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.): “Allah her hastalık için mutlaka bir deva vermiştir. Ancak bir dert müstesna, o da ihtiyarlıktır.” (Ebu Davud, “Tıb", 1) buyurarak insan için yaşlılığın kaçınılmaz olduğu gerçeğini haber vermiştir. Yaşlılık hayatın kaçınılmaz bir gerçeği ve her canlıyı bekleyen bir süreçtir." s. 12
Sayfa 12 - DİB Yayınları
Ve artık daha yabancıyız birbirimize, daha sevgisiz, daha yalnız ve daha mesafeliyiz…
Sayfa 49 - Diyanet İşleri BaşkanlığıKitabı okudu
Yaşlılarımız bizim hafızamız ve geçmişimizdir.
Sayfa 26 - Diyanet İşleri BaşkanlığıKitabı okudu
Artık her şeyi sorduğumuz internetimiz, gözlerimizi ayırmadan seyrettiğimiz televizyonlarımız var. Ve artık daha yabancıyız birbirimize, daha sevgisiz, daha yalnız ve daha mesafeliyiz...
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.